| Tilki Wilfrid! Biz hastanede öyle derdik. Gerçekten de öyle. | Open Subtitles | ويلفريد الثعلب ، هذا ما نطلقه عليه و هو كذلك |
| Biz de öyle yaptık. Onlar bize ne dedi biliyor musun? | Open Subtitles | حسناً هذا ما قمنا بفعله و هل تعلمين ماذا قالو ؟ |
| Biz de bunu yaptık, ve sen buna saygı göstereceksin. Anlıyor musun? | Open Subtitles | هذا ما فعلناه و هذا ما يجب ان تحترمه هل تفهمنى ؟ |
| - Ben de bunu umuyordum. - Evet, Serena'yı tutuklattırdı. | Open Subtitles | حسناً, هذا ما كنت اتمناه أجل, تسببت في حبس سيرينا |
| Şovumda göstermeye çalıştığım şey de bu. Her yerde iyi insanlar var. Her şeyin mahvedilmesi için bir kişi yeterli. | TED | هذا ما أحاول اظهاره في عرضي. هناك أناس طيبون في كل مكان. و يستحقّ الأمر شخصا واحدا ليفسد كلّ شىء. |
| Onu öldürdüm mü öldürmedim mi anlamadım. Önemli olan da bu. | Open Subtitles | لا يهمني إن كنت قتلته أم لا ، هذا ما يهمني |
| Geçen sene de böyle demiştin, sonra hava alanına gelmemiştin. | Open Subtitles | هذا ما قلته العام الماضى, قبل ألاّ تظهر فى المطار. |
| Bir ağız dolusu kelime ancak mikro ölçekte olan bu. | TED | هذا شيء ضئيل، لكن هذا ما يحدث في النطاق الجُزيء. |
| Her zaman diğerinden daha fazla seven biri vardır. Bu yüzden çok zordur. | Open Subtitles | شخص واحد دائما ما يحب بقدر أكبر، هذا ما يجعل الأمر صعبا جدا |
| Ben de öyle düşünüyordum ama bu kez ciddi olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | هذا ما أظنه دائماً لكن هذه المره أعتقد أن الأمر جاد |
| Ben de öyle düşunmüştüm. Ama ofisi de ondan haber alamıyormuş. | Open Subtitles | هذا ما ظننته، عندها أتصلت بمكتبها وقالو أنهم لم يروها أيضا |
| Mesele sadece, oyunu sonuna kadar oynamaksa, ben de öyle yapacağım. | Open Subtitles | صحيح ، بما أن الأمر أصبح محسوما إذن هذا ما سأفعله |
| Albay benden bu insanları güvende tutmamı istedi, ...ben de öyle yapıyorum. | Open Subtitles | الكولونيل طلب مني أن أحافظ على سلامة الناس لذا هذا ما سأفعله |
| Ancak, tıbben kafayı yiyen ben olsaydım, ben de öyle derdim. | Open Subtitles | ولكن هذا ما كنت لأقوله إن ما كنت مجنون كليًا، صحيح؟ |
| - Bu benim söylediğim. Kesinlikle, ben de bunu diyorum. | Open Subtitles | بالضبط, و هذا ما أريد قولهُ أيضاً إنهُ غير منطقي |
| Seni altın mağarana döndürmeye çalışıyorum. Sen de bunu istemiyor musun? | Open Subtitles | إني احاول ان اعيدك الى كهف الذهب اليس هذا ما تريد؟ |
| Komuta kademesi için kestirme yol buydu zaten sen de bunu istiyordun. | Open Subtitles | لقد كان مساراً سريعاً لمناصب القيادة و هذا ما أردتهِ له كذلك |
| Sadece film seyrettik. - Ona anlatman gereken de bu. | Open Subtitles | لقد كان مجرد فلم هذا ما يجب أن تخبرها به |
| Bu biletin! Evet! İşte görmek istediğim şey de bu! | Open Subtitles | تلك هي التذكرة الرابحة ، نعم هذا ما أحب رؤيته |
| - Er geç onları yakalayacağız. Korktuğum da bu - Geç kalmak. | Open Subtitles | هذا ما يقلقني ، في وقت لاحق وفي وقت سنعالج تلوث البيئة |
| Hepsi birden kapıdan içeri girmeye calisinca iste olan da bu. | Open Subtitles | هذا ما يحدث حين تحاول جميعها عبور المدخل في آن واحد |
| Bugün de böyle diyoruz. Çünkü ortada dolanan çok ev zencisi var. | Open Subtitles | هذا ما نطلقه عليهم, لأنه . مازال لدينا الكثير منهم هذه الأيام |
| Sen, ben, Edgar Price. 17 Kasım, Cuma. olan bu. | Open Subtitles | أنت، أنا، إدجار بريس، 17 نوفمبر، الجمعة0 هذا ما لدى0 |
| Karninda 50 taneden fazla yavru kümelenmistir Bu yüzden yuvasi sikisik hale gelmistir. | Open Subtitles | يوجد في أحشائها أكثر من خمسين صغيراً، و هذا ما يجعل البيت ضيق. |
| Günümüzde, internet trafiğinin büyük bir kısmı şifrelendiği için, yapmaya çalıştıkları şey bu şifrelerin etrafından dolaşacak yeni yollar bulmak. | TED | هذا ما يحاولون القيام به و نظرا لان معظم ، جزء كبير من الانترنت يحاولون ان يجدوا طرق حول التشفيرات |
| İşte bu bir doktora projesinin sonucu, en iyi robot enstitülerinden birinden alınma. | TED | هذا ما انتهى إليه بحث دكتوراه من أحد أفضل المعاهد المختصّة في الروبوتات. |
| Yapmamı istediğin şey buydu, değil mi? Yani, sadece eğlenmek. | Open Subtitles | أقصد أن هذا ما قلته لي قلت لي استمتعي بوقتك |
| İnsanı hayatta tutan tek şey budur. Sadece kurduğu düşler. | Open Subtitles | هذا ما يُبقي المرء حياً يجب أن يكون لديه حلم |
| Birçok cümle ve birçok yıldız var ve hepsini sese çevirdiğimizde, ortaya bu çıkıyor. | TED | إذن هناك العديد من الجمل بالتّالي العديد من النّجوم، وفي النهاية، هذا ما نحصل عليه. |
| Bilgisayarların, lambaların, her çeşit elektronik araç gereçlerin gerçek dünyası işte böyle gözüküyor. | TED | هذا ما يبدو عليه عالم من الكمبيوترات والمصابيح والمعدات الالكترونية من كافة الأنواع |