Farklı alanlardan binlerce bilim insanı uzmanlıklarına telomer araştırmasını da ekledi ve bulgular hızlı arttı. | TED | الآلاف من العلماء من مختلف المجالات يفيدون بخبراتهم فيما يخص أبحاث التيلومير، وحصلنا على نتائج متنوعة. |
Giles'ın araştırmasını incele, eldivenin nasıl imha edileceğini bul. | Open Subtitles | تفحص أبحاث جايلز وحاول ان تكتشف كيف يمكن تدمير القفاز |
Ve yaklaşık yedi yıl önce, Avustralya'dan bir araştırma öğrencimiz vardı. | TED | و منذ حوالي 7 سنوات، كان لدينا طالب أبحاث من أستراليا. |
Ben sadece bazı araştırmalar yaptım ve onun harika olduğunu söylemeliyim. | Open Subtitles | أردت أن أقول أنني قمت ببضعة أبحاث ، اتضح أنه عظيم |
Rusların gizli iletişim araştırmalarını sabote etmek için yapılmış. | Open Subtitles | تهدف لتخريب أبحاث تكنولوجيا التسلل الروسية. |
Ben bir doktorum, ama bir şekilde biraz mesleğimden saparak araştırmacı oldum, bu nedenle artık bir epidemiyolog'um. (Hastalık sıklıklarını inceleyen bilim dalı) | TED | حسناً .. في الحقيقة أنا طبيب .. ولكني تطرقت إلى مجال الأبحاث أنا اليوم أعمل في أبحاث الأوبئة |
Bunu aynı zamanda piyasa araştırmalarında da kullanabiliriz. Örneğin, insanların belli ürünleri beğenip beğenmediğini öğrenmekte. | TED | يمكننا ايضاً استخدام هذه التقنية في أبحاث التسويق، مثلاً لمعرفة أكان يحب الناس بضائع استهلاكية معينة أو لا. |
Ve hala kanser araştırmasını ve tedavisini temelde ilaç, ameliyat, | Open Subtitles | و مع ذلك، بحصر أبحاث و علاج السرطان بشكلٍ رئيسي باﻷدوية، و الجراحة، |
Kocamın araştırmasını devam ettirdiğinizde bunu öğrenmeyeceğimi mi düşündünüz? | Open Subtitles | طالما تكملي أبحاث زوجي، أظننتي أنّني لنّ أعلم ذلك؟ |
Tüm araştırmasını filme çekmiş. | Open Subtitles | كل ما قدمه من أبحاث لا يزال في تلك الأفلام. |
Tıp fakültesini akşamları bir kök hücre araştırma laboratuarında çalışarak bitirdim. | Open Subtitles | لقد دخلت كلية الطب وعملت الليالي في مختبر أبحاث الخلايا الجذعية |
araştırma yapması gereken bir üniversite öğrencisi olduğu hakkında konuştu. | Open Subtitles | أسمعني هذه القصّة حول طالب جامعي بحاجة إلى إجراء أبحاث. |
Galiba bizim eleman eski bir hastalık araştırma tesisi bulmuş. | Open Subtitles | يبدو أنّ رجلك الشرير قد وجد بعض أبحاث الأمراض القديمة. |
Yerinde sayıp, saçma araştırmalar yapan ve katıldığı konferanslarla övünen sen ve öbür gerzekler doktoranızı zar zor bitiriyorsunuz. | Open Subtitles | أنت و زملائك الآخرين الذين أنهوا الدكتوراة بصعوبة الذين يقضون الوقت في أبحاث عقيمة و يفتخرون بالمؤتمرات التي يحضرونها |
Yerinde sayıp, saçma araştırmalar yapan ve katıldığı konferanslarla övünen sen ve öbür gerzekler doktoranızı zar zor bitiriyorsunuz. | Open Subtitles | أنت و زملائك الآخرين الذين أنهوا الدكتوراة بصعوبة الذين يقضون الوقت في أبحاث عقيمة و يفتخرون بالمؤتمرات التي يحضرونها |
(Gülüşmeler) Dünyayı daha derinlemesine anlayabilmek için safiyane bir merak ile araştırmalarını yapma taraftarıydı. | TED | (ضحك) كان يفضل بشدة إجراء أبحاث بدافع الفضول المحض، ليصل إلى فهم أعمق للعالم. |
Entomoloji konusunda araştırmacı. | Open Subtitles | إنه عالم أبحاث في علم الحشرات، من بين كل التخصصات. |
Bu yeni strateji, yani geriye doğru işleyen antikordan aşı adayı geliştirme tekniği, daha önce aşı araştırmalarında hiç yapılmamıştı. | TED | هذه الإستراتيجية,للعمل في الإتجاه المعاكس بدءا من الجسم المضاد لنصنع عيِّنة لقاح مرشحة لم تُتبع من قبل في أبحاث اللقاحات. |
Şimdi yapay zekâ araştırmalarına dönelim, işin teknoloji kısmı biraz daha ağır basıyor. | TED | وفي الوقت الراهن، أبحاث الذكاء الاصطناعي مائلة قليلاً نحو الجانب التقنيّ. |
Siz ikiniz Magwar-sama'nın araştırmasına yardım etmek için geldiniz, değil mi? | Open Subtitles | لقد جئتما للمساعدة في أبحاث السيد مقوار,اليس كذلك؟ |
Kinsey'nin araştırmasının, komünist bir amaçla ülke gençliğini. | Open Subtitles | هل توافق على أن أبحاث كينزي هي الإيدز والهدف الشيوعي |
Oğlunuz için, Cadmus Laboratuvarın'da çok gizli meteor parçaları araştırması yapıyordum. | Open Subtitles | كنت أجري أبحاث سرية على حجارة النيازك لصالح أبنك بمختبرات كادموس |
İki yıldır bir makalesi bile yayınlanmadı. Şimdi nerede? Ha? | Open Subtitles | و لم تنشر له أية أبحاث منذ عامين و أين هو الآن ؟ |
Hayır, hayır. Bu doğru değil. Antropolojik araştırman reddedildi, çünkü geleceğe değil, geçmişe bakıyordu. | Open Subtitles | لا لا هذا ليس صحيحا أبحاث علم الانسان رفضت هنا |
Kanser araştırmasında yapılanları ve süreci küçümsemek istemiyorum. | TED | لا أريد تصغير حجم التقدم و كا ما تم عمله في مجال أبحاث السرطان. |
Vivien'ın "araştırmasından." | Open Subtitles | أجل ، كذلك هو حتى ترى هذه الصورة 752 إنّه من أبحاث (فيفيان) |
Yağmur ormanı araştırmaları için 10 milyon dolar yardımda bulunuyorum. | Open Subtitles | سأعطيهم عشرة ملايين دولار كمنحة لعمل أبحاث في الغابة الممطرة. |