"تبيع" - Traduction Arabe en Turc

    • satıyorsun
        
    • satıyor
        
    • satan
        
    • satmak
        
    • sattığını
        
    • satıyorsunuz
        
    • sattın
        
    • satıyordu
        
    • satar
        
    • satarken
        
    • satarsın
        
    • satış
        
    • satmıyorsun
        
    • satıyordun
        
    • satacaksın
        
    İlk başta haşlanmış pancar satıyordun ama şimdi chelo kebap satıyorsun. Open Subtitles لقد كنت تبيع بنجر مسلوق في البداية لكنك الآن تبيع اللحم
    Ah Red sana yılbaşında aldığımız cep oltasını da satıyorsun. Open Subtitles و ريد؟ انت تبيع صنارة الصيد . التي اعطيناها لكم
    Evet, çekilmez biri... ama diğer insanlardan farklı olarak, biber satıyor. Open Subtitles نعم، إنها لا تطاق لكنها تبيع الفلفل على عكس بعض الناس
    George Amca, o bir yüzücü değil. Havuzda yemek satıyor. Open Subtitles العمّ جورج، هي ليست سبّاحة انها تبيع الاكل في البركة
    TÜM DÜNYAYA OKUL KİTAPLARI satan BİR ŞİRKETTE ÇALIŞTIĞINI SÖYLEMİŞTİ. Open Subtitles كتب مدرسية قال ان شركته تبيع الكتب حول العالم كله
    Komik bir şapka giyip üzüm suyu gorilleri satmak için mi? Open Subtitles لاجل ان تقف بقبعة مضحكة و تبيع الغوريلا و عصير العنب
    Bir daha mal sattığını duyarsam seni ve tanıdığın herkesi öldürürüm. Open Subtitles إذا سمعُت أنك تبيع مجددًا، سوف أقتلك وأقتل كل شخص تعرفه.
    Beni aşağılayacak kadar cesaretiniz var ancak kendi kanınızdan birini satıyorsunuz. Open Subtitles تتجرّأ على الاستخفاف بي بينما تبيع الذي مِنْ لحمك و دمك
    İçişleri'nin parası olmadığını biliyoruz, öyleyse ona uyuşturucu mu satıyorsun, yanılıyor muyum? Open Subtitles ونعرف أنها ليس مكافأة المخبر السري, إذن؟ أنت تبيع المخدرات أم ماذا؟
    Sana bir şey sormak istiyorum. Yine kanını mı satıyorsun? Open Subtitles ‫أريد أن أسألك شيئاً ‫هل كنت تبيع دمك من جديد؟
    Almıyorsan, satıyorsun demektir. Altın karşılığında kurşun mu satıyorsun? Open Subtitles انت لا تشتري بل تبيع انت تبيع الأدلة مقابل الذهب
    Amerikalı bir çocuğun müdür yardımcısıyım ve çalıştığım şirket osuran bahçe cinleri satıyor. Open Subtitles انا مدير مساعد لطفل الأمريكية يعمل لحساب الشركة التي تبيع يضرطن حديقة التماثيل.
    Bir düşünelim. Kurabiyeleri izci kızlar sattığına göre sende izcilerin geleneksel pankek kahvaltısı için bilet satıyor olmalısın. Evet. Open Subtitles لو فتيات الكشافة يبيعون الكعك أنت تبيع تذاكر للإفطار السنوى أجل، إن بعت 100 تذكرة أخرى سأربح مسدس لعبة
    Su ve meşrubat satarak geçiniyor ve cep telefonları için şarj kartları satıyor. TED تبيع الماء، وتبيع المشروبات الغازية وتبيع بطاقات التعبئة للهواتف المحمولة.
    Bu ürünleri internet üzerinden satan bir Çin firması buldum. Open Subtitles حسناً، وجدت شركة توريدات صينية تبيع هذه المادة على الأنترنت
    Evet, kurbağa satan kaç yer var hayal bile edemezsin. Open Subtitles أجل، لايمكنك أن تتخيل كم عدد الأماكن التي تبيع الضفادع
    Bize hikayeyi satmak istiyorsun ama gerçekte elinde ne var? Open Subtitles اذا اردت ان تبيع لنا قصة عليك ان تملك دليل
    Burdan eve götüreceğiniz mesaj şudur: satmak mı istiyorsunuz? Üzerine bir beyin koyun. TED لذا ، النتيجة النهائية هي ان اردت ان تبيع سلعة ، ضع صورة دمغ عليها
    Uyuşturucu sattığını biliyordum... ama bu benim için sadece iyi ayakkabı ve güzel kıyafet demekti. Open Subtitles أنا أعرف أن أمي تبيع المخدرات و لكن هذا لم يكن سيئاً بالنسبة لطلاب المدرسة
    Bay Brighton, yine kızlarıma esrar mı satıyorsunuz? Open Subtitles مستر برايتون ،، هل تبيع المنشطات لبناتي مجددا؟ ؟
    Etimizi sattın, Al. Bu yaptığın bokla çok oluyorsun. Open Subtitles أنت تبيع لحمنا آل, لقد نجوت بهذا لمدة طويلة
    Önü kabarık, küçük bir model. Dostum... Pilot, tur satıyordu. Open Subtitles صغيرة مع فقاعات في المقدمة المرشدة كانت تبيع تذاكر الركوب
    Ya siz ona kağıt satarsınız ya da o size mazeretini satar. Open Subtitles إما أن تبيع للشخص مخزون ما, أو هو بيبع لك سبب ما
    Onu hiç uyuşturucu kullanırken ya da satarken görmediğinize dair bir yazı. Open Subtitles إنها تقول أنك لم ترينها أبداً تصنع أو تبيع المخدرات
    Kadınları ve cocukları öldüren hükümete nasıl silah satarsın? Open Subtitles كيف يمكنك أن تبيع الأسلحة لحكومات تفجر النساء والأطفال؟
    satış yaparken, kendin karar veriyorsun her şeye, değil mi? Open Subtitles يمكنك أن تفعل ما يحلو لك طالما أنك تبيع جيدا , أليس كذلك ؟
    CA: Fakat sen güneş panellerini tüketiciye satmıyorsun. TED ك أ: ولكنك لا تبيع الألواح الشمسية للزبائن
    Bugün yüzüğünü, yarın zincirini yedi gün içinde saatini satacaksın. Open Subtitles اليوم تبيع خاتمك , غداً السلسة بعد سبعة أيامٍ الساعة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus