"سأل" - Traduction Arabe en Turc

    • sordu
        
    • sorarsa
        
    • soran
        
    • sormuş
        
    • soruyor
        
    • soruyordu
        
    • sormuştu
        
    • istemiş
        
    • soracak
        
    • sorar
        
    • sordun
        
    • sorduğunda
        
    • sorduğunu
        
    • etti
        
    • sormadı
        
    O genç şirin adam gelip seni sordu. uyuduğunu söyledim. Open Subtitles و هذا الشاب الظريف سأل عليك مرتان أخبرته أنك نائمة
    Bana başka biri biliyor mu diye sordu. Ona bilmiyor dedim. Open Subtitles لقد سأل عما إذا كان أحد آخر يعلم فقلت له لا
    Neden Yönetmen özellikle "Han Hui Ju, anladın mı?" diye sordu? Open Subtitles لماذا سأل هان هي جو إن كانت قد فهمت أم لا؟
    İyice sapıttı pezevenk! Yusuf sana bir şey sorarsa söyleme. Görmedim de. Open Subtitles لقد فقد عقله القواد ان سأل عني يايوسف قل انك لم ترني
    Eğer onu soran olursa onu hiç görmemiş gibi yapacaklardı. Open Subtitles واذا سأل اي شخص عنه يزعمون انهم لم يسمعوا عنه
    Sonra da saldırıya uğrayıp uğramadığını sormuş ve şüpheli olup olmadığını. Open Subtitles ثم سأل إن تم الاعتداء عليها وإن كان لدينا مشتبه به
    Takımdan biri bana senin erkek arkadaşın olup olmadığını sordu çünkü o- Open Subtitles سأل شخص من فريق المصارعة ما إذا كان لديكِ صديق حميم لأنه
    Maguire, McLean'ın ne tür bir silah kullandığını sordu mu? Open Subtitles هل ماغواير سأل ماكلين ما نوع المسدس التي يمتلكه ؟
    Dans etmek ister misin?" "Uyuşturucu mu aldın?" diye sordu biri. "Kafan mı iyi?" "Kafası iyi? Ben? Hayır, uyuşturucu yok." TED هل ترغب في الرقص؟ " 'هل تتعاطين المخدرات؟ "سأل أحد. 'هل أنتي مخدرة؟ 'مخدرة ؟ أنا ؟ مستحيل ، لا مخدرات.
    Fermi, "Herkes nerede?" diye sordu ve iş arkadaşlarının verecek cevabı yoktu. TED سأل فيرمي أين الجميع ؟ وزملاؤه لم يملكوا اجابة
    Onlar köleliğin içine geldi çünkü birsi onlara bu soruyu sordu: TED هم أتوا للعبودية لأن شخص ما سأل هذا السؤال.
    Kim olduğunu sordu, söyledim. Sonra gitmemi söyledi. Open Subtitles لا يا سيدى, لقد سأل من الطارق, واخبرته, ثم طلب منى الذهاب بعيدا
    Chalmers beni sordu mu? Evet... Nedenini biliyor musun? Open Subtitles هل سأل تشالمرز عني؟ هل تعرف لماذا يحدث ذلك؟
    Al bakalım. Ama Bay Panucci sorarsa, adın Seymour Asses. Open Subtitles و لكن إذا سأل السيد بانوتشي اسمك هو سيمور مؤخرات
    Eğer biri sorarsa da bu yaptığım en ikna edici konuşmaydı. Open Subtitles و إذا سأل أحد فإن هذا كان أحد أكثر خطبي إقناعا
    Eğer Wade sorarsa dün acil bir durum olduğunu söyler misin? Open Subtitles أنابيث هل تقومي بصنع خدمة صغيرة من أجلي؟ إذا سأل وايد
    Eğer soran olursa... onlara sadece evde tedavi gördüğümü söylersin. Open Subtitles اذا أحدهم سأل فقط أخبره أنني في المنزل أتماثل للشفاء
    Eğer soran olursa, ilk önce aşağıdan denedim ve olmadı, tamam mı? Open Subtitles إذا سأل أحد , أنا حاولت أن أصلح المشكلة تحت أولا ,اتفقنا؟
    Arkadaşlar ile vedalaşırken, birine gereksiz bir soru sormuş ve onun verdiği cevapla çok ilgilenmiş. Open Subtitles بينما كان يودع أصدقائه سأل أحدهم سؤال عادي جدا لكنه شعر بحماسة غامرة ليجيب
    Sarazen misafiriniz akşam yemeğini onunla yiyecek misiniz diye soruyor. Open Subtitles سيدى ، سأل ضيفك العربى إن كنت ستتناول العشاء معه
    Gerçeği söylemek gerekirse, biri senin hakkında bir sürü soru soruyordu. Open Subtitles في الواقع، احدهم سأل الكثير من الاسئلة عنك
    Yeni başkan olarak nitelikli beş kadını işe aldığımı söylediğimde bir yönetim kurulu üyesi bana bu soruyu sormuştu. TED هكذا سأل واحد من أعضاء المجلس عندما، كرئيسة جديدة، أعلنتُ أول تعييناتي لخمس نساء مؤهلات.
    Kız sadece ülkeyi boylu, boyunca aşarak onu takip etmekle kalmadı sanki Ben istemiş gibi, kendi hakkında rastgele bilgiler de yollamaya başladı. Open Subtitles و التي لم تتبعه عبر البلد فقط لكنّها بعد ذلك بدأت بإرسال معلومات عن نفسها عشوائياً كما لو أنه سأل عن اي معلومة.
    Ama herhangi biriniz soracak olursa 'Aslında ne artıyor? Hiçbir şey artmıyor mu? TED و لكن إذا سأل أحدكم، هل هناك شيء سيظل مرتفعا؟ هل يكبر أي شيء؟
    Eğer o Tamam, burada, ben sorar? Open Subtitles أجل ، لكن إنتظري إذا سأل ، فأنا لست موجودة ، حسناً؟
    Sen burada birilerini tanıyor muyuz diye sordun? Open Subtitles بجديه لقد سأل إذا كان ‫هنا من يعرف الأخر
    S-1'e, üzerindeki etkisinin nedenini sorduğunda, saçları olduğunu söylemiş. Open Subtitles عندما سأل الأولى عن سبب نفوذه عليها لقد قالت أن شعره هو السبب
    Mümkün bütün soruları sorduğunu ve şahidin cevap verdiğini düşünelim. Open Subtitles فلنقل بأنه سأل كل الأسئلة المحتملة وكان عند الشاهد كل الأجوبة
    Eşcinsel erkek olmalı çünkü Charlotte'a ikinci kez çıkma teklif etti. Open Subtitles يجب أن يكون رجل مثلي الجنس على التوالي بسبب سأل شارلوت بها لتاريخ الثاني.
    Ama hiç kimse ona bu konuda ne düşündüğünü sormadı. Open Subtitles لكن لا أحد سأل الأم من قبل كيف هو شعورها عن ذلك.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus