Eğer şu an hayatta olsaydı, ben hizmetçi olarak çalışmak zorunda kalmazdım,... | Open Subtitles | نعم , لو أنه كان حياً لما احتجت لأن أعمل كمدبرة منزل |
İnsanı hayatta tutan tek şey budur. Sadece kurduğu düşler. | Open Subtitles | هذا ما يُبقي المرء حياً يجب أن يكون لديه حلم |
Avcı hayatta olduğu müddetçe, kim yerini alırsa, mezarını da paylaşacak. | Open Subtitles | طالما أن المُبيدة مازالت حية فمن سيأخذ هذا المكان سيشاركه قبره |
Liseden mezun olduğun ve 18 yaşında hâlâ hayatta olduğun için şükretmelisin. | Open Subtitles | عليك أن تكون مسرورا لأنك تخرجت من الثانوية ولأنك حي بسن الـ18 |
Yukarıda ne şekilde hayatta kaldıkları belli olmayan otuz adam bulundu. | Open Subtitles | هناك أكثر من 30 رجل مفقودين أقلهم لديه خبرة البقاء حيا |
- Laura Newton hayatta. - Laura Newton hayatta mı bilmiyorum. | Open Subtitles | لورا نيوتن حيّة أنا لا أعرف إذا كانت لورا نيوتن حيّة |
Zaman verimi yaklaşımı hayatta olduğunu ama kapana kısıldığını varsayar. | Open Subtitles | الافتراض الأنسب نظرًا لضيق الوقت هو أنه حيّ لكنه عالق |
İşte o yere bir aile üyesi hayatta vardır anlamına gelir. | Open Subtitles | هذا يعني أن لديه فرد من عائلته حياً في مكان ما |
hayatta olup olmadığını bile bilmediğin birini bulmak için neden bu kadar uğraşıyorsun? | Open Subtitles | لماذا تحاولين جاهدة لتجدي شخصاً لا تعرفين حتى إذا كان حياً أو ميتاً؟ |
Şu zavallı herif hayatta olsaydı bile, hiçbir şey olmayacaktı. | Open Subtitles | حتى لو كان ذلك الرجل المسكين حياً فلن يفيدنا بشيء |
Ee bu şey suyun dışında ne kadar hayatta kalabilir? | Open Subtitles | اذا، كم يمكن ان تظل هذه الشيء حية بدون ماء؟ |
Kan nakliyle seni istediğim kadar hayatta tutabilirim, bu konuda deneyimliyim. | Open Subtitles | بعمليات النقل, يمكن أن أجعلكِ حية بشكل غير محدد, وأنا مجرب |
Seyit Ali halen hayatta. Baştan aşağı siyah giymiş bir Orta Doğulu arıyoruz. | Open Subtitles | سيد علي حي ، نحن نبحث عن شرق اوسطى يرتدي طقما اسود اللون |
Kurşun hayati organlarımı ıskaladı. Bir mucize eseri hayatta kaldım. | Open Subtitles | الرصاصة لم تصبني بالمناطق الحساسة انا حي , انها معجزة |
Ekibin geri kalanları kurtulsa bile, hayatta kalmalarına imkan yok. | Open Subtitles | حتى لو كان باقى الفريق حيا فليس لهم مجال للحياه |
Ve denizde 7 hafta geçtiği zaman..., ...sadece hayatta kaldığı için minnettar olacaktır. | Open Subtitles | ،وحينما تمر السبع أسابيع في عرض البحر فعليها أن تكون ممتنة لبقائها حيّة |
Kendisinin hayatta olduğunu bilmeyen bir kız için benden ayrıldı. | Open Subtitles | أنفصل عني لأجل فتاة لا تعرف إن كان حيّ حتى |
Kendinizi başkalarının yerine koyabilirseniz... hayatta kalmak için... sürekli bir çıkış noktası aramanın... ne kadar zor olduğunu anlarsınız. | Open Subtitles | جرّب أن تضع قدميك في أحذبتهم أن تعيش حياة مثلهم و تعرف مالذي يتوجب عليك القيام به لتواصل العيش |
Ama arkadaşlarınız yolda, eğer onlar gelene kadar hayatta kalırsanız onu durdurabilirler. | TED | لكن أصدقاءك في طريقهم، وإذا استطعت النجاة حتى وصولهم، سيتمكنون من إيقافه. |
Bu gece nöbetiniz olmadığını biliyorum, ama komadaki hastamı kız kardeşi gelene kadar hayatta tutmama yardım eder misiniz? | Open Subtitles | انظري, أعلم أنّكِ لن تعملين الليلة.. لكن كنتُ أرجو أن تبقي هنا وتساعديني.. في إبقاء مريضي ذو الغيبوية حيّاً.. |
Bu yaratıklarla daha önce karşılaştık ve hayatta kaldık. Chaka benim hayatımı kurtarmıştı. | Open Subtitles | لقد تعايشت مع هذه المخلوقات من قبل شاكا بنفسه , قد أنقذ حياتي |
Bu hayatta bir şeyler başaracaksam başka yöne doğru gitmeliyim. | Open Subtitles | سوف أؤدى بعض المهام فى هذه الحياه فى إتجاه آخر |
Hayır, bunu demirle ödemeli. hayatta kaldığı sürece size asla saygı duymazlar. | Open Subtitles | كلّا، إنّما حقّ عليه العقاب الحديديّ، فلن يولّوك إحترامًا ما يظلّ حيًّا. |
hayatta bir şeyi başarmak için, insan hayatı basit tutmalı. | Open Subtitles | لتحقق شيئاً في هذه الحياة، يجب أن تجعل حياتك بسيطة. |
Şimdi izin verirsen para elimize güvenlice geçene kadar seni hayatta tutacağım. | Open Subtitles | الأن، إذا لم تُمانع.. سوف أبقيك حيًا حتي يكون المال في يدي |
Bunlardan biri belli ifadelerin hayatta kalmak için önemli olması. | TED | إحداها هي أن بعض التعبيرات مهمة للبقاء على قيد الحياة. |