Şimdi sizi ikna etmek istediğim nokta şu: Beyin Bu gürültü ve çeşitliliğin olumsuz sonuçlarını azaltmak için çok fazla çaba sarfetmektedir. | TED | الآن ما أريد أن أقنعكم به هو أنّ الدماغ يقدّم الكثير من الجهد للحد من الآثار السلبية لهذا النوع من التشويش والتقلب. |
Ve Bu video yakın zaman önce yılın en iyi belgesel ödülünü aldı. | TED | وهذا هو الفيديو الذي حصل فعلا على جائزة كأفضل فيلم وثائقي لهذا العام. |
Bebekler dünyaya geldiklerinde Bu tatları hatırlayıp bunları tercih ediyor gibi görünüyorlar. | TED | ويبدو أن الرضع يتذكرون و يفضلون هذه الأذواق عندما يخرجون لهذا العالم. |
Gerçeklikteki O delik, tekrar açılıp beni de yutabilir miydi? | TED | هل يمكن لهذا الثقب أن ينفتح بينما أنا نائم ؟ |
Bu yüzden Bunu biz kuantum kaldırması ve kuantum kilitlenmesi olarak adlandırıyoruz. | TED | لهذا السبب نطلق على هذا التأثير اسم الرفع الكمّيّ، و التثبيت الكمّيّ. |
Nüfusun artışına arabalar açısından baktığımızda, daha da açık bir hale geliyor. | TED | عندما ننظر لهذا النمو السكاني من زاوية السيارات سوف يكون اكثر وضوحا |
Ekonomi üzerindeki Bu tehlikeyi gördükten sonra, Bu soruna bir çözüm bulmamız gerektiğini düşündüm. Tüm bunlara yaklaşımım Bu. | TED | وبالتالي بالنظر إلى هذا الخطر على الاقتصاد، فكرت أننا في حاجة إلى حل لهذا المشكل. هذه مقاربتي لكل هذا. |
Ve işte Bu konuşma için olan özel görevim: Bu odadaki her bir insanın yaşam süresini yedi buçuk dakika artırmaya çalışacağım. | TED | لذا سأقدم لكم مهمتي الخاصة لهذا الحديث: سأحاول أن أزيد من العمر الإفتراضي لكل شخص موجود في هذه القاعة بسبع دقائق ونصف |
Neden Bu kadar çok bozulmuş bir bedene dönmek isteyeyim ki? | TED | لم أريد العودة إلى ذلك الجسم الذي تحطم لهذا الحد ؟ |
Bu yüzden yukarıya bakmaya devam edin, gündelik güzelliklere hayret edin ve her zaman hayatınızı hayal aleminde yaşamayı unutmarın. | TED | فلتستمر في النظر إلى أعلى واسمح لهذا الجمال العابر بإثارة الدهشة في نفسك وتذكر دائماً أن تعيش الحياة حالمًا متأملاً. |
Kalbinizde Bu hormonun reseptörleri var ve oksitosin kalp hücrelerinin yenilenmesine ve stres sebepli hasarları onarmasına yardım ediyor. | TED | فقلوبكم تحتوي على مستقبلات لهذا الهرمون، ويساعد الأوكسيتوسين خلايا القلب على تجدد والشفاء من أي ضرر ناتج عن الضغط. |
"yani, konu sadece tenin siyahlığı olmamalı," demelisiniz, "sadece Bu yüzden acı çekilmemeli. | TED | ستضطر أن تقول، حسنا، إنه سواد البشرة، ولا يمكنك أن تعاقب لهذا السبب. |
Bu soruya duyduğum ilham çok farklı bir şehirden geliyor, Moğolistan'ın Ulanbatur şehrinden. | TED | ويأتي الهامي لهذا السؤال من مدينة مختلفة للغاية، مدينة أولان باتور في مانغوليا. |
Ve Bu şeyler ağırlık merkezinde kalmazlar, ama zamanla, oraya doğru çekilirler. | TED | ولكن هذه الأشياء لا تبقى في مركز الجذب، بل تنجذب لهذا المركز. |
O zaman ben neden oldukça entelektüel bir kalabalığın önünde rahibe idrarından bahsediyorum? | TED | إذن، لماذا أقف هنا الآن، أحكي لهذا الجمهور الرائع المثقف عن بول الراهبات؟ |
Paramız yoktu, O yüzden küçük ucuz bir ilan verdik, hapishane hayatıyla ilgili bir çalışma için üniversite öğrencileri | TED | لم يكن لدينا المال، لهذا نشرنا إعلانا صغيرا رخيصا، طلبنا فيه طلبة جامعيين للتطوع لإجراء دراسة على حياة السجن. |
Bu yüzden Bunu söylüyorum. Söylüyorum çünkü, tekrarlayayım, iyi bir neden için değilse hiçbir şey var olamaz. Güzel rüyamızın, Bu uygarlığın nedeni. | TED | لهذا السبب أنا أقول ذلك. أقول ذلك ، لأنه، وأكرر، لا شيء موجود إذا لم يكن لسبب وجيه، سبب حلمنا الجميل، لهذه الحضارة. |
Bunu dinlemek, kulağa görünen parlamanın dışında bir şey getirdi. | TED | إذن فالاستماع لهذا جلب شيئا ما للأذن يفوق الانفجار الظاهر. |
Bu topluluğa özgü sağlık sorunları olduğunu bilmemize rağmen eğitimde durum böyle. | TED | والآن، بالرغم أن هذا يعرفنا أن هناك مخاطر صحية فريدة لهذا المجتمع. |
Konut yapımında olduğu gibi, bunun için çözüm bulmakta toplumu dâhil etmek zorundaydık ve katılımcı bir tasarım süreci başlattık. | TED | وكما فعلنا في عملية الإسكان، كان علينا إشراك الأهالي في عملية البحث عن حلّ لهذا. حيث بدأنا عملية تخطيط تشاركية. |
buna bir şeyler yapıyoruz, fakat bunun için bir şeyler yapmamız gerek. | TED | نحن نفعل أشياء لهذا الغرض؛ علينا أن نفعل أشياء لأجل هذا الغرض، |
Şuna bak. 15 birim, Mountain View. Lanet şeyler çalındı. | Open Subtitles | انظر لهذا, 15 وحدة تطل على الجبل وتمت سرقة أوراقها |