gerisi din, yüksek öğretim ve hastanelere. ve 60 milyar ABD Doları sözünü ettiğimiz dev sorunları çözmek için yeterli değil. | TED | الباقي يذهب الى الدين و التعليم العالي و المستشفيات تلك ال 60 مليون دولار لا تقترب ان تكفي لمعالجة تلك المشاكل |
Peki, karşılaştığımız temel sorunları çözmek için işletmenin gücünden nasıl istifade edebiliriz? | TED | كيف يمكننا الاستفادة من طاقة الأعمال التجارية لعنونة المشاكل الرئيسية التي نواجه؟ |
Halk olarak sorunları aşmak için bir araya gelme konusunda çok yetenekliyiz. | TED | نحن في الواقع، كشعب، قادرة جدا القادمة معا من أجل حل المشاكل. |
Bir insan ısı, su, barınma, gıda gibi sorunları yenebilir. Biliyordum ve yendim. | Open Subtitles | ، الرجل يمكن أن يتغلب على مشكلة الحرارة الماء ، المأوى ، الطعام |
Mara, sorunları tedavi edebildiği sürece ona zarar vermeyeceğimizi biliyor. | Open Subtitles | طالما انها تعالج الاضطرابات مارا تعرف انني لن اضرها ابدا |
Onunla ilgili hangi sorunları varsa hepsini tek başına çözmen gerekiyor. | Open Subtitles | وبغض النظر عن القضايا لديك معه، كنت قد ستعمل لتعتني بنفسك. |
Rusya bol miktarda doğal kaynağa sahip, fakat büyük sosyal sorunları var. | TED | تملك روسيا العديد من الثروات الطبيعية ، ولكن الكثير من المشاكل الاجتماعية. |
İnsan gelişiminde olan sorunları alıp insanlığı onları silmeye, daha çok gözle görülür yardımseverlere ve evrensel liderlere ihtiyacımız var. | TED | نحتاج لرؤية تخدم رفع المعاناة عن البشر وقادة يواجهوا المشاكل التي تعيق تطور البشر ويقودوا البشر في طريق القضاء عليها. |
Sonra madenciler, bazı zor sorunları çözmek için işe koyuluyorlar. | TED | يشرع بعدها المنقبون في العمل، محاولين حل بعض المشاكل الصعبة. |
Dünya'da var olan proteinler doğal evrimin sunduğu sorunları çözecek şekilde evrildiler. | TED | الآن، البروتينات الموجودة على الأرض تطورت لمعالجة المشاكل التي تواجه التطور الطبيعي. |
Büyük ihtimalle gelip sebep olduğum tüm sorunları anlatmak istemiştir bana o. | Open Subtitles | هي ربما فقط تريد ان تقول لك كم من المشاكل اسبب انا |
Sistem, hırsızlık ve soygun gibi genel sorunları... çözmek için düzenlenmiştir. | Open Subtitles | لقد أقيم هذا النظام ليتعامل مع المشاكل العامة كالسرقة والسلب والنهب |
- Kardeşini arayarak ülkeyi gezmektedir. - sorunları silahsız halletmektedir. | Open Subtitles | إذاً سيجوب البلاد بحثاً عن أخيه ويحل المشاكل بدون سلاح |
Teorin Addison hastalığının böbrek sorunları haricindeki belirtilere uyması üzerine kurulu. | Open Subtitles | نظريتك هي أن داء أديسون يسبب كل الأعراض عدا مشكلة الكليتين؟ |
Ve bana daha yeni Dan'in güven sorunları olduğunu söyledin. | Open Subtitles | وقد اخبرتيني للتو ان دان يعاني من مشكلة ثقة بك |
Tüm hayatımı sorunları gizli tutmak için raporları değiştirmekle geçirdim. | Open Subtitles | انا قضيت حياتي في محاولة التنصل من تقارير اسرار الاضطرابات |
Gerçek şu ki Afrika'da inanç temelli örgütler olmadan aile planlaması ile ilgili sorunları ele alamayız. | TED | الحقيقة هي أننا لا نستطيع حل القضايا حول تنظيم الأسرة دون المؤسـسات الدينية في أفريقيا. |
Ve rüyalar olmadan, onlar uyurken insanlar yoluyla sorunları çalışamaz. | Open Subtitles | و بدون الأحلام الناس لن يتعاملوا مع مشاكلهم أثناء نومهم |
Halka açık bir ön seçim bu sorunları çok çok hafifletebilirdi. | TED | اذا فالانتخابات الاولية المفتوحة تخفف من حجم المشكلة بشكل كبير. |
Kendimle savaşmayı kestim ve çevremle işbirliğinde bulunarak sorunları çözmeyi öğrendim. | TED | توقفت عن القتال مع نفسي، وتعلمت العمل مع بيئتي لحل مشاكلها. |
Ama biz profili öfke sorunları olan bir cinsel sadist olarak çıkardık. | Open Subtitles | لكننا وضعنا الوصف له على أنه سادي جنسي مصاب بمشاكل تحكم بالغضب |
Basıncın etkilerini sor ona. Titreme, görme sorunları, aşırı iyi hissetme. | Open Subtitles | اسألية عن علامات الضغط , رجفات , مشاكل بالرؤية , اجهاد |
Biraz eşcinsellik korkum var. Hepimizin sorunları vardır, değil mi? | Open Subtitles | إذاً أنا متخوف من الشواذ قليلاً، كلنا لدينا مشاكلنا, صحيح؟ |
Bir temsilci olarak hükümetin Kızılderililerle ilgili karşılaştığı sorunları görebiliyorum. | Open Subtitles | و باعتبار منصبي فأنا أرى المشكلات التي واجهها القسم الداخلي |
sorunları görmezden gelmek dururken oturup üstünde neden konuşalım ki? | Open Subtitles | لماذا الكلام عن مشاكلك عندما يمكنك التظاهر انها غير موجودة؟ |
- Neden? Artık ben de sorunları bitirebileceğim diye mi? | Open Subtitles | . لأنني الأن أصبحت قادر علي إنهاء الإضطرابات ايضاً ؟ |
Gerçekten sorunları olan insanların hattını meşgul ediyorsun. Her zamanki bencilliğin. | Open Subtitles | انتي تشغلين الخط عن اناس في مشكله حقيقيه انانيه كالمعتاد انانيه |
16 yaşında araba kullanmasına izin vermek gibi sorunları bir kenara bırak. | Open Subtitles | تتجنب تلك المسائل الأبوية الصعبة كتركه يقود سيارة بسن 16 أم لا |