Ama herşeye rağmen;nörobilim, pazarlamada Her geçen gün daha çok yer alıyor. | TED | و لكن بغض النظر، اصبح علم الاعصاب يظهر كثيرا في الحملات الاعلانيه |
Yine de, bunun elimizdeki davayla ne ilgisi var, anlamıyorum. | Open Subtitles | بغض الطرف عن هذا، لا أرى صلة مع قضيتنا هنا. |
Bütün bu şeylerin dışında, sanırım sen iyi bir çocuksun. | Open Subtitles | أعتقد أن بغض النظر عن طِباعك , فأنت رجُل جيِد |
Çünkü Kim olduğun ya da Hangi aileden geldiğinin bir önemi yok, babalar ve oğullar göz göze gelemiyorlar. | Open Subtitles | لأنني اكتشفت أنه بغض النظر عن حقيقة المرء أو نوع العائلة التي ينحدر منها فالآباء والأبناء نادراً ما يتفقون |
Kurbanın düşmesini bir kenara atarsak iyi bir iskelet sağlığı var gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أن الضحية يملك هيكلا عظميا ممتازا، بغض النظر عن الإصابات جرّاء السقوط. |
Onlara, ne kadar korktuğum önemli değil, yanımda hissettiğimi söyle. | Open Subtitles | أخبريهم بأنني أحسست بأنهم معي بغض النظر عن مدى خوفي |
Gözlemeler bir yana, buraya gerçekten oğlum hakkında konuşmaya gelmiştim. | Open Subtitles | بغض النظر عن الفطائر جئت هنا حقاً للتحدث عن ابني |
Binbaşı olduğuma göre plan Her neyse, o benim planımdır. | Open Subtitles | انا القائد لهذه الخطة. بغض النظر عن الخطة انها خطتي |
Seni seviyorum ne yaptığın, kimden hoşlandığın kimin erkek arkadaşını öptüğün önemi değil. | Open Subtitles | أحبك بغض النظر عن ما تفعله ، من تحب ، صديقك الذي قبلته |
Şarkı hakkındaki tereddütlerine rağmen bunun kendine özgü bir performans olduğunu kabul etmelisin. | Open Subtitles | بغض النظر عن تحفظاتك تجاه الأغنية فيجب أن تعترف بأنه كان آداءً أصيلا |
Aslında kahramanca sayılır Her şeye rağmen yürütmeye çalışmasını kastediyorum. | Open Subtitles | تعلمين, محاولته جعل هذا يعمل بغض النظر عن كل شيء. |
Ben bu işi en iyi yapan yapım yönetmenini beni terk eden eski sevgilim olmasına rağmen işe aldım. | Open Subtitles | لقد قمت بتعيين أفضل منتجة منفذة في مجال البث التلفزيوني بغض النظر عن كونها صديقتي السابقة التي تخلت عني. |
Yine de, bunun elimizdeki davayla ne ilgisi var, anlamıyorum. | Open Subtitles | بغض الطرف عن هذا، لا أرى صلة مع قضيتنا هنا. |
Ama Yine de, sevgiline arka çıkmalısın, ne olduğu önemli değil. | Open Subtitles | لكن مازال ، أن ترجع الي صديقتك بغض النظر عن هذا |
Yüzündeki şu yaralar ve rektum simidi dışında, zar zor anlaşılıyor | Open Subtitles | بغض النظر عن جروح الوجه و وسادة المقعدة, فلا يوجد شيء |
50, 60, 70, 80 bin yeni ofis yerinin yerlerinin açılması -- sayısı Her ne ise -- konuyla hiç bir alakası olduğunu sanmıyorum. | TED | لا أعتقد بأن لها علاقة مع 50 أو 60 أو 70 أو 80 ألف من مساحات المكاتب الجديدة بغض النظر عن ما هو الرقم |
Hangi öneride bulursak bulunalım, hazırda bir acil durum planımız olmasını istiyorum. | Open Subtitles | بغض النظر عن أي إقتراحات نقدمها، أود أن نملك خُطط إحتياطية جاهزة. |
Muhtemelen çoğumuz rahatsız olurduk, kabaca söz kesmesi bir kenara, arkadaşınız haklı mı? | TED | معظمنا في الأغلب سينزعج ولكن بغض النظر عن مقاطعة الحديث الفظة، هل لصديقك وجهة نظر؟ |
Kariyerimin en önemli anlarından birinde orada olmayarak çok doğru bir iş yaptın. | Open Subtitles | أنت محق في الكثير حقيقاً بغض النظر عن بداية أهم اللحظات في مهنتي |
Yasalar bir yana, seni yanardağdan kurtarmak ahlaki açıdan doğruydu. | Open Subtitles | بغض النظر عن القوانين إنقاذك من البركان كان قرارا أخلاقيا |
Uzaydaki Her bir santimetreküp, içinde bir madde barındırsa da, içinde parçacıklar, cisimle, radyasyon ya da neyse olsun olmasın enerji içeriyor, hatta uzayın kendisinin bir enerjisi var. | TED | في كل سنتميتر مكعب من الفضاء، بغض النظر عن وجود شئ، بغض النظر عن وجود جسيمات، مادة،إشعاع ، أو أي شئ آخر، فإنه توجد طاقة ، في الفضاء نفسه. |
İnsanlar incinir ve işler karmaşıklaşır sen ne yaparsan yap. | Open Subtitles | سوف يتأذى الناس و تتعقد الأمور بغض النظر عما تفعله |
Mevcut konu ne olursa olsun, amaç yönelimci ve kaçınmacı olarak ifade edilebilir. | TED | بغض النظر عن الموضوع المطروح، هناك نية يمكن أن تصاغ في التنمية والوقاية. |
Bu kadar yüksek puanlar, okuldan bağımsız olarak soruşturulurlar. Emin olun. Evet. | Open Subtitles | نتائج عالية كتلك، كانت تستوجب التحقيق، بغض النظر عن من تكون المدرسة. |