"وحدي" - Traduction Arabe en Turc

• başıma
• sadece
• yalnızım
• kendim
• rahat
• ben
• beni
• benim
• tek başına
• yalnızca
• bana
• kendime
• başımdan
• yalnız değilim

Beyaz sarayda staj yaptım, İspanya'da okudum, koltuk değneği ve parantez bacağımla kendi başıma sırt çantamla Avrupa'yı gezdim.
وفي الجامعة، تدربت في البيت الأبيض، ودرست بالخارج في إسبانيا وتجولت في أنحاء أوروبا وحدي تماماً بدعامة ساقيّ وعكازيّ.

Şovu kendi başıma götürecek kadar güçlü olmadığımı mı ima ediyorsun?
هل تلمح أنني لست قوية للحد الكافي لإقامة العرض وحدي ؟

Eğer burada ölürsem, bu sadece ben olurum. Geri dönemem!
لو مت هنا سأكون أنا وحدي فقط لا يمكنني العودة

Bu gece yalnızım. Yapacak başka bir işim yoktu. Eşyalarınızı geri vermek istiyoruz.
لا أنا أتسكع وحدي هذه الليلة لم يكن لدي شيء آخر أفعله أردنا أن نعيد لكما أغراضكما

yalnızca kendim için değil dünyanın zenginlikleri için de değil bütün insanlık için.
لَيسَ لي وحدي ليس من أجل كل الثروة في العالم بل لأجل البشرية

Aksi taktirde beni rahat bırakın. Yapacak işlerim var efendim.
عدا هذا أتركيني وحدي فلدي عمل أقوم به يا سيدتي

Bu koca eski evde tek başıma yuvarlanıyor olacağım ama git.
سأعودكالدميةفي صندوقخالي, أركض وحدي في هذا المنزل العتيق , لكن اذهب

İlk kez şafakta beni yatakta yalnız başıma bırakmak zorunda değilsin.
لأول مرة لن تكون مضطراً لتركي وحدي في السرير عند الفجر

Normalde asistanım yardım eder. Ama istersem tek başıma da yaparım.
عادةً يعاونني أحد المساعدين ولكن أستطيع فعل ذلك وحدي إن اضطررت

beni orada tek başıma bırakmak, bir köylü için bile inanılmaz kabaydı.
حسناً ، هذا وقح للغاية حتى لسكان الجبال لأن تدعوني بالخارج وحدي

Hımm, sadece benim sırrım olsaydı, ama bence, bana gelen her erkeğin sırrınıda saklıyorum ve bunu tamamen heyecanverici buluyorum.
حسناً، إن كان سري وحدي لكن من وجهة نظري، أنا أخفي أسرار الرجال الذين يأتون إليَّ و أجد هذا منعشاً

Hayır, kumandayı sonik kafese aldım. sadece ben kontrol edebilirim.
لقد أقفلت أجهزة القيادة بالسونيك أنا وحدي أستطيع التحكم به

Bu küveti uçuran sadece ben miyim yoksa biz miyiz?
أنا وحدي أم كلانا نقضي عليه في هذا الحمّام ؟

ben de burada yalnızım, artık yalnız olmak istemiyorum!
أن كان المكان موحش، فلا أريد أن أكون وحدي بعد الآن

Tüm birimler geri durun. Burada yalnızım ve infaz istemiyorum.
"لتتراجع كل الوحدات ، أنا هنا وحدي ولا أريد الإعدام"

kendim için çalışırım. Başkaları için yeterince çalıştım.
أنا أعمل وحدي إكتفيت من العمل لحساب الآخرين

Sanırım bunları kendim yemek zorunda kalacağım.
اذن اظن انه سيجب عليّ أن أتناول الرفاق الصغار وحدي

Şimdi beni rahat bırakın. Baksana, böyle iyi mi?
الآن اتركوني وحدي وإلا ستقتلني أمك يجب أن أرتب الملائات

O yüzden dayan. Bu yaşadıklarımın hepsi beni bırakman için yaşanmadı.
لذا أبق مكانك، لأني لن أدعك تتّركني أمر بكل هذا وحدي

Chris Columbus- ünlü kâşif ve Evde tek başına'nın yönetmeni
كريستوفر كولومبس المكتشف العظيم .. والمخرج لفيلم *وحدي بالمنزل *

kendime ait bir şeyim olacaktı.
قال أنة سيعطينى منها شيئاً شيئاً لى وحدي

beni yalnız bırakın demiştim! Git başımdan! Daha işim bitmedi!
قلت لكم أتركوني وحدي,لم أنتهي بعد

Burada çok büyük yatırımlardan söz ediyoruz. Üstelik ben bu işte yalnız değilim.
نتكلم عن إستثمارات ضخمة جداً، أنا لست وحدي