"له" - Traduction Arabe en Turc

    • bir
        
    • Ne
        
    • onunla
        
    • vardır
        
    • olan
        
    • o
        
    • ki
        
    • "
        
    • - Ona
        
    • ondan
        
    • kadar
        
    • vardı
        
    • onun
        
    • var
        
    • ve ona
        
    Her ilaç alışınızda, bir grup yan etkiyle yüzleşme ihtmaliniz vardır. TED لان كل دواء لابد ولا محالة ان يكون له عارض جانبي
    Bu hasta 50 yaşlarında, bu nedenle ona prostat kanseri riski olma ihtimali konusunda oldukça hassas bir rakam verebiliriz. TED وهذا هو مريض في ال50 من عمره ويمكننا ان نرى اننا حددنا تقدير دقيق له عن احتمال اصابته بسرطان البروستات
    Tanrı, sadece kainat için başka bir isim mi? hiç bir bireyselliği olmayan? TED هل الرب مسمى آخر للكون فحسب, بلا أي وجود مستقل له على الإطلاق؟
    Nicinlerini, Ne sebeptenlerini, nedenlerini ve baglantilarini, mantigini ve yanlislarini ogreniyor. TED انه يتعلم له أسبابه وحيثيات وأسبابه والعلاقات المتبادلة، له منطقه، مغالطاته.
    Ama bir çocuğa üçgen verdiğinizde... onunla hiçbir şey yapamaz. TED لكن اعط طفلا مثلثا، لن يستطيع أن يفعل شيئا له.
    İşin özü, bu sonucunda pişmanlık duyacağım manasız bir para değişimiydi. TED في الواقع، كان هدر للمال لا منطق له ندمت عليه لاحقاً
    Sorun şu ki, sigara içemediğinizde eğer tek başına pencereden dışarıyı seyrediyorsanız asosyal, arkadaşı olmayan bir ahmak oluyorsunuz. TED المشكلة هي عندما لا تستطيع التدخين. إن وقفت وحدقت خارج النافذة بمفردك فإنك أبله غير اجتماعي لا أصدقاء له.
    Ben de bir gün kendisine zarar verirken onun fotoğrafını çektim TED لذلك في أحد الأيام، التقطت صورة له وهو يقوم بإيذاء نفسه.
    işimin sona erdiğini düşünüyordum ve hiç bir şeye anlam veremiyordum. TED اعتقدت أن عملي انتهى، اعتقدت أن ما أفعله ليس له معنى.
    Kural, bir ürünün ortalama 10 yıllık gecikme sonrası gelişmekte olan ülkelerde satışa çıkması şeklindedir, ki o da satışa çıkarsa. TED القاعدة هي حوالي 10 سنوات من تأخير لمنتج جديد حتى يذهب إلى السوق في الدول النامية ، إذا قدر له الذهاب.
    Ona e-posta gönderdim ve Ne hissettiğini sordum, şöyle dedi, " Çok lezizdi. " TED أرسلت له بريدا إلكترونيا سألته فيه عن شعوره فأجابني بأنه يشعر بالمتعة.
    Basit, bu sizin vücudunuz ve ona Ne yapacağınıza siz karar verirsiniz. TED الموضوع بسيط، إنه جسمك أنت وأنت هو من يقرر الأفضل بالنسبة له
    1840'ta tam bir hayal kırıklığı olmalıydı, bu uzak, devasa gezegenin yer çekimsel etkileri görülüyor ancak henüz Ne olduğu bilinmiyordu. TED إنه من المحبط حقًا العودة إلى 1840 لنرى تأثيرات جاذبية هذا الكوكب البعيد العملاق بينما حتى الآن لا نعرف له طريقًا.
    onunla buluştuğunda şu ufak yarayı gösterirsen belki sana inanır. Open Subtitles حين ذهبت اليه و اظهرت له رقبتك الصغيرة ربما صدقك
    Bizi Monty'yle yalnız bırakmayacak asla. - Ona mesaj ulaştırmalıyız. Open Subtitles لن يتركنا وحدنا مع مونتى يجب ان نوصل رسالة له
    Ama ondan hoşlanmadın. Helen'le ilgisi olan kimseden hoşlanmadın sen. Open Subtitles ولكنك لا تحبيه, ولا تحبى اى احد له علاقة بهيلين
    Bu kadar sevdiğim adamın izin verirsem beni öldüreceğini fark ettim. TED أدركت أن الرجل الذي أحببته كثيراً كان سيقتلني لو سمحت له.
    Yalnızca geriye doğru yaslandı ve kaderini kabullenen bir bakışı vardı. TED هو ببساطة رجع للخلف و كانت له نظرة قبول علي وجهة
    Gizem ve bilimsel anlayış sunuyor ve karşılaştırılabileceğin ötesinde şaşaalı. bu sistem hakkındaki araştırmaların büyük bir menzili var. TED إنه يعطي الغموض,بعد النظر العلمي وبشكل واضح إبهار بلا منازع و البحث في هذا النظام له أهمية كونية كبرى

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus