"sürekli" - Translation from Turkish to Arabic

    • باستمرار
        
    • دائم
        
    • دوماً
        
    • دائمًا
        
    • بإستمرار
        
    • تستمر
        
    • يستمر
        
    • كثيراً
        
    • لطالما
        
    • دومًا
        
    • أستمر
        
    • مراراً
        
    • أظل
        
    • دائمة
        
    • استمر
        
    Annem, büyükannem, teyzelerim sürekli kocamın etrafta olduğunu hatırlatır dururdu. TED أمي، وجدتي، واعمامي، يذكّرونَني باستمرار أن زَوجَكِ مرّ من هنا.
    sürekli iyileştirme, geliştirme ve düzeltmeler yaptıkları bir proje gibi. TED إنه مثل المشروع الذي يضيفون إليه باستمرار التحديثات والتحسينات والتعديلات.
    Elbette Kapta Blue'ya sürekli maruz kalmak kalıcı hasarlara neden oluyor. Open Subtitles بالطبع, بتعريض مستمر لـ كابتا بلو يمكن أن يؤدي لضرر دائم
    Küçük bir çocukla yirminci katta oturup, sürekli düşecek korkusu yaşamak istemiyorum. Open Subtitles لا يمكنني أن أعيش في الطابق 25 دوماً ينتابني القلق بأنه سيسقط
    Rekor sürekli olarak aşağı düşme eğiliminde, fakat birden düştüğü noktalar var. TED دائمًا يتجه الرقم القياسي إلى أسفل، لكن يتخلله تلك المنحدرات شديدة الإنحدار.
    Ve sürekli olarak, ne zaman hikayeyi görürlerse ekrana yapışıyorlar. TED و بإستمرار , الناس متسمرون حول شاشاتهم كلما شاهدوا القصة
    İşte başladık. Aynı bozuk bir kaydı dinliyormuşsun gibi ama sözler sürekli değişiyor. Open Subtitles ها قد بدأنا، إنه كالاستماع إلى اسطوانة معطوبة و لكن الكلمات تستمر بالتغيير
    Ses seviyesinin altına girdi. sürekli iniyor ve hızı düşüyor. Open Subtitles سرعته أقل من سرعة الصوت أنه يستمر في فقد السرعة
    Eski nişanlım sürekli aklımda ve sanırım buradan anlamam gereken bir şey var. Open Subtitles خطيبتي السابقه تخطر ببالي كثيراً و أعتقد أن هذا شئ يجب أن أستوضحه
    Devamlı aktivasyon teorisine göre rüyalar, beynin düzgün çalışabilmesi için sürekli hafızayı pekiştirip uzun süreli hafızalar oluşturma ihtiyacından doğar. TED نظرية التفعيل المستمر تعتقد أن أحلامك نتائج من احتياج عقلك لتعزيز وخلق الذكريات لمدة طويلة باستمرار لكي يعمل بشكل صحيح
    Bu toplantılar boyunca özel bir tema sürekli mevzu bahis oldu. TED أثناء هذه المقابلات كانت هناك موضوعات محددة تطفو على السطح باستمرار.
    Beyinlerle ilgili sürekli yeni şeyler öğreniyoruz ve bu da yapay zekânın neden gerçek beyinlerle aynı düzeyde olmayacağını açıklıyor. TED وحيث أننا نتعلم باستمرار أشياء جديدة عن العقول التي توضح كم أن الذكاء الاصطناعي لا يرقى إلى مستوى العقول الحقيقية.
    sürekli saygı ve duyguların olacağı bir ilişki olamaz mı? Open Subtitles كيف يمكن أن يجتمع إثنين معا مع دائم الإحترام والموده
    Peki neden sürekli, bir yerden başka bir yere seyahat ediyoruz? Open Subtitles و لما نرحل دوماً هنا و هناك من مكان لمكان ؟
    sürekli görev dışındayken iyi para kazanmak isteyen polislere bakarım. Open Subtitles دائمًا ما أبحث عن رجال شرطة متفرغين ويريدون دخلًا إضافيًا
    Şey adım Roberta ve porno bağımlısıyım ve sürekli mastürbasyon yaparım. Open Subtitles حسنا اسمى روبيرتا و أنا مدمنة جنس وأمارس العادة السرية بإستمرار
    sürekli başkalarını suçluyorsun ama elinde silah olan kim bir bak. Open Subtitles تستمر في لوم الجميع، ولكن انظر من يحمل المسدس في يده
    Işıklar sürekli gidip gelmese çok daha kısa süreceğini söyle ona. Open Subtitles قل لها سأكون أسرع من ذلك أن لم يستمر التيار بالإنقطاع
    Ve en kötü yanı, sürekli hareket ettiğinden bir türlü doğru açıyı bulamıyorum. Open Subtitles و الجزء الاسوء هو أنها تتحرك كثيراً لا أستطيع إيجاد زاوية تصوير جيدة
    Yeğenin, sana sürekli zarar vermek isteyen birinin kızı ile evlenmemeli! Open Subtitles لا يمكنه أن يتزوج ابنة أعدائك. لطالما قام بمعارضتك من قبل.
    sürekli özür dilemek için bir şey buluyorsun. - Niye arkamdan iş çevirdin? Open Subtitles يبدو أنكِ دومًا آسفة على شيء ما اخبريني عن سبب تصرفك دون علمي
    Bende öyle düşünmüştüm ama yine de buraya gelip durdum sürekli. Open Subtitles هذا ما ظننته ولكنني أستمر ذهاباً و أياباً في هذا المكان
    Mektuplara şimdi değinmeyeceğim fakat sürekli olarak yinelenen ilginç bir ifadeye dikkatinizi çekeceğim. Open Subtitles أرجو أن لا تقراءها الآن سوى لملاحظة جملة مثيرة للأهتمام والتي تكررت مراراً
    sürekli Hâkimin arayıp kararını değiştireceğini düşünüyorum ama bu kanunlara aykırı. Open Subtitles أظل التفكير القاضي هو ستعمل دعوة والغاء القرار لكنها ليست قانونية.
    KTA'nın, yani Kadim Teknolojileri Aktivasyonunun sürekli olan tek bir genle olduğuna inanıyoruz. Open Subtitles نحن نعتقد أن تنشيط تقنيات الإنشنتس سببه وجود جين واحد فعال بصفة دائمة
    Başlarda, iyi gibiydi. Ama sonra sürekli tekrar birleşmeye çalışmaya başladı. Open Subtitles فى البداية , جيداً ولكن هو استمر فى المحاولة لنعود لبعضنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more