Böylece deneylere başladım ve yapmaya çalıştığım şey üstün duygudaşlık makinesini inşa etmekti. | TED | لذا بدأت بالتجربة، وكان الشيئ الذي حاولت بناءه بمثابة آلة تكسب تفاعلاً كبيراً |
Bu kurallar, kullanışlı bir devridaim makinesini saf dışı bırakır çünkü bir makine, ancak tükettiği miktarda enerjiyi üretebilir. | TED | وهذا يستبعد فورًا أي آلة حركة أبدية مفيدة لأن أي آلة يمكنها فقط أن تنتج الطاقة بقدر ما تستهلك. |
Bu ve birisinin ayağını çim biçme makinesine kaptırması ile mi? | Open Subtitles | هذا الأمر والرجل ذاك الذي خسر قدمه من آلة تشذيب الزرع؟ |
Güzel, iyi yağlanmış yeni bir makinemiz olacak. | Open Subtitles | سنتحصل على آلة جديدة راقية تعمل بكفاءة بدلا من القديمة، |
Zaman makinesinde sarı tenli lezboş kız arkadaşıyla dans ediyordu. | Open Subtitles | في آلة الزمن، حيث كانت ترقص مع حبيبتها السحاقية الصفراء. |
Ben de pantolonumda unuttuğum 1 kuruşu bulmak için çamaşır makinesini açtım. | Open Subtitles | لذا قررت تفكيك آلة الغسيل لأبحث عن الفلس الذي نسيته ببنطالي المتسخ |
Daha çim biçme makinesini bile çalıştıramıyor, tekne alacakmış beyefendi. | Open Subtitles | لا أستطيع جعله يشغّل آلة تشذيب العشب، ويريد شراء قارب. |
Altıncı sınıfta Downtown Arcade'deki palyaço makinesini hatırlıyorsun değil mi? | Open Subtitles | تعرفين في الفصل السادس آلة البهلوان في رواق منتصف المدينة؟ |
- Evet, bütün sporu bir makine yapıyor. - Araba yarışı da aynı. | Open Subtitles | نعم ، مجرد آلة لا تفعل كل شيء ماذا عن سباق السيارات ؟ |
Evren, büyük bir makine gibidir, biz de onun parçalarıyız. | Open Subtitles | إن الكون يشبه آلة كبيرة، نشكّل أنا وأياك جزءً منها. |
Ancak genişlemenin gerçekten bir zaman makinesine değecek ölçüde başlaması, hızın ışık hızının hemen altına erişmesi ile sağlanır. | Open Subtitles | ولكن تمدد الزمن يقترب من أن يصبح آلة زمن عندما تقفز بالسرعة إلى ما يقل قليلا عن سرعة الضوء |
Bir insan tüccarı neden X-Ray makinesine ateş etsin ki? | Open Subtitles | لماذا تاجر بشر قد يُطلق النار على آلة الأشعة السينية؟ |
Bizi geri götürecek bir zaman makinemiz yok. | Open Subtitles | لا نملك آلة زمنٍ لإرجاعنا، لذا فكل ما يمكننا فعله |
Şimdi, net olmak istiyorum: İşin büyüsü teksir makinesinde değil, | TED | أنا أود أن أكون واضحة: لا يكمن السر فى آلة الطباعة. |
Tardis çok saçma olur. Bilimkurgu dizisindeki bir zaman makinesinden bahsediyorsun. | Open Subtitles | كشك الإتصال غير منطقي، إنه آلة زمن من مسلسل خيال علمي |
Sizden daha iyi düşünen ve silahlarla donanmış bir makinenin bu duyguyu gösterişini hayal edin. | TED | الآن تخيل هذا الخلاف مع آلة يمكنها أن تفكر فيك ومسلحةٌ بالكامل. |
Harenmahkeester adında küçük bir köyde büyürken bir kayıt cihazı buldum. | Open Subtitles | نشأت في قرية صغيرة من هيرنماكيستر وجدت آلة لأكثر من صوت |
Zaman makinesiyle ilgili gerçek hayattan bir örnek vermemi mi bekliyordun? | Open Subtitles | هل كنت تتوقع مني أن آتيك بمثال يتضمن آلة زمن حقيقية |
Anne, babam yanlış ellerde çok ölümcül olabilecek bir alet yaptı. | Open Subtitles | أمي ، أبي بنى آلة ستكون قاتلة لو وقعت بالأيدي الخاطئة |
Bu havyar satış makineleri ve Art-o-mat (hepsi birlikte) hakkında düşünmeye başladım. ve birkaç gerekçe, bir gece bir makineyi boyadım, | TED | بدأت بالتفكير حول هذا وآلة بيع الكافيار وآلة آرت أو مات معًا، ولسبب ما، كنت في ليلة ما أرسم آلة بيع، |
Yağmurluğumu ve fotoğraf makinemi getirdim suikasta uğramaya hazır ol. | Open Subtitles | أحضرت معطفي الواقي من المطر، آلة التصوير استعد لأن تُقتل |
Şu çok yönlü makinen çok gizemli şekillerde çalışıyor değil mi? | Open Subtitles | آلة متعددة الأوجه لديك. متأكد تعمل بطرق غامضة ، ليست هي؟ |
Sana ödeme yapan bir kumar makinasını terk edemezsin, arkadaşım. | Open Subtitles | لا يتخلى المرء بسهولة عن آلة قمار رابحة يا صديقي |
Bir müzik aleti çaldığını ya da şarkı söyleyediğini hatırlamıyorum. | Open Subtitles | لا أتذكر لعبها على آلة أو أنها قادرة على الغناء |