"تجعل" - Traduction Arabe en Turc

• izin
• daha
• hale
• yapan
• beni
• yapmak
• yapar
• da
• gibi
• gösteriyor
• seni
• yapıyor
• kılıyor
• neden
• sağlar

Aynen! Yarın trendeki işin bu. Bu listenin açığa çıkmasına izin verme.
بالضبط, هذه ستكون مهمتك غدا على القطار لا تجعل هذه القائمة تتسرب

Aslında söylemeyecektim. Çünkü kimse bilmeyince, her şey daha kolay görünüyor.
لم أكن أنوي ذلك، فعدم معرفته تجعل الأمور أيسر بالنسبة للجميع

O dosyalardaki hiçbir şey kurbanlarını zahmete değer hale getirmeyecek. Boş vermelisin.
لاشئ في هذه الملفات، تجعل من تضحيته مستحقة، عليك ان تنسي ذلك.

Bunu yapan trenin hareketiyle ilgili bir şey. Bütün bu hareket kadınları azgınlaştırıyor.
انه بخصوص حركه القطار التى تسبب ذلك كل تلك الحركه تجعل الفتاه شهوانيه

Ne yazık ki bu beni tahtın sahibi de yapacak.
للأسف، من شأنها أن تجعل لي أيضا والوريث الشرعي للعرش.

Dinle şimdi, annenin gurur duyacağı bir şey yapmak istiyorsan söz ver bana, kimsenin seni ezmesine izin vermeyeceğine söz ver.
الآن اسمعني ، إذا أردت ان تجعل أمك فخورة بك عدني ، عدني ، ألا تسمح لأحد أن يحولك لصاحب عاهة

Sen daha içki ısmarlamaya fırsat bulamadan taşaklarını küpe yapar o.
سوف تجعل منك عشاءً لها قبل ان تفكر بشراء المشروب لها.

Şöyle açıklayayım. Her şeyi hepimiz için daha da zorlaştırıyor.
دعونى أعيد الصياغة انها سوف تجعل عمل الاشياء صعب علينا

Ücretsiz verilen devlet sabunlarını alarak, Michelangelo eserlerinin bir anaokulu öğrencisi yapmış gibi görünmesini sağlayan en güzel heykellere dönüştürdüğünü gördüm.
رأيت أحدهم يأخد الصابون المجاني المقدم لنا ويحوله إلى منحوته ساحرة من شأنها أن تجعل مايكل أنجلو يبدو كأنه طفل صغير.

Benim tek dediğim, kimsenin seni itip kakmasına izin verme.
كل ما أقوله هو ألا تجعل هؤلاء الناس يضغطون عليك

Ruhundaki kahramanın yok olmasına izin verme, yalnızlık içinde hüsranları hakettiğin hayat için..
لا تجعل البطل الذي في داخلك يموت في الإحباط الوحيد للحياة التي أستحققتها

Herhangi bir şeyi nasıl daha iyi gösterebildiğimi görüyor musun?
ترى كيف ل يمكن أن تجعل أي شيء تبدو أفضل؟

Hitler'e öldürmeye cesaretiniz yok, bu yüzden görevi imkansız hale getiriyorsunuz.
أنت ليست لديك الشجاعة لتقتل هتلر لذا تجعل الآن المهمة مستحيلة

Burayı dünyanın en asil ülkesi yapan ilkelere ne oldu?
أين هي المبادىء التي تجعل هذه الدولة الأسمى في العالم؟

Bu kendine işkence etmektir ve sonra başarızlığın için beni suçlamaktır.
إنك تجعل من نفسك شهيداً ثم تلومني على أنك لست ناجحاً

Kendini, düşmana karşı görünmez yapmak temel bir taktiktir, Tom.
أن تجعل نفسك مخفياً للعدو إنها تقنية سهلة يا توم

Bunun yerine, koklama duyuları onları acımasız birer leşçi yapar.
عوضاً عن ذلك، تجعل منهم حاسة شمهم رِميّون عديمو الشفقة

İlaç uygulamaya korkuyorum çünkü bu onu daha da kötü yapabilir.
انا خائفه من اعطائه عقاقير لإنها ممكن ان تجعل حالته اسوأ

Sayılarla yapabildiklerinin yanında, ...bin dolarlık fahişe, rahibe gibi kalır.
براعته في التعامل مع الأرقام تجعل أفجر العاهرات تحمرّ خجلاً.

Ama şu lanet gözlüklerle Burt çok daha iyi gösteriyor ve sonunda artık bir-iki ay önceki sağlam hatun olmadığımı fark ettim.
ولكن هذة النظارت تجعل بيرت يبدوا أجمل وانا أعلم أنه في النهاية سيدرك أني لم أعد تلك المثرة قبل شهر أو شهرين

Adamım, bu seni rahatsız etmesin. Bu uzun zaman önceydi.
يارجل, لا تجعل هذا يضايقك لقد كان منذ وقت طويل

İnsanlar bunları okuyor. Bu, onları gerçek hayatlarında mutsuz yapıyor.
تجعل الناس التي تقرأها تعساء وغير راضين عن حياتهم الخاصة

Henry kendinde değil, ve bu kadın hayatı daha katlanılmaz kılıyor, sadece bizim için değil tüm Fransa için.
هنرى ليس هنري.. وهذه المرأة تجعل الحياة لا تطاق ليس فقط من أجلنا ، بل من أجل فرنسا كذلك.

Yani insanlarının sözlerini geri almalarına neden olacaksın, öyle mi?
لذا يجب عليك أن تجعل قومك يَتراجعُوا عن كلمتِهم ؟

Ama bu olmuyormuş gibi yapmak daha kötü olmasını sağlar.
التظاهر أنه لا يحدث، من شأنها أن تجعل الأمور أسوأ.