Unutma eğer Ona bir şey olursa bu galakside saklanabileceğin bir yer olmayacak. | Open Subtitles | تذكّر أنّه إن حدث لها أي مكروه، لن تستطيع أن تختفي في أي مكان من هذه المجرة. |
Ona bir şey alacak mısın, yoksa hâlâ seninkini öptüğü için pişmanlık mı duyuyor? | Open Subtitles | أحضرتي لها أي شيء, أو أنها لا تزال منبوذة بسبب القبلة و منطقة البكاء؟ |
Ama kalan son bir kaç ayında Ona bir kaç kelime bile edemedim. | Open Subtitles | بعد اشهر قليلة رحل لم أستطع تقديم نفسي بأن أقول له أي شيء |
Ama oraya gittiğimde tek yaptığı beni, Ona bir paket yollamakla suçlamak oldu. | Open Subtitles | لكن عندما وصلتُ إلى هناك، كان كلّ ما فعلته هُو إتّهامي بإرسال طردٍ ما لها. |
Abimin eşinin yanında Ona bir iş ayarladık, mutfakta çalışıyor. | Open Subtitles | لا أعلم لقد حصلت له على عمل عند زوج شقيقي |
Ona bir şey olsa ne kötü olurdu, bir yerini incitse. | Open Subtitles | سيكون من السئ إذا حدث لها شيئاً , إذا تأذّت |
Belki Ona bir hobi va da benzeri bir şey bulabilirim. | Open Subtitles | قد اكون قادرا على ايجاد هواية له اي اقتراحات؟ |
Hepimiz bu odada iken Ona bir şey olamaz. | Open Subtitles | لن يحدث لها شيئاً إذا بقينا جميعاً فى هذه الغرفة |
Zavallı. Ona bir arkadaş bulacağım. | Open Subtitles | تلك المرأة المسكينة، سأعثر لها على صديقة |
Dükkânımdan alabilir, ama ben Ona bir şey bırakmıyorum. | Open Subtitles | يمكن أن تأخذ متجري، ولكن أنا لا يترك لها أي شيء. |
Bu yüzden Ona bir şey olmamasını sağlayacağız. | Open Subtitles | ولهذا سنحرص على أن لا يحدث لها أي شيء |
Teşekkür ederim ama ne yaparsan yap Ona bir şey söyleme. | Open Subtitles | شكراً لكِ، ولكن... أياً ما تنوين فعله، لا تقولي لها أي شيء بشأن حملها... لأنها لا تعلم بهذا الأمر بعد. |
Delicesine. Ama artık Ona bir şey ifade etmiyorum. | Open Subtitles | لكنني لا أعني لها أي شيء بعد |
Tamam. Sana söyleyeceğim, ama Ona bir şey söylemeyeceksin. | Open Subtitles | حسناً، سأخبرك، لكن لا يمكنك أن تقول له أي شيء |
Doğum günü için Ona bir şey alacaksan, ne alacağını düşünme. | Open Subtitles | حسناً، إن جلبت له أي هدية في عيد ميلاده، فمقاسي "كبير". |
Muhtemelen işi bırakmanın Ona bir faydası olmayacağını farketmiştir. | Open Subtitles | ربما أدركَ بأنّ الاستقالة لن تجلب له أي منفعة |
Ona bir şey söylemek için bekliyorum. | Open Subtitles | انتظرت كثيرا لاقول شيء ما لها. |
Sadece Ona bir içki ısmarlamak istedim. | Open Subtitles | حاولت أن أحصل له على شراب هذا هو الموضوع |
Buraya bana Ona bir şey olduğunu söylemek için mi geldin? | Open Subtitles | هل أتيت إلى هنا لإخباي أن شيئا حدث لها ؟ |
Eğer Ona bir şey olursa bunu senden bilirim. | Open Subtitles | ان حدث له اي شيئ سوف احملك المسؤلية شخصياً |
Ona bir deste kart ver ve onunla mahjong oynayacak birilerini bul, çünkü ben gidiyorum | Open Subtitles | اعثر لها على أوراق لعب وأصدقاء ليسلونها، لأنني منصرف |
Gecikmedim. Sonra yanına gidip, Ona bir bira koydum. | Open Subtitles | وهو ما فعلته ، ثم انضممت أليه لاحقاً وصببت له البيره |
Gitmeye can atıyor Hiccup. Ona bir baksana. Peki ya asıl planımız nedir? | Open Subtitles | انها متشوقه للذهاب، هيكب انظر في وجهها اذن فما هي ، الخطة الفعلية؟ |
Ciddiyim, Ona bir hesap ayarlamanı istiyorum bilirsin, başka bir ülkede mesela, nasıl yaparsan işte. | Open Subtitles | بجديّة، أريدك أن, كما تعلم، رتّب له بعض الحساب, كما تعلم؟ |
Ona bir şey olursa ne yapacağımı bilmiyorum, Charlie. | Open Subtitles | انا لا اعلم ماذا افعل اذا حصل لها اي شيء شارلي |
Ona bir söz verdim, biraz çocukçaydı çünkü sözümü tutamadım. | Open Subtitles | لقد قطعت لها وعداً و قد كان أحمقاً لأنني لم أكن قادراً على الإيفاء به |
Ona bir şey oldu, ne olduğunu bilmiyorum, ama hükümetimizin onu aldattığına inanıyor. | Open Subtitles | شىءٌ ما حدث له, لا أعرف ماذا لكنه يعتقد الآن أن حكومتنا خانته |
Ben de Ona bir viski verip misafir odasında yatıracaktım. | Open Subtitles | لقد كنت سأعطيه كأس ويسكي وأجعله ينام في غرفة الضيوف |