Ve benim için size burada ilk defa gösterebiliyor olmak muhteşem bir onur. | TED | و انه لشرف عظيم بالنسبة لي ان استطيع ان اقدمه لكم هنا اولا |
Bugün size Dijital Evreni sunuyor olmak benim için bir onur. Bu insanlık için nerede olduğumuzu görebilelim diye yapıldı. | TED | إنه لشرف عظيم اليوم أن أقدم لكم الكون الرقمي، الذي تم صنعه للبشرية حتى يروا حقيقة أين نحن في الكون. |
Sizin büyümenizi izlemek benim içim hem bir onur, hem de bir zevktir. | Open Subtitles | لقد كان شرفاً لي, ومتعة لأراكم تنضجون تهانيّ على كلّ فوز أحرزتموه هنا, |
Öncelikle bana teklif ettiniz için onur duyduğumu ama çıktığınız için bana hava atmanızı biraz duyarsız bulduğumu söylemeliyim. | Open Subtitles | بالموهبة بما أنكِ موهوبة جداً أولاً, أنا أشعر بالشرف لمجيئكم لي أولاً لكني أظنه من غير الأدب من جانبك |
Sayın Ted, Usame'yi yakalamak için sizinle çalışmak onur verici. | Open Subtitles | ..سيدي إنه شرف لي أن أساعدك في البحث عن أسامة |
Eğer beni anıtsal çay törenine kabul edersen bundan onur duyarım. | Open Subtitles | يشرفني أن تسمحى لي أن أشارك في مراسم شرب الشاي معك |
Benim için bir onur. Mutlu bir durum uğruna olmadığı için üzgünüm. | Open Subtitles | إنّه كان شرفٌ ليّ، متأسف لما حدث لك ما كنت لأسعد لحدوثه |
Seçilmiş kişinin, annesi ve kardeşiyle tanışmak büyük bir onur. | Open Subtitles | إنه لشرف عظيم أن نقابل أم و أخ الشخص المختار |
onur duydum, efendim, ve sizinle tanışmak bir şeref, Bay Poirot, gerçi sizi burada ilgilendirecek pek fazla bir şey olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | انه لشرف لنا يا سيدى وهو شرف ايضا ان اقابلك سيد بوارو رغم اننى لا اجد الكثير مما قد يثير اهتمامك هنا |
Seninle tanışmanın büyük bir onur olduğunu söylemek istedim sadece. | Open Subtitles | حسنا، أريد فقط أن أقول، لشرف لي أن ألتقي بك. |
Yaptığımız barışın Volsk'lere kazandırdığı onur Romalılara getirdiği utançtan az değil. | Open Subtitles | لقد صنعنا سلاماً ليس اقل شرفاً للفولشيين عن كونه خزياً للرومان |
Sicilya'nın bu pitoresk köşesince niceleri onur adına öldürüldü. | Open Subtitles | في هذه الزاوية الخلابة من صقلية مات العديد بأسباب متعلقة بالشرف |
Bn Sally Bowles'in söylediği gibi genç ve ünlü bir yazarla işbirliği yapmam bana onur verecek. | Open Subtitles | سيكون شرف لي أن أشارك.. شاب موهوب جدا في الحروف كما أخبرتني بولز |
Jacques Rogge: Size 31. Olimpiyat Oyunlarının Rio de Janeiro şehrine verildiğini söylemekten onur duyuyorum. | TED | جاك روج: يشرفني أن أعلن أن دورة الالعاب الأوليمبية الواحدة والثلاثون قد فازت بها مدينة ريو دي جانيرو |
Hayır, gerçekten bu bir onur, "Jacob Frienstein yılın avukatı" ödülünü almak. | Open Subtitles | ...لا, حقّاً هو شرفٌ لي أن أحظي بجائزة محامي السنة لجاكوب فرينستين |
(Video) Sayın Başkan, Bay Mitchell, sizin nezdinizde, ekonomimizde neyin yanlış gittiğini incelemek, büyük bir zevk ve onur. | TED | السيد: رئيس الجلسة، السيد: ميتشل، لمن دواعي السرور والشرف العظيم أن أجلس امامكم لفحص المشاكل التي يمر بها اقتصادنا. |
Ama daha önemlisi, Afrika kökenli bütün öğrencilerin birliği, Afrika'ya güç, onur ve bağlılık sağlayan sürekli bir kaynak. | TED | و لكن الأهم من ذلك , الهيكل الطلابي الإقريقي بأجمعه هو مصدر متواصل للقوة , الفخر و الإلتزام بإفريقيا |
Bu gece burada birçok misafir ağırlama şerefine nail olduğum için onur duydum. | Open Subtitles | لقد تشرفت حقا الليلة بلقاء العديد من الضيوف |
Sizinle tanışmak bir onur. Çok heyecan verici bir hikaye. | Open Subtitles | إنه لمن دواعي شرفي مقابلتكم هذه قصة مثيرة حقاً |
Hem bak, onur'a da zam yapmayalım. Çocuk âşık da oldu, şimdi bir sürü masraf. | Open Subtitles | دعنا لا نرفع الإيجار على (أنور) لديه مصاريف كثيرة |
SS: Minnettarim, onur duyuyorum, mutluyum ve bu sadece en baslangici. | TED | ش س : أنا ممتنة، لي الشرف ، وأنا سعيدة، هذه فقط البداية الأولى. |
Bu ayrıca, politik mekanizmada bir onur gücü olarak da inanç ifadesidir. | TED | هي كذلك تعبيراً عن الإيمان بالآلة السياسية كقوة للشرف. |
12 Koloninin vatandaşları, bu onur verici durum karşısında çok duygulandım. | Open Subtitles | الي مواطني الاثني عشر مستعمرة, لدي فخر وتواضع بهذا الشرف العظيم |
Ona yaptığımızı söyleyebilirsem çok büyük onur duyacak. Senin hayranlarından biri. | Open Subtitles | سيكون فخور جداً لو استطعت أن أخبره أننا فعلناها |