"ضعيف" - Traduction Arabe en Turc

    • zayıfsın
        
    • güçsüz
        
    • savunmasız
        
    • zayıfım
        
    • Zavallı
        
    • az
        
    • zayıftı
        
    • zayıftır
        
    • güçsüzüm
        
    • hassas
        
    • yumuşak
        
    • aciz
        
    • küçük
        
    • çok zayıf
        
    • güçsüzsün
        
    Dostum bu çok kötüydü, sen tamamen zayıfsın. Biraz kana ihtiyacın var. Open Subtitles يا رجل أنت مثير للشفقة أنت ضعيف بالكامل, تحتاج إلى بعض الدماء
    Tanrım bana güç ver. zayıfsın sen. Bedenimi tat, rahip. Open Subtitles ايها الاب اعطني القوة انت ضعيف المس جسدي ايها الكاهن
    Kodes yapmak için çok zayıf bir maden çok güçsüz, çok esnek. Open Subtitles مما يبدوا إنه عنصر ضعيف لبناء سجن و هي ضعيفة لذلك كوعه
    Kendi inancınızı test etmenizin erdemli olduğunu söylemeleri olasıdır ve de fikir değiştiren birinin güçsüz gözüktüğünü söylemeleri bir o kadar olası değildir. TED إنهم يذهبون للقول بأنه من الجيد أن تختبر معتقداتك الخاصة، وأقل ميلاً لوصف شخص غيّر من تفكيره بأنه شخص ضعيف.
    Kendini birisine karşı savunmasız bırakması çok zor bilir misin. Open Subtitles هو يَتْركُ نفسك بشدّة تَكُونُ ضعيف مَع شخص ما، تَعْرفُ؟
    Hayır, çok zayıfım. Bu yüzden bizi sadece buraya getirebildim. Open Subtitles لا، أنا ضعيف جدًا، لهذا تنقلت فوريًا بنا لهنا فقط.
    Buna izin verirsem Zavallı bir kumandam olurum. Open Subtitles ساكون قائد ضعيف لو سمحت بحدوث هذا لرجالى
    Eğitime çok daha az yatırım yapıyorduk, neredeyse yüzde 35' daha az. TED كان إنفاقنا جد ضعيف على التعليم، حوالي 35 بالمائة أقل على التعليم.
    Sen zayıfsın. Tanrı bu zayıflığı aktarmana asla izin vermez. Open Subtitles أنت ضعيف والرب لن يريد أبداً بأنه يستمر هذا الضعف
    Yavru kedi kadar zayıfsın. Merak etme, çıkarımızı kollayacağım. Open Subtitles أنت ضعيف كالقطة لا تقلق , سأهتم بمصالحنا
    Sen gelemezsin. Çok küçük ve zayıfsın, tıpkı kız gibi. Open Subtitles لكنك لا تستطيع الذهاب مازلت صغيراً و ضعيف كالفتاة
    Eğer senin küçük oyuncağın ona yenilirse olacağı sadece güçsüz bir oyuncak. Open Subtitles اذا خسر امام العابك فسيظهر علي حقيقته ,جرو ضعيف
    Birinci aşama hakkında bayağı düşündüm... alkol karşısında güçsüz olduğumu... ve hayatımın kontrolden çıktığını kabullendim. Open Subtitles كنت أفكر الكثير حول الخطوة الأولى التي إعتقدتها أنا كنت ضعيف بسبب الكحول وحياتي كانت قد أصبحت صعبة
    Birinci aşama hakkında bayağı düşündüm... alkol karşısında güçsüz olduğumu... ve hayatımın kontrolden çıktığını kabullendim. Open Subtitles كنت أفكر الكثير حول الخطوة الأولى التي إعتقدتها أنا كنت ضعيف بسبب الكحول وحياتي كانت قد أصبحت صعبة
    Eğer bu planlı bir saldırı ise limanda savunmasız kalırsınız. Open Subtitles ان كان هناك هجّوم منسق أنت ضعيف جداً في الميناء
    Bu da ona yardım edebileceğim tek şey diye düşündüm ama çok zayıfım. Open Subtitles هذا كان الشيء الوحيد الذي ظننتُ أنه بإستطاعتي فعله معها لكنني ضعيف جداً
    Ben Zavallı biriyim. Gözlerim zayıf. Bacaklarım yaşlı ve çarpık. Open Subtitles أنا رجل مسكين, نظري ضعيف ساقاي عجوزتان وملتويتان
    okul ücretleri daha yüksek, devlet desteği daha az, aile geliri azalmış, kişisel gelirler zayıf. TED تكلفة الرسوم الدراسية مرتفعة، أما التمويل العام فهو منخفض، دخل الأسرة متضائل، والدخل الشخصي ضعيف.
    Ben... Ben çok hasta bir bebektim. Kalbim çok zayıftı. Open Subtitles كنت طفلاً يعاني من المرض الشديد كان قلبي ضعيف جداً
    Aortta bağdoku zayıftır Open Subtitles يوجد نسيج ضعيف يربط بينهم في الشريان الأورطي
    Soğuk hissetmiyorum. Azıcık güçsüzüm. Open Subtitles انا لا اشعر انني مريض انا اشعر انني ضعيف قليلا
    Benim için çok hassas bir durum, dostlar. Neden gülüyorsunuz? Öyle. Open Subtitles هذا اداء ضعيف جدا مني ما الذي تضحكون منه , انه
    Sert bir kalbin bile sevgili anne için yumuşak bir noktası vardır. Open Subtitles حتى القلب القاسي يحتفظ بمكان ضعيف للأمّ العجوز العزيزة.
    Seni Zavallı aciz. İkinizde işe yaramazsınız. Open Subtitles أنت رجل ضعيف, فقير أنتكلاهماعديمالفائدة.
    İri, yağlı, kıvırcık saçlı, küçük, gaddar gözleri ve siyah gözlüğü var. Open Subtitles ضعيف البنية, ذو شعر مجعد, و عينا صغيرتان, و يضع نظارات شمسية.
    Kalbi çok zayıf fakat beni asıl endişelendiren genel durumunun kötü oluşu. Open Subtitles قلبه ضعيف جداً, و لكن حالته السيئة عموماً هي أكثر ما يقلقني
    Sus. Zaten çok güçsüzsün. Enerjini yalan söylemek için harcama. Open Subtitles أنت ضعيف بما يكفي أرجوك لا تهدر طاقتك على الكذب

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus