Haklısın Cindy, bir saat 23 dakika geçti. | Open Subtitles | صدقت يا سيندي الآن 23 دقيقة بعد الساعة المحددة |
Haklısın. Bilmiyorum. Ama öğrenmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | صدقت القول, لكنّي أحاول معرفة ذلك وهذا ما يحاول جميعنا تعلمّه |
Çünkü o bilge, eğer doğru anlamışsam ve de güzel, eğer gözlerim beni yanıltmıyorsa. | Open Subtitles | لأنها عاقلة، إذا كان بوسعى أن أحكم عليها وهي جميلة، إذا صدقت عيناى |
Madem ona o kadar inandın, neden hikayesinin kalanı saçmalık oluverdi şimdi? | Open Subtitles | ولكن إن كنت صدقت هذا القدر ، فلماذا تبدو لك بقية قصتها هراء ، فجأة ؟ |
Bana söylediğin her şeye inandım, ve istediğin her şeyi yaptım. | Open Subtitles | أتعلم، لقد صدقت كل شيء أخبرتني به وفعلت ما طلبته مني |
Carol sizin saçmalıklarınıza inanıyor olabilirdi ama ben inanmıyorum. | Open Subtitles | ربما صدقت كارول هذا الهراء ولكني لن أصدقه |
Bunları yarısı kazandıkdan sonra soylemelısın Haklısın | Open Subtitles | يمكنك أن تقول لنا هذا بعد أن تفوز بالسباق صدقت |
Taş ocağında söylediklerini düşündüm de. Haklısın. | Open Subtitles | فكّرت فيما قلته لي لدى المقلع، وإنّك صدقت فيما قلت. |
İşimize odaklanmalıyız, Haklısın, ama bu karışıklığın kötü olduğunu, herkesten daha iyi biliyoruz. | Open Subtitles | عليّنا التركيّز على العمل، صدقت لكن الفوضى أمر سيء، إنّنا نعلم ذلك أحسن من أي أحد. |
Bu gecelik Haklısın. | Open Subtitles | صدقت لهذه الليلة، علينا الاحتقال بالنصر. |
Koparabilecekleri her şeyi kopardılar sandın, değil mi? Elinde tek kalanın hayatın olduğunu düşündün ama bu doğru değildi. - Ne olur. | Open Subtitles | و قد صدقت أن كل ما حصل كان بسببك و كل شيء صدقته لم يكن هو، أليس كذلك ؟ |
Yoksa Başkan'ın senin önerilerini veto etmesini doğru mu buluyorsun? | Open Subtitles | ...أم أنك صدقت أن الرئيس كان محقاً عندما رفض إقتراحاتك؟ |
Orada söylediklerine inandın mı, her şeyin kontrol altında olduğuna falan? | Open Subtitles | هل صدقت ماقاله هناك؟ عن كون الأمر تحت السيطرة؟ |
O gelmeden önce seni sevdiğime inandın mı? | Open Subtitles | هل صدقت اننى أحببتك قبل أن يولد ؟ |
Sekiz yıl boyunca, beslendiğim yalanlara inandım. | TED | على مدى السنوات الثماني القادمة، صدقت الأكاذيب التي كانت تعطى لي. |
Söylediğin saçmalığa gerçekten inanıyor musun? | Open Subtitles | هل صدقت حقاً كل التفاهات التي قالها؟ ليس المهم ما اصدقه |
Kabul edeceğimden daha çok inanmıştım buna. Bu kadar enayiyim ben. | Open Subtitles | لقد صدقت ذلك أكثر مما أعترف به أكره فى التفكير أننى مغفلاً |
- Tatlım, sen inanıyorsan ben de inanıyorum. | Open Subtitles | مستر هينسى ؟ حبيبتى .. إذا صدقت هذا فأنا أصدقه |
Jüri bağımlılığın bir hastalık olduğu masalını yuttu. | Open Subtitles | صدقت هيئة المحلفين قصة "الادمان هو داء", هراء |
Fakat polis Joe Tobin'in "hastaneye götürüyordum" hikayesine inandı. | Open Subtitles | ولكن الشرطة صدقت قصة جو توبن والذي سرد فيها انه كان في طريقه للمستشفى |
Bu uçuş simülasyonunu uçurarak çok zaman geçirdim ve sonunda gerçekten de uçakları uçurabileceğime inanıyordum. | TED | صرفت الساعات أطير بهذا المحاكي وقد صدقت أنني أستطيع قيادة الطائرات بعد ذلك |
İster inan, ister inanma her erkeğin DNA'sında yazılı bir kural vardır. | Open Subtitles | و صدقت أم لا, يوجد في كل رجل رمز مكتوب و هو يقول: |
senin yapmadığına inanmış olsamda birisi seni arkadaşını, rehberini öldürdü. | Open Subtitles | حتى لو صدقت بأنك لم تقتله احدهم قتل صديقك، معلمك |
Babam hakkında inandığım her şey ne olmak istediğim hakkındaki tüm düşüncelerim onun gibi olmak için gereken her şey... | Open Subtitles | كل شيء صدقت أبي فيه كل شيء حلمت أن أصبحه ،ماأردت أن أصبح من أجله كل هذا مبني على الكذب |
Anlattığım bütün psikolojik olaylara inansaydım, ailemi öldürürdüm. | Open Subtitles | إذا صدقت كل نظرية نفسية أدرسها فأضطر إلى قتل والدّي |
Aynen öyle. | Open Subtitles | ، نعم صدقت في ذلك |