Cevap bulabilmek için yalınlık üzerine bir kitap satın almıştım. | TED | اشتريت كتابًا يتحدث عن البساطة في محاولة للعثور على إجابات. |
Bir ay önce o kitabın sinema haklarını satın aldı. | Open Subtitles | منذ شهر اشترى حقوق انتاج فيلم لقصة حققت أعلى المبيعات |
Evet, altın istiyordum. Paranın satın alabileceği her şeyi istiyordum. | Open Subtitles | آجل أردت الذهب أردت كل الأشياء التى يمكنى بها الشراء |
Sadece çok daha eğitimli ve verimli şekilde satın alma yapmakla kalmayıp aynı zamanda borsadaki tüm karmaşık finansal işlemleri yapabilecektiniz. | TED | و ليس شراء أشياءٍ أكثر بطريقة حضارية و فعالة أكثر فقط، بل الإنخراط في جميع التعاملات المالية المتقدمة في سوق الأسهم. |
Yani demek istediğin papalık seçimi için kaç oy satın almamız gerektiği... | Open Subtitles | تقصد أنها تحمل الأخبار بعدد الأصوات التي يجب شرائها في الإنتخاب البابوي |
Bu çılgınca! Ahır ineklerle dolunca sütü satın almak zorundayız! | Open Subtitles | هذا جنون أيجب أن نشتري اللبن و الأسطبل مليء بالأبقار؟ |
Araziyi satın almak için fazladan para ihtiyaçları olduğunu söyledi bu yüzden Pederin bıraktığı 2500 doları ödünç verdim. | Open Subtitles | انت قلت لي انهم احتاجوا مزيدا من النقود لشراء الارض لذا اقرضت تلك الألفين وخمسمائة دولار التي تركها والتي |
Yani, sadece bu elbiseyi satın almakla kalmıyor... daha çok şey almış oluyorum. | Open Subtitles | لذا اترين, انا لا اشتري مجرد فستان الذي اشتريه أكثر من ذلك بكثير |
Piyasa o kadar kötü düzenlenmişti ki, ilaçların fiyatını yediye katlayarak tedarik eden iki ayrı acentadan satın alıyorlardı. | TED | كانت السوق غير منظم على نحو مؤلم بحيث أنهم يشترون هذه الأدوية عبر وسيطين الذين يعزفون عليهم سبع مرات. |
Orasını geçen ay Los Angeles'ta ondan $4,000'a satın aldım. | Open Subtitles | اشتريت منه المكان ب4000 دولار في لوس أنجلوس الشهر الماضي |
Ah, evet, satın almış olduğum bu kılları geri vermeye gelmiştim. | Open Subtitles | ماذا تريد؟ نعم جئت لاعيد لك هذه شعر العانة التي اشتريت |
Bir ay önce o kitabın sinema haklarını satın aldı. | Open Subtitles | منذ شهر اشترى حقوق انتاج فيلم لقصة حققت أعلى المبيعات |
Biliyorsun babam ben yedi yaşımdayken bu takımı satın aldı. | Open Subtitles | أتدري ، أبي اشترى هذا الفريق عندما كنت بعمر السابعة |
Çünkü bizim şubenin satın alma ödeneğinde yalnız 908 dolar kalmış onlar ise Sam Amcadan her istediklerini alabilirler. | Open Subtitles | لأن إدارتنا لاتملك سوى 908 دولار للقيام بعمليات الشراء بينما هم يستطيعون الحصول على المبلغ الذي يريدونه ،، مرحبا |
Fayda kavramı sadece satın almaya değil, karar vermeye de uygulanabilir. | TED | المنفعة تطبق ليس فقط على شراء الأشياء ولكن على كل قراراتنا. |
Peki, onların satın alma kayıtları bizim kaçakçıları bulmanıza yardımcı olabilir. | Open Subtitles | حسنا، سجلات شرائها من الممكن أن تساعدنا في العثور على العصابة |
Sadece ürünlerini soğutmalı kamyonla getiren çiftçilerin ürünlerini satın alıyoruz. | Open Subtitles | نشتري فقط من المزارعين الذين يحملون منتجاتهم في شاحنات مبردة |
DHD'yi bir pazarlık nesnesi olarak görüyorsunuz, ama herşeyin bir fiyatı vardır ve kimse tam olarak neyin sizi satın almaya yeteceğini söylemedi. | Open Subtitles | تفكر أن دي اتش دي غير قابل للمساومة لكن كل شيء له سعر ولا أحد قال بالضبط ماهو المطلوب لشراء حصتك بالكامل الآن |
15 yıl önce aile satın alamıyordum. Bu nedenle sürekli Isa'dan bahseden bir adamı işe aldım. | TED | لم استطع ان اشتري والدا قبل 15 عام. لذا قمت باستئجار رجل تخلى عن العمل كيسوع |
Eğer uyuşturucu satın alıyorlarsa daha önce de para çekmiş olmalı. | Open Subtitles | لو كانوا يشترون مخدرات قد يكون هناك سحوبات اخرى خلال الاسابيع |
Birbirimizle böyle konuşuyoruz, ...kendimizi, bok satın alarak ifade ediyoruz. | Open Subtitles | هكذا يتحدّث أحدنا للآخرين طريقة تعبيرنا عن أنفسنا: بيع الهراء |
Kayıtlara göre altı ay önce bir yatırımcı tarafından satın alınmış. | Open Subtitles | وفقاً للسجلّات، فقد تمّ شراؤها من أجل التطوير منذ 6 أشهر. |
Beni satın alabileceğini düşündün, aynen otelin için satabileceğini düşündüğün gibi. | Open Subtitles | ظننت انك تستطيع شرائي كما اعتقدت انه يمكنك بيعي مقابل فندقك |
Ama bir sürü şey satın almazsan, ne olursun? Ne? | Open Subtitles | ولكن اذا لم تشترى بما فيها الكفاية ماذا ستصبح بعدها |
Mali kayıtlarına baktım ve en az 12 tanesini satın almış. | Open Subtitles | بحثت في سجلاته المالية ووجدت دليلاً عن شراءه 12 على الأقل |
Marie'nin tatilleri için satın aldım. Annesiyle birlikte Rennes'de yaşıyor. | Open Subtitles | .اشتريتها لأجل عطلات ماري هي تعيش في رين مع والدتها |