Bana en küçük öksürüğü bile çok ciddiye alan ebeveynlerden birisi olacağını söyleme. | Open Subtitles | لا تخبريني أنك ستكونين تلك الأم التي تجعل من كل سعال أمراً جسيماً |
Mutlu olacağını sanmışyım. Bana ilk kez bir şey söyledi. | Open Subtitles | اعتقدت انكِ ستكونين سعيده هذه اول مره تقول لي شيئاً |
Ryuzaki, Yagami Light, L'in yerini çaldığında tekrar Kira olacağını düşünüyor. | Open Subtitles | ريوزاكي اعتقد أن ياغامي لايت سيصبح كيرا عند أخذه لمكان إل |
Ayrıca bu yapacağınız şeyin uzun süre etkisi olacağını ve beyninizi depresyon, Alzhemir ve bunama gibi hastalıklardan koruyacağını söylesem? | TED | وماذا لو أخبرتكم أنّ نفس هذا الأمر يدوم تأثيره طويلاً ويحمي دماغك من مختلف الحالات كالاكتئاب، مرض ألزهايمر أو الجنون. |
İlaç testlerini insan hücreleri kullanarak yapabilmenin kapılarını aralıyor ve yakın dönemde bunun rutin bir yöntem olacağını umuyorum. | TED | وهذا يتيح القدرة، والتي من المأمول أن تصبح شيء روتينياً في وقت قريب، على استخدام الخلايا البشرية لاختبار الأدوية. |
- Gaz mı? Ülkenin bu tarafında gaz saldırısı olacağını hiç sanmam, hayatım. | Open Subtitles | لا أظن أنه سـيحدث هجوم بالغاز على هذه القرية ولا يمكن حدوث هذا |
Ailemizin zaten onların yanında olacağını düşündük. | TED | لاننا افترضنا ان العائلة سوف تكون قريبة لا محالة |
Mutlu olacağını sanmışyım. Bana ilk kez bir şey söyledi. | Open Subtitles | اعتقدت انكِ ستكونين سعيده هذه اول مره تقول لي شيئاً |
Okuldayken senin özel biri olacağını biliyorduk ve bunu söylemiştik. | Open Subtitles | كلنا عرفنا في المدرسة انك ستكونين مميزة, لقد قلنا ذلك |
Ölümü karşılarken çok cesurdun. Senin gerçek bir ortak olacağını biliyordum. | Open Subtitles | ،كنت شجاعة في وجه الموت كنت أعرف أنك ستكونين شريكة حقيقية |
Vay canına. Onun kampüsteki herhangi bir şeyin en büyüğü olacağını hiç düşünmezdim. | Open Subtitles | واو ، لم أكن أعتقد أنه سيصبح . أكبر شخصية في حرم الجامعة |
Onun böyle başarılı olacağını bilsem ona kendi play station'umu yapardım. | Open Subtitles | لو كنت اعلم بأنه سيصبح ناجحاً فكنت سأبني له البلايستيشن خاصتي |
Evet, ama yaşam tecrübemin bunlar için bana yardımı olacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | نعم، لكن لا أعتقد أنّ الخبرة في الحياة ستفيدني مع هذا. |
Doğal olarak bu kişinin eşiniz veya çocuğunuz olacağını düşünmeyin. | TED | لا تفترض أن الاختيار الطبيعي هو شريك حياتك أو طفلك. |
O peş para etmez kızla görüşmeye karar verdiğinde bunun olacağını anlamalıydın. | Open Subtitles | حينما تقابل فتاة من طبقة دنيئة هكذا، يجب أن تتقوم حدوث هذا |
Ben, dul eşin macerasında çok başarılı olacağını düşünüyorum. | TED | واظن ان أرملته سوف تكون ناجحة جداً في تحقيق مبتغاها |
Ve bunun sadece temizleyici bir ateşle mümkün olacağını biliyordum. | Open Subtitles | وعرفت أن ذلك لايمكن أن يحصل إلا بواسطة نار تطهيرية |
Önümüzdeki yıl dünyanın daha iyi bir yer olacağını düşünüyor musunuz? | TED | هل تعتقدون أن العالم سوف يكون مكان أفضل في السنة القادمة؟ |
Bu dünyayı kurtarmanın, bir mola kazanmak için yeterli olacağını düşünürsünüz. | Open Subtitles | أنت تَعتقدُ أن انقاذ العالم سَيَكُونُ كافيَ لاحظى ببعض الراحة ,اتعتقد؟ |
Bak, seni keyiflendirmek için şaka yaptık. Gerçek alıcının biz olacağını düşünemedik. | Open Subtitles | الحقيقة أننا قمنا بهذه المزحة لإبهاجك لم نتخيل أننا سنكون المشترين الحقيقيين |
Evet, Roscoe, Walt'un beş dakika içinde burada olacağını söyledi. | Open Subtitles | نعم، قال روسكو أن والت سيأتي خلال الخمس دقائق الأخيرة |
Kalplerinin derinliklerinde her ne olursa olsun onlara yardım edecek biri olacağını hissederler. | Open Subtitles | و فى الاعماق يشعرون بذلك ومهما حدث سيكون هناك شخص ما هناك لمساعدتهم |
- Ne zaman olacağını biliyorum. - Sana gerçekmiş gibi geldiğini biliyorum. | Open Subtitles | اعرف التاريخ التي ستحدث فيه اعرف انها ستكون حقيقة بالنسبة لك حينها |
Dolayısıyla bir evrensel çevirmen aradık; birilerinin çoktan yapmış olacağını düşündüm. | TED | لذلك بحثنا عن مترجم عالمي; اعتقدت أنه سيكون شخص ما هناك. |
Eğer savaşta olsaydık o biçim ölü olacağını kafasına sok sadece.. | Open Subtitles | فقط لنوضح لهم كيف سيكونون اموات إذا كنا حقاً في حرب |