Tam da böyle. Şimdi, eğer hayat varsa Dutch onu bulur. | TED | إنه بالضبط ما حدث الآن، إذا كان هناك حياة فالهولنديون سيكتشفونها. |
Burayı hak eden biri varsa o da sensin dostum. | Open Subtitles | إذا كان هناك من يستحق ذلك فإنه أنت يا بنى |
Noel'den daha tiksindirici bir şey varsa, o da aptal, aşk sersemi bir kadınla yapılan sözde mutlu evliliktir. | Open Subtitles | إذا كان هناك شيئٌ مثيرٌ للغثيان أكثر من ميلادٍ مجيد فهو التظاهر بالزواج السعيد من امرأة، حمقاء متيّمةً بالحب. |
Eğer bir patlama sonucu basınç azalması olursa, koca şey ortadan ikiye ayrılabilir. | Open Subtitles | إذا كان هناك تخفيف ضغط متفجّر هذا الشيءِ يُمْكِنُ أَنْ يُمزّقَ إلى أجزاء |
- Çevir sesi var. - Bakalım yiyecek bir şey var mı? | Open Subtitles | ـ توجد حرارة ـ لنرى ما إذا كان هناك أي شيء للأكل |
Eğer bu kasabada bir şeytan varsa o da Rahip Willie Rose'dur. | Open Subtitles | إذا كان هناك شيطان في هذه البلدة فهو القس ويلي روز اللعين. |
Başka bir sorunlu hat varsa neden daha çok yeraltı patlaması yapmıyorsun? | Open Subtitles | لما لا نقوم بالمزيد من التفجيرات لنرى إذا كان هناك خط صدع؟ |
Önemli sayılacak bir konu varsa o da Underland kuşatmasıydı. | Open Subtitles | إذا كان هناك موقع عالي فانه يكون حصار تحت الأراض |
Seni sorumlu tutmam. Eğer bundan başka bir çıkış varsa sadece başını salla. | Open Subtitles | لن أضغط عليك اومئ برأسك إذا كان هناك سبيل آخر للخروج من هذا |
Vurgun için başka bir anlaşma daha varsa, duymayı çok isterim. | Open Subtitles | إذا كان هناك صفقة أخرى جاهزة، فأنا أودّ أن أسمع عنها. |
Bak, eğer bana söylemek istediğin bir şey varsa, şimdi bir şansın var. | Open Subtitles | انظروا ، إذا كان هناك شيء تريد لتقول لي ، الآن هي فرصتك. |
Eğer sesimi duyan birisi varsa, burada isteğim dışında tutuluyorum. | Open Subtitles | إذا كان هناك أحد يسمع أنا مُحتجز هنا رغما عنّي |
İhtiyaci oldugu bir sey ya da biri varsa... gider ama. | Open Subtitles | إلاّ إذا كان هناك شيء يحتاجه هناك أو قد يكون شخص |
Onunla ilgili bilmem gereken bir şey varsa, şimdi duymak istiyorum, lütfen. | Open Subtitles | إذا كان هناك شيء بشأنه ويجب عليّ معرفته، فأود سماعه الآن، رجاء |
Eğer bir gün Bayan Declan ile tanışırsam Kesinlikle orayı seçerdim.. | Open Subtitles | إذا كان هناك شيء ديكلان السيدة، أنا سوف ربط عقده هناك. |
Yemin ederim Eğer bir mesele varsa, ağzına bir tane geçiririm. | Open Subtitles | أقسم يا رجل إذا كان هناك أي مقابل سأصفعك في فمك |
Bak bakalım, yeni evimizin başka bir ihtiyacı var mı? | Open Subtitles | شاهدى إذا كان هناك شئ أخر نحتاجه فى بيتنا الجديد |
Buraya yakın, daha büyük bir nalbur dükkânı olup olmadığını biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل تعرف ما إذا كان هناك مخزن للمعدات اكبر قريب من هنا؟ |
Eger bilmemiz gereken bir sey olsa Tommy bize çoktan söylerdi, tamam mi? | Open Subtitles | إذا كان هناك شئ نحتاج لمعرفته تومى كان ليخبرنا عنه , حسناً ؟ |
Eğer sizin için yapabileceğim herhangi bir şey olursa, yalnızca haberim olsun | Open Subtitles | إذا كان هناك أي شيء يمكنني القيام به من اجلك فقط أعلمني |
Eğer banyo kapısının altındaki ışık yanıyor olsaydı bunun farkına varmayacaktım. | Open Subtitles | و لم ألاحظ إذا كان هناك ضوء .من تحت باب الحمام |
Eğer gizleyecek bir şey yoksa Duane Barry neden öldürülsün? | Open Subtitles | الذي يقتل دوان باري إذا كان هناك لا شيء للإختفاء؟ |
Bir koroner arterin tamamiyle bloke olup olmadığını belirlemeye ihtiyaç vardır | TED | وسيلة لتحديد ما إذا كان هناك انسداد كامل للشريان التاجي؟ |
Nerede yaşadığınızı ve çalıştığınızı sormuyoruz çünkü eğer orada bir problem varsa size ne söyleyeceğimizi bilmiyoruz. | TED | لا نسأل: أين تعيش أو أين تعمل لأنه إذا كان هناك مشكلة فإننا لا نعرف ماذا نقول لك |