| Neredeyse altı yıl, her Allah'ın günü, Elimde bir şey yoktu ancak posta kutumda red mektupları beni bekliyordu. | TED | إذن، طوال ست سنوات تقريبا، كل يوم، لم أكن أتوصل إلا برسائل الرفض التي كانت تنتظرني داخل صندوق البريد. |
| Bu posta kartları ve telgraflar ondan gelmiş gibi görünmüyor. | Open Subtitles | هذه بطاقات البريد والبرقيات لا تبدو إنها أرسلت من عندها. |
| Gezebildiğin kadar gezersin, sonra bozar ve posta kutusundan tıkıştırırsın. | Open Subtitles | تستهلك أكبر قدر ممكن، ثم تكوّمها وتحشرها داخل فتحة البريد. |
| Aynı zamanda posta kodunun genetik kodumuzu da şekillendirdiğini öğreniyoruz. | TED | ونتعلم أيضًا أن الرمز البريدي يقوم فعليًا بتشكيل الرمز الوراثي |
| Bu posta treni hakkında her şeyi bilmek istiyorum o yüzden. | Open Subtitles | لهذا السبب أرغب في معرفة كل شيء يخص قطار البريد هذا |
| Ve fark ettim ki, bilirsin, beni bir sandığa koyup karıma postalayabilirsin, hızlı posta, öncelikli posta, her neyse. | Open Subtitles | و فكرتُ، تعلَم، يُمكنكَ أن تضعني في صُندوق و تُرسلني بالبريد إلى زوجتي، بالبريد المُستعجَل البريد المُمتاز، مهما يكُن |
| Bizimle gel. posta odasına dönme, ekibin bir parçası olarak gel. | Open Subtitles | عد معنا ليس الى غرفة البريد لكن لتكون جزء من فريقنا |
| Pekâlâ, biri bana posta kutusuna ne olduğunu söyleyebilir mi artık? | Open Subtitles | حسنا ، هل يستطيع احد إخباري ماالذي حدث بصندوق البريد ؟ |
| Ne telefon, ne faks. Sana elektronik posta bile atabilirsin demiştim, değil mi? | Open Subtitles | لا اتصالات و لا فاكس ألم أقل لك أن البريد الألكتروني ينفع ؟ |
| Bazı cevaplara ulaşmanın ilk adımı da tam orada, o posta kutusunda olabilir. | Open Subtitles | و الخطوة الأولى للعثور على أحد الإجابات. ربما يكون هناك في صندوق البريد. |
| Çünkü kişilik bozukluğu varmış ve posta kutularını yalamadan duramıyormuş. | Open Subtitles | لأنه مصاب بالوسواس القسري و هو مهووس بلعق صناديق البريد |
| Çünkü adres olarak NCIS yazılmış. posta müfettişi bizi aradı. | Open Subtitles | ولأنّه كان موجها لشعبة التحقيقات البحرية، إتصل بنا مفتش البريد. |
| Mahalledeki tüm posta kutularının kalitesinde yarattığı artış için teşekkür etmek istedim. | Open Subtitles | وأردت أن أقول,شكراً لكم التطور الكلي في جودة صناديق البريد قد فعلت |
| Paket, posta odasında duruyor kablosuz ve bluetooth giriş noktalarını tarıyor. | Open Subtitles | و الصندوق في غرفة البريد يقوم بمسح نقاط وصول اللاسلكي والبلوتوث |
| Kuzenim dünyanın en romantik kuş yuvası şeklindeki posta kutularını yapıyor. | Open Subtitles | أبن عمي يصنع أروع صناديق البريد التي على شكل قفص العصافير |
| Şelâle Kurbağası'nın boyu 3 cm kadardır. Bir posta pulunu geçmez. | Open Subtitles | يبلغ طول علجوم مياه الشلالات الإنش تقريبا , كحجم طابع البريد |
| posta sistemini kullansalardı posta dolandırıcılığı olurdu ve peşlerine düşebilirdik. | Open Subtitles | اذا كانو يستعملون النظام البريدي هذا إحتيال بريدي وبامكاننا ملاحقتهم |
| Amerikan posta Hizmeti için çalışan bir adamım striptizci değilim. | Open Subtitles | تحاول القيام بعملي ل الخدمة البريدية الولايات المتحدة، لا متجرد. |
| Yıllar geçti, boş vakitlerini posta yoluyla gelen... bilim kitaplarına çalışmakla geçirdi. | Open Subtitles | بمرور السنوات، استغل لحظات الراحة القليلة من كل يوم، لدراسة العلوم بالبريد. |
| Lütfen anahtarı alıp 237 numaralı posta kutusunu aç beni zarfın içinden çıkartıp öp. | Open Subtitles | خذى مفتاحك و افتحى صندوق بريدك رقم 237 و خذينى خارج مظروفى و قبلينى |
| Ailelere dönüp başka posta kartı alan var mı bakalım. | Open Subtitles | احتاج للعودة للعائلات و نرى من ايضا استلم بطاقة بريدية |
| posta kutumuzda kimliği belirsiz birinden gelen... bir bağış çeki var. | Open Subtitles | في صندوق بريدنا لقد تسلّمنا من متبرع مجهول و شيك مصرفي |
| İnsanların posta kutularında gizemli bir aşk mektubunun bir parçasını bulmaları gibi bir fikrim vardı. | TED | وصلت لفكرة انني اريد الاشخاص ان يحصلوا على نوع خاص من رسائل الحب الغامضة كقطعة وجدت في صندوق البريد |
| Bayan Hallet kendi anahtarlarını neden kendi posta kutusuna atsın? | Open Subtitles | لما السيده هيلت وضعت مفاتيحها فى صندوق بريده اللعين ؟ |
| 1997'de posta kasabasında toplanan 32 sivil de dâhil. | Open Subtitles | مشتملا على ذلك 32 مدنيا في تجمع سياسي عام 1997 في بلدة بوستا |
| Eğer bu bir posta güvercini olsaydı, "Homeros'un Serüveni" olarak adlandırılırdı. | TED | فان كانت من الحمام الزاجل لسميتها رحلة هوميروس |
| Her Noel'de kadının posta kutusuna biraz para bırakırım. | Open Subtitles | كل عيد كريسماس أضع بعض الأموال فى صندوق بريدها , أتعلم ؟ |
| İki haftadır en az yüz kere posta kutusunu kontrol etmiş olmalı. | Open Subtitles | لقد قام بمئات الرحلات للبريد خلال الأسابيع الماضية |
| Sırasıyla İlk posta, Eski Dost, | Open Subtitles | :كان على النحو التالي ذى فيرست بوست, ذى اول فاملر |
| Ayrıca bilgisayara merkezine gidip, sana elektronik posta da göndereceğim. | Open Subtitles | وسأنزل لمركز الكمبيوتر لأرسل لك بريداً إلكترونياً |