Büyük Patlama fikri ile ilgili ŞEY, onun yanlış olduğudur. mantıksız ve yanlış. | Open Subtitles | هذا الشيء حول فكرة الأنفجار الكبير على أنها غير صحيحة,غير منطقي وغير صحيحة |
Öyle. Bu da bunu anlamsız kılıyor. Neden bizim geçidimizi alsınlar ki? | Open Subtitles | يبدو كذلك , مما يجعله غير منطقي لم سيقومون بأخذ بوابتنا ؟ |
Bu çok saçma, Said gibi adamlar yaşamak için her şeyi yaparlar. | Open Subtitles | هذا غير منطقي, شخص مثل سعيد لديهِ كُل شيئ للعيش من أجله |
Sorun şu ki, atalarınızın öfkeyle başa çıkma yolları, fiziksel olarak dövüşmeleri artık makul ya da uygun değil. | TED | والمشكلة أن الشيء الذي فعله أجدادك للتعامل مع غضبهم للقتال الجسدي، لم يعد هنالك شيء منطقي أو مناسب. |
Tartışın. Büyük yaratıcılık, saçmaca, şaşırtıcı, anlamlı ve anlamsızca güçlüdür. | TED | ناقش. الإبداع الجيد مذهل وسخيف ومنطقي، وغير منطقي في تأثيره |
Biliyor musun, yuva aramak için... yuvanı terk etmenin anlamı yok. | Open Subtitles | هل تعلم، هذا غير منطقي أن ترحل عن البيت لإيجاد بيت جديد. |
Bunu deyip duruyorsun, ama bana hiç mantıklı gelmiyor... hele sabahın 1'inde. | Open Subtitles | هذا ما تقولونه دائماً، ولكن هذا غير منطقي ليس في الواحدة صباحاً |
Evrendeki hemen hemen her tür karanlıktan mantıksız bir şekilde korkar. | Open Subtitles | جميع الكائنات في الكون تقريبا لديها خوف غير منطقي من الظلام |
Bu fikirler o kadar mantıksız ve bağnazca ki, fiziksel arkeolojiyle yüzleştirilseler bile mantıklı düşünemiyorlardı. | TED | تلك الأفكار غير عقلانية، للغاية، لدرجة أن عندما تواجه عالِم الآثار، لا يمكنهم التفكير بشكل منطقي. |
Yani, tamamen mantıksız, diye düşünebilirdiniz, | TED | إذا منطقي جدا ذلك المشروع هذا ما سوف يخطر على بالكم الآن |
Şiddet geçmişi yok, uyuşturucu geçmişi yok. Bu çok anlamsız. | Open Subtitles | لا تاريخ للعنف ولا تاريج لاستخدام المخدرات هذا غير منطقي |
- Harika bir haber. - Bana çok anlamsız geliyor. | Open Subtitles | ـ يبدو رائعاً ـ إنه ليس منطقي بالنسبة ليّ مطلقاً |
Öldükten sonra paranın çocuklara kalması çok saçma bir şey. | Open Subtitles | إنه غير منطقي أن يأخذ الأولاد المال بعد أن تموت |
Kocamın yaptığı tek şey saçma bir yasayı çiğnemekti. | Open Subtitles | جل ما فعله زوجي هو مخالفة قانون غير منطقي. |
Her adımla, en yüksek olası makul cevap küçülmeye devam eder. | TED | مع كل خطوة، يصبح أعلى جواب منطقي ممكن أصغر. |
Sadece biraz kafamı toplayıp, mantıklı düşünebileceğim ve dünyayı yeniden makul bir perspektife oturtabileceğim bir ana ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | لإستجماع أفكاري وأكون منطقي ووَضعَ العالمَ وأعود لمنظور عقلاني |
Zaman, bir yanılsama mı, evreni anlamlı yapmak için yarattığımız? | Open Subtitles | هل الزمن هو وهم ابتكرناه لنجعل من الكون شيء منطقي |
Irkçı, cinsiyetçi falan olmanın bir anlamı yok... anlamsız. | Open Subtitles | ليس منطقي أن تكون عنصري أو مسعور جنسي ولكن , كلا |
Ama sahnenin son halini görmek istiyoruz. İkimize de mantıklı gelmiyor. | Open Subtitles | لكن نريد القرار في المونتاج النهائي هذا غير منطقي لكلانا |
İnsanlar bu konuda mantık dışı ve hatta bazen düşmanca olurlar. | Open Subtitles | الناس لديهم تصور غير منطقي بخصوص هذا الموضوع . معادي جداً |
Bu konuda biraz düşününce aslında mantıklı geliyor çünkü beynimiz çok izole edilmiş durumda. | TED | وعندما تفكرُ حيال الأمر قليلًا، فهذا منطقي لأن أدمعتنا منعزلة جدًا. |
Evet, anlam ifade etmeyen şey bu iblisi takip etmemiz. | Open Subtitles | أجل ، حسناً الشيء الغير منطقي هوأننانلاحقهذا المخلوق. |
Römorkun hep devam eden yapısından dolayı materyalleri durdurup başlatmak için aslında mantıksal hiçbir yerin olmayışı, dizayn ederken en büyük sorunlardan biriydi. | TED | أن أصعب ما في هذه المقطورات أنه حين تصمم لا يوجد في الواقع مكان منطقي لبدء أو إنهاء الخامات بسبب الشكل المتصل للمقطورة |
Hiç anlam veremiyorum. Elbiselerini bile almamış. | Open Subtitles | هذا ليس منطقي انها حتي لم تاخذ اي من ملابسها |
Ve bu, biyolojideki neredeyse herşey şekille işler... ...mantığı içinde mükemmel bir teori. | TED | وهذا منطقي تماما حيث انه تقريبا كل شيء في علم الاحياء مبني على الشكل. |
Tokyo'da 1.000 adet ciddi suç işlenirken neden New York'ta 12.000 tane işlendiği konusunda akla yatkın hiç bir sebep bulamıyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني التفكير بسبب منطقي لنيويورك ـ ـ ـ مقابل 1,200 جريمة هناك 1,000 جريمة في طويكو |
mantıklı değil. O kadar şeyi Miami'ye taşıyacak vakti nereden buldu? | Open Subtitles | ذلك ليس منطقي أبدا أين وجد الوقت لنقل ذلك إلى ميامي؟ |