| Daha kaybolalı bir gün olmuşken nasıl kurtarma gemisi yollarlar? | Open Subtitles | كيف أرسلوا مهمة إنقاذ فيما لم يمض يوم على ضلالنا؟ |
| Seni temin ederim, herhangi bir kurtarma teşebbüsü olursa, adamlarını öldürürüm. | Open Subtitles | أؤكد لك ، أنك إذا حاولت إنقاذ رجالك فسأقوم بقتلهم جميعا |
| kurtarma ekibi varana kadar, revirden çıkmaması herkesin yararına ve kesinlikle yalnız çıkmamalı. | Open Subtitles | ومن الأفضل للكل أن تظل هذه المرأه في المستشفي حتي يصل فريق الإنقاذ |
| kurtarma helikopterleri çoktan bölgeye geldiler, ilk radar kontağını bekliyorlar. | Open Subtitles | طائرات الإنقاذ تحلق في الجو يدورون منتظرين أول رصد بالرادار |
| - Uzatmak istemiyorum. - Ama bu ticari bir gemi, kurtarma değil. | Open Subtitles | اكرة ان اقول هذا ؛ ولكن هذة سفينة تجارية وليست سفينة انقاذ |
| Yin bu kadar kolay teslim olmaz. kurtarma ekibiniz kaç kişi? | Open Subtitles | لن يستسلم ين بهذه السهولة كم حجم فريق الانقاذ الذي تتبعه؟ |
| Devlet Birimi onayı alır almaz, bir kurtarma timi oluşturacaklar. | Open Subtitles | حالما تحصل وزارة الخارجية على التأكيد فسوف يرسلون فريق إنقاذ |
| Burası bacak taraftarları grubuna ait. Üçüncü bacağı kurtarma mücadelesinde Peggy'nin babasını destekliyoruz. | Open Subtitles | أوه نحن ندعم والد الطفله بيغي في الكفاح من أجل إنقاذ الساق الثالثة. |
| Lütfen. Ben sadece büyük bir kurtarma girişiminin ufak bir parçasıyım. | Open Subtitles | من فضلكم، من فضلكم، أنا مجرد جزء من عملية إنقاذ كبيرة. |
| Jack Bauer içeride, CTU'nun kurtarma operasyonu için keşif sağlıyor. | Open Subtitles | باور بالداخل يزود الوحدة بمعلومات إستطلاعية لــبدء مهمة إنقاذ للرهائن |
| Böylece Yıldız Geçidi Komutası Gama sahasında bir kurtarma operasyonu yapabilir. | Open Subtitles | وسيتيح لقيادة بوّابة النجوم تنفيذ عملية إنقاذ لكنهم سينقلوننا بالشعاع أوّلاً |
| - Acil durum sinyali yolladım. Hızlı bir kurtarma vagonu yollayacaklardır. | Open Subtitles | لقد أرسلت إشارة استغاثة يجب أن يرسلوا شاحنة إنقاذ بأقصى سرعة |
| Georgetown Üniversitesi Amerikan Tarihi MIT makine mühendisliği mezunu donanma dalış okulu ve kurtarma eğitimi merkezinde eğitim almış. | Open Subtitles | درجة في الهندسة الميكانيكية في الإم آي تي البحرية , آر أو تي , وغوص بحري ومركز تدريب الإنقاذ |
| Güzel, o halde kurtarma ekiplerinin onu ele geçirmeleri sorun olmayacaktır. | Open Subtitles | جيد، إذاً ففرق الإنقاذ لن يكون لديها أية مشكلة في استعادتها |
| kurtarma ekibini yollayın, gemiye girsinler ve navigasyon kontrolünü tamir etsinler. | Open Subtitles | أستدعى فريق الإنقاذ وأخبرهم بأن يدخلوا للناقلة ويعيدوا السيطرة على الملاحة |
| Başkan 10,000 yedek askeri kurtarma yardımı için göreve çağırdı. | Open Subtitles | زود الرئيس عدد 10000 جندي احتياطي للمساعدة في مجهودات الإنقاذ |
| Güvenli bölgelerdeki insanlar, kurtarma ekipleriniz de dâhil olmak üzere büyük risk altındalar. | Open Subtitles | كل هؤلاء الأشخاص في المناطق الامنه ومن ضمنهم فرق الإنقاذ معرضين لخطر كبير |
| Bana, ilk başladığımda dünyayı kurtarma isteğiyle... ..yanıp tutuşan kendimi hatırlatıyorsun. | Open Subtitles | أنت تذكرنى بنفسى عندما بدأت منذ زمن وكنت أريد انقاذ العالم |
| Neden girişimde bulunmak istemediğiniz bir kurtarma için itibar topladınız? | Open Subtitles | لماذا طلبت الثناء على عملية انقاذ لم ترد أن تفعلها؟ |
| Üçüncü olarak da, tuzağa düşmüş rakunları kurtarma ekiplerinin kurulması. | Open Subtitles | ثالثا, تنظيم فرق الانقاذ لتحرير الراكون الذي تم سقوطهم بالفخ |
| Arama kurtarma ekibi tarafından daha sonra aranırsın, tamam mı? | Open Subtitles | لست في مزاج يسمح بطلبي لمهمة بحث وإنقاذ لاحقًا، اتفقنا؟ |
| kurtarma ekibini yollayın. 45 dakika kadar istasyonda olacağımızı söyleyin. | Open Subtitles | نحنُ بحالة تأهب للإنقاذ سنبقى على هذه المحطة 45 دقيقة |
| Çin'e Hong Kong'a geldik ama sen hala Dünya'yı kurtarma peşindesin. | Open Subtitles | نحن هنا ، الصين ، وهونغ كونغ, وانت لا تزال تسعى لانقاذ العالم. |
| Seni beladan çıkarmam ve kurtarma operasyonuna yardım etmem beni geri kazandığın anlamına gelmez. | Open Subtitles | لا يعني مجرد أنني أردت إنقاذ عنقك ومساعدتك في تحرير الرهينةأنني قد عدت إليك |
| Gazı açmadan önce o kuşu kurtarma zahmetine niçin girmedi? | Open Subtitles | لماذا تزعج نفسها بإنقاذ الطير قبل أن تنتحر بالغاز ؟ |
| Daha önce dağda, hiç böyle bir kurtarma operasyonu duymamıştım. | Open Subtitles | و لم أسمع عن أنقاذ على جبل بيد شخص واحد من قبل |
| Bu virüslü sürücüleri 36. ve 5. cadde kesişimindeki Blank'in Disk kurtarma dükkanına götür. | Open Subtitles | وأن تأخذ هذه الأقراص المعطوبة لإستعادة الأقراص الفارغة فى تقاطع الشارع السادس والثلاثين مع الخامس |
| Ama kurtarma ekibi istasyon durağına ulaşmakta çok güçlük çekiyor. | Open Subtitles | لكن عاملو الأنقاذ يواجهون صعوبة في النزول إلى منصة المحطة |
| Hemen senin için bir kurtarma ekibi göndereceğim. | Open Subtitles | سوف ترسل فريقا استخراج بالنسبة لك في اسرع وقت ممكن. |
| Biz erteledikçe, Amerikalıların onu bulma ve kurtarma şansı artıyor. | Open Subtitles | كلما تأخرنا، كلما تحسانت فرصة الأمريكيين بالعثور عليه ومحاولة إنقاذه |
| Çünkü hala bir çok insan kurtarma botunun belirmesini umut ediyor. | Open Subtitles | لأن العديد من الناس لازالوا يأملون أن يظهر أحد قوارب النجاة. |