"طال" - Traduction Arabe en Turc

    • geç
        
    • uzadı
        
    • sürece
        
    • uzun zamandır
        
    • uzamış
        
    • gecikmiş
        
    • ne kadar
        
    • kadar uzun
        
    • sürerse
        
    • uzun sürdü
        
    • uzun süre
        
    Ve artık, çok geç kalınmış olsa da zaman, cesaretimizi toplayıp o cevapları duyma ve ona göre hareket etme zamanı. TED وقد حان الوقت الآن — في الحقيقة، طال الإنتظار لنجمع شجاعتنا لسماع تلك الإجابات والتصرف بناء عليها.
    Bu iş, güzel şekilde bitemeyecek kadar çok uzadı. Open Subtitles هذا الأمر طال كثيراً على أن ينتهى بلطف وخفه
    Bu iş uzadığı sürece sızıntı ihtimali gitgide artacak.. Sıfır noktasındayız. Open Subtitles كلّما طال هذا الأمر، سترتفعُ إمكانية حدوث تسرب، هذه خلاصة القول
    Fakat bu uzun zamandır beklenen ittifak kısa süre içinde sınandı. TED ولكن سرعان ما انهارت هذه الشراكة التي طال انتظارها.
    Saçların uzamış. Ve ses tonunu da beğenmedim. Open Subtitles لقد طال شعرك وأنا لا أقدّر نبرة صوتك
    Sanırım bu gecikmiş bir konuşma oldu. Open Subtitles حسناً , كنتُ لأقول بأنّ هذا الحديث قد طال انتظاره
    Bu iş ne kadar sürecek bilmem ama ben dayanamayacağım. Open Subtitles ليس هناك طريق أَتحمّلُ هذا لمهما طال هذه نهاياتِ الشيءِ.
    Ama ne kadar uzun giyilmişse fiyatı o kadar artar. Open Subtitles ولكن كل ما طال الإرتداء كل ما تستطيعين زيادة السعر
    ne kadar uzun sürerse, o dağın içinde o kadar insanımız ölecek. Open Subtitles كلما طال إنتظارنا , المزيدُ من قومنا يموتون في داخل ذلك الجبل.
    RW: Tamam, burada kesmem gerekecek, çünkü çok uzun sürdü. TED ريتشارد: حسناً، سأختم الجلسة الآن، وأختم هذا اللقاء لأنه طال كثيراً
    Onu er ya da geç yakalayacağımı biliyordum. Open Subtitles كنت أعرف إننى سأناله سواء طال الوقت أم قصر.
    Eğer geç kalırsak küçük tatlı eriğin kuru üzüme dönecek. Open Subtitles و إذا طال الوقت عن ذلك فإن حبيبتك الجميلة ستصبح ناشفة كالزبيب
    Dur! Bu iş çok uzadı! Kimse arabamı çalmadı. Open Subtitles توقف ، طال الأمر بما يكفي لم يسرق أحد سيارتي
    Geciktiğim için çok üzgünüm. Avukatlarımla toplantım biraz uzadı. Open Subtitles ،آسف جداً لقد تأخرت لقد طال الإجتماع مع المحاميين
    Kırmızı kryptonite etkisinde olduğu sürece, Daha kötüsünü yapamaz. Open Subtitles كلما طال إستخدامه للكريبتونيات الأحمر زاد سوء حالته
    Burada durduğum sürece temizlemek için daha fazla Herb gerekicek. Open Subtitles ٹاذا طال وجودي هنا سيقوم هيرب بالتنظيف اكثر
    Uçak hadisesinden iki hafta sonra uzun zamandır beklenen Paris Zirvesinde Eisenhower'ın özür dilemeyişine kızan Khruschev, soluğu dışarıda alıyordu. Open Subtitles بعد أسبوعين من ،إسقاط الطائرة في قمة باريس ،التي طال انتظارها قام خروشوف الحانق على ايزنهاور لعدم اعتذاره بالإنسحاب غاضبًا
    O kostümde normal olmayan bir şeyler var. uzun zamandır içimde saklı olan şeyleri açığa çıkardı. Open Subtitles كان ثمّة أمر بشأن إخفاء الزيّ للهويّة، لقد أطلق العنان لأشياء بداخلي طال سكونها
    Sakalım çok uzamış. Open Subtitles ان شعر ذقنى قد طال
    Ama şu anda fazlasıyla gecikmiş bir kutlama yapıyoruz. Open Subtitles ولكننا الآن سنحتفل الآن بشيئ طال انتظاره
    Korkarım ne kadar beklersek işimiz o kadar şansa kalacak. Open Subtitles أخشي أنه كلما طال إنتظارنا كلما كان للحظ دوراً أوفر
    Kazman ne kadar uzun sürerse, güneşin altında da o kadar fazla kalırsın. Open Subtitles كلما طال وقت الحفر كلما بقيت أكثر فى الشمس الحارقة
    Üzgünüm, geciktim. Mahkeme beklediğimden uzun sürdü. Open Subtitles آسف لتأخري لقد طال إنعقاد المحكمة أكثر من المتوقع
    Aynı yerde uzun süre kalamayız. Karşı atağa uğramamız mümkün. Open Subtitles كلما طال بقاؤنا في مكان واحد كلما زاد احتمال أننا سنواجه هجوم مضاد

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus