Her konuda yalan söylemiş... Şimdi de sözüne inanılmasını isteyen bir adam. | Open Subtitles | الرجل الذي كذب بشأن كل شيء ويريد الآن أن تؤخذ كلمته بصدق |
Şimdi de korkunç bir şey olmasından ve ayrılmamızdan korkuyorum. | Open Subtitles | أخشى الآن أن يحدث شيء فظيع وأن نفترق بشكل ما |
Birincisi biz artık emniyetli bir şekilde sağlıklı beyin aktivitesine kulak misafiri olabiliyoruz. | TED | الأمر الأول هو أننا نستطيع الآن أن نتجسس بأمان على نشاط دماغ سليم. |
artık düşük metabolizmanın soy tükenme karşısında çok önemli olduğu kanısındayız. | TED | ونعتقد الآن أن انخفاض الأيض ربما يكون السبب وراء عدم انقراضهم |
Farklılıklarımızın olduğunu biliyorum ama şu an size onları unutmanız için yalvarıyorum. | Open Subtitles | أعلم أنه توجد بيننا إختلافات لكن أتوسل لك الآن أن تقصيهم جانباً |
Şimdi, onun şu anda yaptığı şey ise şu: kendini giderek daha fazla soyutlaştırdıkça, öğrenme yolu da her an daha çok ayrıklaşıyor. | TED | الآن, ما يحدث لها الآن أن طريق تعلمها ينحرف لحظة بلحظة كلما انعزلت بنفسها أكثر وأكثر. |
Şimdi rahat çemberimizin dışına çıkmamız gerekiyor Batılı dostlarımızın dışına. | TED | علينا الآن أن نصل ما هو أبعد من الدائرة المريحة لأصدقائنا الغربيين. |
Şimdi de daha az zararlı içeriği olan diğer bir projeye bakalım. | TED | اسمحوا لي الآن أن انتقل إلى مشروع آخر الذي يشمل على أقل من المواد الضارة. |
Şimdi de sırada İskoçya'nın milli içeceğini içeren son projemiz var. | TED | واسمحوا لي الآن أن انتقل إلى آخر المشروع، الذي يتضمن على المشروبات الوطنية في اسكتلندا. |
Size Şimdi de odadaki bir deveden değil, filden bahsedeceğim. | TED | أريد الآن أن أحدثكم حول الفيل بدلًا من الجمل في الغرفة. |
Ben de Dick'tir diye düşündüm. Şimdi de tutup spermlerim geri geldi diyorsun. | Open Subtitles | فحسبت أن الوالد هو "ديك" ولكنك تقول الآن أن حيياتك المنوية قد عادت. |
Teşekkürler. Şimdi de geri gitmeni tavsiye ederim. | Open Subtitles | أنا أقدر هذا وأقترح عليك الآن أن تعود مرة أخرى |
artık, evin hayaletli olduğu gibi bir olasılık için boşuna endişelendiğimize eminim. | Open Subtitles | لقد اقتنعت الآن أن مخاوفنا كانت غير مبررة بخصوص احتمالية وجود شبح |
Ayakkabılar pırıl pırıl oldu. artık bir iki iş kaparsın dostum. | Open Subtitles | حصلت على تلميعة جيدة يمكنك الآن أن تصنع من نفسك شيئاً |
Saplantısından kaynaklanan aynı esrimenin artık onu egemenliği altına... almaktan ne denli uzak olduğunu çok geçmeden sezdiği anlaşılıyordu. | Open Subtitles | أن الآن أن العاطفة كان يستهلك، وقال انه لم يعد يشعر نفسه الحماسة الدينية لمعبوده كما كان من قبل. |
Şu an ağzından ne hoş kelimeler döküldüğünü ancak tahmin edebiliyorum. | Open Subtitles | يمكنني أن أتخيل الآن أن لا شيء جميل سيخرج من فمك |
Şu an bunu hayal etmek kolay değil ama Avustralya'nın bu kurak ve tozlu iç kısımlarında eskiden bir süreliğine bir iç deniz bulunuyordu. | Open Subtitles | ، من الصعب التصور الآن أن هنا في هذه الأرض الجافة ، المغبرة من أستراليا كان موجودا ، لولهة من الزمن ، بحر داخلي |
artık yaşayan bir beynin içini görebiliyoruz. Tekil nöronlar arası bağlantıların oluşumunu gerçekleştiği sırada, ateşlendiği anda görebiliyoruz. | TED | يمكننا الآن أن نرى داخل دماغ حي ونرى روابط خلية بينية فردية متواصلة فى أوقات حقيقة، ترسل إشارات فى أوقات حقيقة. |
Ancak şu anda gördüğümüz şey şu, insan bilimsel bir gerçek değil, sürekli değişen, sıralı bir fikir ve zamanla değişen bir şey. | TED | ولكن ما أدركناه الآن أن الإنسان ليس حقيقة علمية، بل سلسلة من الأفكار التي تتغير دائمًا إضافة إلى تغيرها مع الوقت. |
Hayır, iyi değil. Şimdi, yarın işi asıp... bürosuna gitmem ve kıçını yalamam gerekiyor. | Open Subtitles | عليّ الآن أن أخذ إحازة غداً وأذهب إلى مكتبة وأتملقه |
şimdi size beyni bir büyük veri problemine dönüştürmede karşılaştığımız ikinci bir zorluktan bahsedeyim. | TED | أرغبُ الآن أن أخبركم عن التحدي الثاني الذي نواجهه في محاولة تغيير الدماغ إلى قضية بيانات ضخمة. |
Bildiğim tek şey öldürdüğüm her insan beni evden daha çok uzaklaştırıyor. | Open Subtitles | لقد عرفت الآن أن كلّ رجل أقتله يبعدنى أكثر من العوده لبيتى |
Şimdiye kadar doktorlarımın benden sır saklayamayacağını öğrenmiş olman gerekirdi. | Open Subtitles | يفترض أن تعرف بحلول الآن أن أطبائي لا يخفون عني أسراراً |