| Burada benden ne yapmamı istediğinden tam olarak emin değilim. | Open Subtitles | انظري , أنا لست متأكده ماذا تريديني أن أفعل لكي |
| Aldılar çünkü onlar için birşey yapmamı istiyorlar. Kızımın başı dertte. | Open Subtitles | أخذوها حتى يجعلونى أفعل شيئا لهم , إنها فى مشكلة كبيرة |
| Tebrikler. Şimdi, benden frezya spreyi ile ne yapmamı istiyorsun? | Open Subtitles | تهانينا, الآن، ماذا تريدين مني أن أفعل مع بخاخ الفريزيا؟ |
| - Benimle aynı şeyleri hissetti. - Ne yapmamı bekliyorsun? | Open Subtitles | لقد أحست بنفس شعوري ما الذي تتوقعين مني فعله ؟ |
| Ama artık seni gizli olarak yerleştiremem. Buraya kadar. Benden ne yapmamı bekliyorlar? | Open Subtitles | لكنني لااستطيع ان اضعك كعميل سري بعد الآن ماذا تتوقع انا افعل اذن |
| Benden ne yapmamı istiyorsun, annenin arabasının camını mı kırayım? | Open Subtitles | حسناً, مالذي تريدين مني أن أفعله أحطم نافذة سيارة أمك؟ |
| Benden ne yapmamı istiyorsun, burada durup öylece bakmamı mı? | Open Subtitles | ماذا تريدني أن أفعل ؟ أنتظرك وأنت تسدد اللكمة لي؟ |
| Benden ne yapmamı istiyorsun, burada durup öylece bakmamı mı? | Open Subtitles | ماذا تريدني أن أفعل ؟ أنتظرك وأنت تسدد اللكمة لي؟ |
| Benden ne yapmamı istiyorsun? Yukarı çıkıp yine mi özür dileyeyim? | Open Subtitles | ماذا تريدين مني أن أفعل أذهب للأعلى واعتذر منه مرة اخرى؟ |
| Haydi, sıradaki reklamlar başka bir şey yapmamı sağlamadan şu mağazaya gidelim. | Open Subtitles | هيا ، سنذهب للمتجر قبل أن يجعلني الإعلان التالي أفعل شيئاً آخر |
| Eğer bunu düzenli olarak yapmamı istersen seve seve yaparım. | Open Subtitles | لذا إن احتجت إلى أن أفعل ذلك بإنتظام فالأمر يسعدني |
| - ne yapmamı istiyorsan onu yaparım - ben başkasıyla gidiyorum | Open Subtitles | أخبرني ماذا تريدني أن أفعل وسأفعل ما تريد سأرحل مع اُخرى |
| Hiç bandajımız kalmadı! Benden bu şekilde ne yapmamı bekliyorsun ? | Open Subtitles | لا مزيد من الضمادات والعقاقير ماذا يفترض بي أن أفعل ؟ |
| Seni bu işe dahil etmememi söyledin, ne yapmam gerekiyorsa yapmamı. | Open Subtitles | أخبرتيني بأن أبقيكِ خارج الأمر، وأن أفعل ما يتوجب عليّ فعله |
| Ben arkadaş olmak istiyordum ama, ne yapmamı bekliyordun ki? | Open Subtitles | أردت أن نكون صديقتان لكن ماذا توقعتِ مني فعله ؟ |
| Benden ne yapmamı istiyorsun Shaun? İnan ne yapacağımı bilmiyorum. | Open Subtitles | ماذا تريدني ان افعل يا شون لا ادري ماذا افعل |
| Ne yapmamı istediğini biliyorum, ama yapmayacağım, unut bunu. | Open Subtitles | اعرف ما تريديننى ان افعل ولكننى لن افعله |
| yapmamı istediği bir şey var. Ne olduğunu bilmiyorum ama. | Open Subtitles | هنالك شيء يحتاجني أن أفعله لكنني لا أعلم ما هو |
| Bu testleri değerlendirme için yapmamı istiyorlar, fakat bu saçmalık! | Open Subtitles | يطلبون أن أقوم بهذا الإختبار للتقييم لكن هذا مجردُ هراء |
| -Biliyorum bu çok saçma. Ama baban benden bunu yapmamı istedi, tamam mı? | Open Subtitles | أعرف بأن هذا سخيف لكن أباك هو من طلب مني القيام بذلك، حسناً؟ |
| Belki yapmamı isteyeceğiniz daha fazla bir şeyler olacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | لقد ظننت انه ربما كان هناك شئ آخر ترغب فى ان افعله |
| - Ben senden bir şey yapmanı istemedim. - İstedin. yapmamı istedin. | Open Subtitles | لا أريدك أن تفعل شيئا نعم , أنت تريدين تريديني أن أفعلها |
| Sadece benim gelip bebek bakıcılığı yapmamı isteyince annen biraz kırıldı. | Open Subtitles | عندما تكون أمّك مُستاءة قليلاً. تطلبين منّي أنْ أقوم بحضانة الطفلة. |
| Tabii ki. Bir grup Libyalıdan. Onlara bomba yapmamı istediler. | Open Subtitles | بالطبع من مجموعة ليبيين, كانوا يريدونى أن أصنع لهم قنبلة. |
| MySpace sayfası için iş yapmamı istiyor ve bikaç espriye ihtiyacım var. | Open Subtitles | انا سوف اقوم بشىء ما لموقع ماى سبيس وسأحتاج الى بعض النكات |
| yapmamı istediği şey en iyimser görüşle ahlaki olarak kuşkuluydu. | Open Subtitles | ما كان يطلبه مني لأفعله كان أمراً غامضاً من الناحية الأخلاقية على أفضل تقدير |
| Ne yapmamı istiyorsun? Hayatından çıkayım mı? | Open Subtitles | الذي تُريدُني أَنْ أعْمَلُ حوله، قصّْ نفسي منه؟ |
| Bana tüm gün boyunca kara büyü yapmamı söyleyen sesler duyacağım ve onları durduran tek şey ilaçlar olacak o zaman... | Open Subtitles | لو كان لدى أصوات تحدثى طوال اليوم لأفعل السحر الأسود و أنا أعرف أن هذه الحبوب الشئ الوحيد الذى يوٌفف الأصوات |
| Benden bu iyiliği yapmamı istediği. Her şeyi açıklayan bir mektup verdi. | Open Subtitles | لقد سألني ان اصنع لة معروفا و اعطاني خطاب يشرح فية كل شيئ |