"أخبرته" - Traduction Arabe en Turc

    • söylemiştim
        
    • anlattım
        
    • Ona söyledin
        
    • söylediğimde
        
    • söylemiş
        
    • dedin
        
    • söylediğim
        
    • ona söyledim
        
    • söyledi
        
    • anlattın
        
    • söyleyince
        
    • söyler
        
    • söylersem
        
    • söyledim ona
        
    • demiştim
        
    Ona bu kartı verdiğimde hafif suçlar için olduğunu söylemiştim. Open Subtitles عندما أعطيته البطاقة أخبرته أنها للجنح الخفيفة في أفضل الأحوال
    Evet, onu gelecekte zengin yapacak bir sürü saçmalık anlattım. Open Subtitles نعم، لقد أخبرته ببعض الهراءات التى ستجعله غنياً في المستقبل
    Hiç plağım olmadığını söyle. Ona söyledin mi? Dişinde plak var. Open Subtitles أخبريه أنه ليس لدي أي جير هل أخبرته بذلك؟
    Ona ne kadar kazandığınızı söylediğimde biraz endişelendi ama sonra size zam yapacağıma söz verdim ve o zaman biraz rahatladı. Open Subtitles حين أخبرته بقيمة راتبك بدا قلقاً نوعا ما و لكنى وعدته أنك ستتلقين علاوة فبدا مستريحاً بذلك
    - Kate olayını nereden biliyordu? - Kate söylemiş olmalı. Open Subtitles ـ كيف علم بأمر كيت ـ لابد أن كيت أخبرته
    Ona sahneye çıktığında, çığlık atıp koşmalısın dedin. Open Subtitles أخبرته عندما يخرج عليه الصراخ عالياً، ونفذ
    Ona iki ay önce de söylediğim gibi şirketini halka açacak. Open Subtitles سيقوم ببيع جزء من أسهم شركته للجمهور كما أخبرته قبل شهرين
    ona söyledim doktor, fakat telefon numaranızı kaybettiğini ve acil olduğunu söyledi. Open Subtitles لقد أخبرته بذلك، ولكنه قال بأنه قد فقد رقمك وأنها مسألة عاجلة.
    Ona dün gece lanet ahırın arkasına park etmesini söylemiştim. Open Subtitles لقد أخبرته بأن يوقف مركبته خلف الإسطبلات في الليلة الماضية
    Doktora onunla ilgili endişelenmeye başladığımı söylemiştim. Bana endişelenme dedi. O korunuyordu. Open Subtitles أخبرته أنّي بدأت أقلق عليه، فقال لي ألّا أقلق إذّ أنّه محمٍ.
    Çıkana kadar ilişkimizle ilgili karar vermeyeceğimi söylemiştim ama çoktan kararımı verdim. Open Subtitles أخبرته أني لن اتخذ قرار حول علاقتنا حتى يخرج لكنّي قد قرّرت
    Ona niye yaptığını anlattım, bunun ikimiz için neden önemli olduğunu da anlattım. Open Subtitles أخبرته لماذا فعلت ذلك ومالذى جعلنا نحن الاثنين على ما كنا عليه
    Ona nasıl bir davul için kütük aradığını ve köle avcılarının seni nasıl yakaladıklarını anlattım. Open Subtitles أخبرته أنك كنت تبحث عن جذع لتصنع طبلة عندما قبض عليك مساكو العبيد
    Çünkü benim bile yapabileceğimden emin olmadığım şeyi yapabileceğini Ona söyledin. Open Subtitles لأنك أخبرته انه يستطيع فعل هذا وأنا لم أكن واثقة من فعل هذا
    Peki, küçük oğlunun büyüyüp Boston'ı yöneteceğini Ona söyledin mi? Open Subtitles إذن , هل أخبرته ؟ أن ولده الصغير كبر ليدير بوسطن ؟
    Majestelerinin anlaşmayı imzalamadığını söylediğimde parayı alması gerektiğini yoksa hayvanların iyi bir fıyata alınamayacağını söyledi. Open Subtitles عندما أخبرته بأن صاحب السمو لميوقعالوثيقة، أصر على أن يأخذها, أو القطيع لا يُمكن شراءه بالسعر المُناسب.
    Hemşire Innes ilaçlarına zehir koyduğunu söylemiş ona. Open Subtitles قال بأنه أخبرته بأنها كانت تضع السم له بأدويته.
    Oraya park edemezsin dedin çünkü sana ödeme yapmıyordu ... değil mi? Open Subtitles لقد أخبرته أنه لا يمكنه الوقوف هنا لأنه لا يقوم بالدفع لك ، اليس كذلك ؟
    Pierre'e biri olduğunu söylediğim zaman, kilidi kontrol etmişti. Open Subtitles بيير كشف على المزلاج بعد أن دقيت الجرس و أخبرته أن هناك رجلا كان يختبئ فى مقصورتى
    Teklifini kabul etmeyeceğimi ona söyledim. O zamandan beri bu masanın başındayım. Open Subtitles لقد أخبرته أنه متى قدم عرضه سوف أكون على مكتبي في الحال
    Kısa bir konuşmanın ardından kız bu delikanlıya... bir daha konuşmak istemediğini söyledi. Open Subtitles تحادثا لدقيقة واحدة ثم أخبرته .بأنها لا تريد أن تتحدث اليه مرة أخري
    Bilmiyorum, Sammy Şimdiye kadar ne anlattın? Open Subtitles حسنا أنا لا أعرف, سامي ماذا أخبرته بالفعل
    Buradan uzakta olduğunu söyleyince, sizinle görüşmek istediğini söyledi. Open Subtitles ولكن عندما أخبرته أنه بالخارج طلب منى التحدث إليكِ
    Ben de ona aslında her konuda haklı olduğunu söyler gibi oldum. Open Subtitles وأنا نوعًا ما أخبرته بأنه كان محقًا بكل شيء. أضطررت إلى ذلك.
    Haçların yerini söylersem kalabilir demişti. Open Subtitles لقد قـال بأنّهـا ستبقى هنـا إذا أخبرته بمكـان الصلبـان
    Seni bana gelmeye ikna edemezse anlatılmaz bir biçimde acı çekeceğini söyledim ona. Open Subtitles أخبرته بأنه لو فشل باقناعك بالمجيء هنا فانه سيعاني بكرق لا حصر لها
    Cuma gününe kadar bana versin demiştim, ne oldu ki ? Open Subtitles ربع مليون دولار في المراهنة على البطولة أخبرته أنني أريد المبلغ بحلول يوم الجمعة.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus