Hepimizi beslemek, giydirmek, ve barındırmak ve makul hayatlar yaşatmak imkansız olduğundan değil. | TED | لا يعني ذلك أنه من المستحيل تغذية وإيواء جميعنا وجعلنا نعيش حياة كريمة. |
Karmaşık bir şeydi, ben de olduğundan daha basitmiş gibi davranmak istemiyorum. | TED | كان أمرا معقدا، و لا أدعي أنه كان أبسط مما كان عليه. |
Senin nereye ne giyeceğini bilen biri olduğundan hiç şüphem yok, tatlım. | Open Subtitles | أستطيع أن أقول أنك من النوع الذي يرتدى دائماً ملابس عقلانية جدا |
Ve şimdiye kadar, şu anda olduğundan daha emin olmadılar. | Open Subtitles | أنها لم تكن أبدا أكثر يقيناً مما هيا عليه الآن. |
Üstelik William Henry Kalesi'nin muhasara altında olduğundan haberi yok. | Open Subtitles | إنه لا يعلم بأن جيش أبي هاجم حصن ويليم هينري |
Her günün bir hediye olduğundan, durup gülleri koklamaktan söz edebilirsin ama gerçek hayatta o gülü koparıp götürürsün. | Open Subtitles | تتحدثين عن أنّ كل يوم يحياه المرء لهو هدية ويتوقف للتنعّم بالعطايا لكن الحياة الواقعية لها طريقتها عكس هذا |
Akşamın geri kalanı için yeterince şampanya olduğundan emin misin? | Open Subtitles | ـ أتظن أنه يوجد من الشمبانيا ما يكفي لآخر الأمسية؟ |
Tek sorun ise canavarın hâlâ dışarıda bir yerde mi yoksa toprağın altına gömülü mü olduğundan emin olamamam. | Open Subtitles | المشكلة الوحيدة إنني لست متأكد ما إن كان هذا الوحش ما زال هنا في مكان ما أم أنه مات |
Ya onu kullanmaya hazırlanıyor ya da onda olduğundan haberi yok. | Open Subtitles | أهو يستعد لعمل شئ به أو أنه لا يعرف أنه لديه |
Odamda fıstık ezmesi krakerleri olduğundan beri başını her saat belaya sokuyorsun. | Open Subtitles | وبينما لديّ حلوى كريمة الفول يبدو أنك تقع في مشكلة كل ساعة |
Selam. Çok hızlı çıktığın için, iyi olduğundan emin olamadım. | Open Subtitles | أهلاً , لقد رحلت بسرعة و إعتقدت أنك لست بخير |
Düşündüm ki onun ilk arkadaşı olduğundan bana yardım edebilirsin. | Open Subtitles | وأعتقد أنك صديقه الوحيد هنا, لذا فكرت أنه يمكنك مساعدتي |
Kartın sizin olduğundan emin misiniz? Geçmedi de. Provizyon almam gerekiyor. | Open Subtitles | متأكد أنها بطاقتك لأنها غير فعالة أنها بطاقتي علي إجراء اتصال |
Ben sadece... arabanın tekerinin sağlam olduğundan emin olmak istiyordum. | Open Subtitles | كنت مجرد كنت أتأكد من الهواء بالإطارات لأتأكد أنها آمنة |
Sanırım çoğumuzun günlük hayatına, ayaklarımızın dibindeki gezegenimizin inanılmaz derecede sıcak olduğundan tamamen bîhaber devam ettiğini söylemek yanlış olmaz. | Open Subtitles | اعتقد انه من الانصاف ان نقول ان معظمنا يمارس حياته اليومية غافلٌ تماماً بأن أسفل أقدامنا، سخونة كوكبنا لا تُصدق. |
Benim için çok önemli olduğundan kaynağını açıklamayacağını garanti et. | Open Subtitles | تفهم أنّه لمن المهم بالنسبة لي بأن تضمن حماية المصدر |
Mimar değilim ama yatak odasının eve dahil olduğundan oldukça eminim... | Open Subtitles | لستُ مهندساً لكنّني واثقٌ أنّ غرفةَ النوم الرئيسيّةَ جزءٌ من المنزل |
Tam olarak ne olduğundan emin değildim ama konuşulma şeklinden, bunun büyülü ve çok özel birşey olduğunu anlayabiliyordum. | Open Subtitles | لم أكن متأكدا بالضبط ما هو لكني عرفت بأنه شيءساحر و سري جدا بسبب الطريقة التي كنا نتكلم بها |
Biliyor musun, eski karım olarak, karımken olduğundan çok daha iyisin. | Open Subtitles | أتعرفين، أنكِ أفضل كـ زوجة سابقة مما كنتِ عليه كـ زوجه |
kelimelerini kullandılar ama senin bir hayvan olduğundan söz etmediler. | Open Subtitles | رائع و عبقرى لكن لم يقولو لى انك أيضاً حيوان |
Büyükbabam sana II. Dünya Savaşı'nda sıhhiyeci olduğundan söz etmiş miydi? | Open Subtitles | أأخبرك جديّ من قبل أنّه كان مسعِف فى الحرب العالميّة الثانية؟ |
Hiç rüyada olduğundan ya da uyandığından kuşkuya düştüğün oldu mu? | Open Subtitles | هل يأتيك ذاك الشعور بأنك لست متأكد بأنك تحلم أم لا؟ |
Bir ilişkisi olduğundan kuşkulanıyordu ama kimle olduğunu bilmiyordu. | Open Subtitles | شكّ أنّها على علاقة مع أحدهم, لكنّه لم يعرف مع من |
Yoksa kampuste beni deli edebilecek tek insan olduğundan dolayı mı? | Open Subtitles | أَو واقع بإِنَّهَا الشخص الوحيد على الحرم الجامعي عَلمتَ بأنها ستُجنّنُني؟ |
Bundan sana bahsedecektim, ama sonra yasadışı olduğundan, en iyisinin inkâr edebilesin diye seni bunun dışında bırakmak olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | لقد كنتُ سأخبركِ بذلك لكنني عرفتُ بأنّ هذا غير قانوني من الأفضل عدم إشاركك بالأمر حتى يكون لديكِ حجة الإنكار |
Milyonlarca dönüm arazi olduğundan kayıpların üçte biri asla bulunamıyor. | Open Subtitles | بوجود ملايين الاكرات للبحث فيها ثلثهم لا يعثر عليهم ابدا |
Ben çok gençken ve otobüs beklediğim zamanlar, otobüs benden 10 metre uzakta durduğunda şoförün ırkçı olduğundan emin oluyordum. | TED | عندما كنت صغيرة في السن وأنتظر الحافلة في المحطة ويتوقف بعيدًا عني بـ10 أمتار، كنت متأكدة من أن السائق عنصريًا. |