Onur duydum Tripp, ama geçen gün Patrick'in cenazede söyledikleri doğruydu. | Open Subtitles | لقد أطريتني تريب، ولكن الذي قاله تريد في يوم الجنازة صحيح |
Müdürün söyledikleri dışında, doktor olarak, kendine ait bir düşüncen var mı? | Open Subtitles | عدا عن ما قاله المدير في مهام الطبيب هل لديك افكارك الخاصة؟ |
Bu yüzden insanların kendileri hakkında ne kadar emin olduklarına bağlı olmadan, söyledikleri şeylere meydan okuyan bir deney yaratmak istedik. | TED | لذا أردنا خلق تجربة، تتيح لنا أن نتحدّى ما يقوله الناس عن أنفسهم، بغض النظر عن مدى الثقة التي يبدون عليها. |
Tek söyledikleri seni de alıp, tapınak çimenliğinin oraya gelmemdi. | Open Subtitles | كل ما قالوه أن أحضرك و أن نذهب إلى الحديقة |
söyledikleri için üzgün ve barış için edepsiz havucu uzatıyor. | Open Subtitles | إنها آسفة بشأن ما قالته وقدمت الجزرة البذيئة كعربون محبة |
Ona gelen mektupları görmelisiniz bazı kişilerin ona yapacaklarını söyledikleri bazı şeyleri. | Open Subtitles | يجب أن ترى بعض من الرسائل التي لديها أشياء قالوا أنهم سيفعلونها |
Böylece, insanların bana kanserin sebebi, kaynakları ve hatta neden olduğun kişi olduğun hakkında söyledikleri bana mantıklı gelmedi. | TED | لذا، ما كان الناس يقولونه لي حول سبب السرطان، ومصادره أو، لتلك المسألة، لماذا أنت من أنت، لم يكن له معنى. |
PM: Kadın arkadaşlığı hakkında okuduğum şeylerden biri de, Cervantes'in söyledikleri: | TED | بات: وأحد الأمورالتي قرأتها عن الصداقة بين الإناث هو شيْء قاله سيرفانتيس. |
söyledikleri doğruydu. Savaştığımız hergün savaştı. | Open Subtitles | ما قاله كان صحيحا لقد قاتل فى كل يوم قاتلنا فيه |
O hakemlerin söyledikleri umurumda değil-dövüşü kazanan adam bu! | Open Subtitles | انا لا أهتم بما قاله الحكام هذا الرجل هو من فاز بالقتال |
söyledikleri değil söyleme şekliydi. | Open Subtitles | لم يكن ما قاله بل الطريقة التي قالها بها. |
"Birazcık kafam güzel" sarhoşların sarhoş olmadıklarını kanıtlamak için söyledikleri bir şeydir. | Open Subtitles | الشعور ببعض الطنين.. هو شيء يقوله الثمالى ليقنعوا انفسهم انهم ليسوا ثملين |
İnsanların söyledikleri şeyleri dinlemeye o kadar vakit harcıyoruz ki, dikkatimizi onların söylemediklerini dinlemeye nadiren veriyoruz. | TED | نقضي الكثير من الوقت نصغي لما يقوله الآخرون لدرجة أننا قلّما نركّز فيما لا يقولون. |
Örneğin, insanların TED hakkında söyledikleri burada. | TED | على سبيل المثال، هنا ما يقوله الناس عن تيد. |
Bize söyledikleri her şey, inandığımız her şey birer yalan. | Open Subtitles | كل ما قالوه لنا، كل ما نعتقده الآن، هو كذبة. |
Aslında söyledikleri şeyleri gerçek yüzlerle karşılaştıran çalışmalar da yaptık. | TED | ولكننا أيضًا قمنا بدراسات حيث حاولنا الربط بين ما قالوه وبين الوجوه الفعلية على البطاقات. |
Ustura orada duruyormuş. Bunlar onun söyledikleri. | Open Subtitles | تصادف وجود شفرة الحلاقه هناك هذا ما قالته |
Rikako sana söyledikleri için pişman olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ريكاكو قالت انها نادمة على كل شيء قالته لك |
Bana kullanmalarını söyledikleri yazılımı kullandım. | TED | لقد استخدمت البرامج التي قالوا لي انه علي إستخدامها |
Onlar iyi insanlar ama söyledikleri yanlış. | TED | نحبهم. نعلم أنهم أشخاص جيدون، ولكن ما يقولونه خاطئ. |
İnsafsızlık, ama bana söyledikleri devam eden bir savaş olduğu, Bunny. | Open Subtitles | هذا غير معقّول، لكن أخبروني أن الطهاة يعملون بأقصّى جُهد، عزيزتي. |
Sadece söyledikleri değil, nasıl söyledikleri de önemlidir. | Open Subtitles | ليس فقط لما يقوله الناس و لكن كيف يقولها |
O zaman herkesin seninle ilgili söyledikleri de doğru, öyle mi? | Open Subtitles | ،حسناً، أظن أن مايقوله الجميع عنكِ صحيحٌ أيضاً أليس كذلك ؟ |
Ama, o müşterinin söyledikleri çok da yanlış değildi. | Open Subtitles | ماقاله ذلك الزبون لم يكن خطأ على الإطلاق |
Jenny'nin öldürüldüğünü söyledikleri saatte ben o kabinde değildim. | Open Subtitles | أنا ما كُنْتُ في ذلك الكشكِ عندما يَقُولونَ جيني قُتِلتْ، |
Ama seni uyarmalıyım annen hakkında söyledikleri hiç de hoş değil. | Open Subtitles | ولكن يجب ان أحذرك ما تقوله المذكرة عن امك ليس جميلا |
Şu an, diğer liderlerin hakkımda söyledikleri, tüm kötü şeyleri unutuyorum. | Open Subtitles | أنا لست لأحارب القادة السود .. و لقد تناسيت كل سيئة قالوها القادة عني |
Gördüğünü söylüyor ama söyledikleri çok saçma. | Open Subtitles | قال بأنه رأى ما حصل لكن كلامه ليس منطقياً بالمرّة |