| Yaklaşık on yaşındaydım ve babamla beraber New York eyaletinin kuzey kısmında vahşi bir alan olan Adirondack dağlarında bir kamp gezisindeydik. | TED | كنت فى العاشرة من العمر فى رحلة تخييم مع أبي فى جبال الاديرونداك وهي منطقة برية فى الجزء الشمالي من ولاية نيويورك. |
| Adamımızı yakaladık ve on yıl sürse bile onu mahkum ettireceğiz. | Open Subtitles | لدينا رجلنا، وسوف ندينه حتى لو استغرق هذا العشر سنوات القادمة |
| on kural ve üç anahtar, üzerlerinden geçmeyeceğim çünkü kitap yazmamın nedeni bu, ve internette ücretsiz olmasının da nedeni. | TED | العشرة قوانين و الثلاثة مفاتيح موجودين في الكتاب، لذلك لن أسردهم. و لذلك السبب هو متوفر على صفحات الانترنت مجانا. |
| Eğer, o cadalozun yanında, on saniyeden daha fazla kalırsam, boğazım tıkanıyor. | Open Subtitles | اذا ظليت مع عفريتة البحر هذه لعشر ثوان اخري سوف ينغلق حلقي |
| Bu beyaz bir kadının yaşam beklentisinden on yıl daha az. | Open Subtitles | عشْرة سَنَواتِ تحت متوسط العمر المتوقعِ لأنثى قوقازية. هَلْ عَرفتَ ذلك؟ |
| "Verilmiş bir söz." "on bin dağ bile bizi ayıramaz." | Open Subtitles | قد تم قطع الوعد, ولايمكن لعشرة آلاف جبل أن يفرقونا |
| Erie gölünde boğulmuş on tane, beş yaşında erkek çocuğu bulunmuş. | Open Subtitles | عشره أولاد ذو عمر خمس سنوات وجدوا غرقي في بحيره اري |
| Akşam on buçukta ise serbest bıraktı. O zamana dek arkadaşları bekliyordu. | Open Subtitles | ثم أطلق سراحهم في العاشرة والنصف وبحلول الوقت أصبح رجاله منتظرون جاهزون |
| - Her şey yolunda. Sen yatağına dön. - Saat on. | Open Subtitles | كل شيئ بخير , عودي فحسب إلي الفراش إنها الساعة العاشرة |
| Bay Watchman, on yaşındaki oğlum küçük bir çete bozmasından dayak yiyor. | Open Subtitles | ابني الذي يبلغ العاشرة ضرب من طرف عصابة تتكون من مغني الراب |
| Piskoposların sen yokken kabul ettikleri, on kanun taslağını onaylayacak mısın? | Open Subtitles | هل ستوافق إذن على المقترحات العشر التي وافق عليها الأساقفة بغيابك، |
| on Emir işini başka bir aileye bıraksak olmaz mı? | Open Subtitles | ألا يمكن لعائلة أخرى أن تهتم بأمر الوصايا العشر ؟ |
| Geçtiğimiz on sene içinde yasa dışı işler yapıldığını kanıtlamamız lazım. | Open Subtitles | علينا إظهار أن هناك نشاطاَ غير قانوني عبر السنوات العشر الماضية |
| Yirmi milyon yirmilik. Ve on milyon onluk banknotlardan oluşacak. | Open Subtitles | عشرون مليون من فئه العشرينات عشرة ملايين من فئه العشرة |
| Minnesota'nın on bin gölü olan yer olarak tanındığını biliyor muydun? | Open Subtitles | هل تعرفين بأن مينيسوتا تُعرف بأنها أرض العشرة الآف بحيرة ؟ |
| Sadece on dakika, sonra dışarı çıkarız sen de oynarsın. | Open Subtitles | فقط لعشر دقائق ، بعد ذلك يمكننا الخروج واللعب بالخارج |
| Siz iki yağ çubuğu eyalet sınırının ötesinde on saniye bile geçiremezsiniz. | Open Subtitles | انتما يا مغفلان لن تعيشا عشْرة ثواني على خَط المقاطعة أوه، حقاً؟ |
| Her yıl en az on tanesine katılmalısın tabi mezun olmak istiyorsan. | Open Subtitles | يجب ان تذهب لعشرة منهم على الأقل كل سنة اذا أردت التخرج |
| on bin, yüz bin yıl bekle belki geri dönerim. | Open Subtitles | انتظري الف او عشره الالف و شاهدي من سيعود لاجلك |
| Her bir astronot, kişisel eşyalarının arasında yaklaşık on tane ipek bayrak taşıdı. | TED | حمل كل من رواد الفضاء حوالي عشرة أعلام من الحرير في حقائبهم الشخصية. |
| on yıl sonra, bu düşüncemi gerçekleştirmek için Kenya'ya döndüm. | TED | بعد مرور عشر سنوات، عدتُ إلى كينيا للقيام بذلك فقط. |
| Aslında bu konu stüdyomuzun son on yıldır üzerinde çalıştığı bir şey. | TED | أقصد، هذا أمر ظل الاستوديو الخاص بنا يعمل عليه طيلة العقد الماضي. |
| Yani on binlerce, yüz binlerce molekül daha önce var olmayan bir yapı oluşturmak üzere bir araya geliyorlar. | TED | إذن ففي تنظيمٍ من عشرات الآلاف، ستقوم مئات الآلاف من الجزيئات بالتجمع لتكوين بنية أكبر لم تكن توجد سابقاً. |
| on aydır buraya geliyorum ve hâlâ hiçbir problemimi... - ...konuşmadık. | Open Subtitles | أنا أَجيءُ هنا عشَر شهورِ و نحن مَا ناقشنَا مشكلتَي مرّة. |
| on iki çift göz, kulak... Farkl sekiller ve boylar. | Open Subtitles | إثنا عشرَ زوج من العيونِ وآذانِ وأشكالِ واحجامِ. |
| on sağlam at, 10 sağlam silah. Memur yok, dükkâncı yok. | Open Subtitles | وعشرة جياد وبنادق بحالة جيدة لا أريد كتبة أو أمناء مخازن. |
| Ben "New Moon on Monday" şarkısını kafamdan atmaya çalışacağım. | Open Subtitles | بينما أحاولُ إخراجَ أغنية "نيو مون أون منداي" من تفكيري |