Bir daha hata yapmasan iyi olur. Yoksa bedelini ödersin. | Open Subtitles | سيتوجب عليك عدم إقتراف نفس الخطأ، أو ستدفعين ثمنه بحق |
İlerleme asla ucuz birşey değildir bedelini ödemek zorundasınız. | Open Subtitles | إن التقدم لم يكن أبداً صفقة يجب أن تدفع ثمنها |
Eğer canımı sıkarsan bunun bedelini ödersin | Open Subtitles | إن كنتَ تستهزئُ بي فستدفع الثّمن |
Korkunç bir hata yaptın. Ve bedelini Claire hayatıyla ödedi. | Open Subtitles | لقد ارتكبْتَ خطأ فظيعاً ودفعت عميلتك حياتها ثمناً له |
Kâbuslarını kullanarak günahlarının bedelini ödeyemezsin. Sabahlığımı getir. | Open Subtitles | لا يمكنك التكفير عن ذنوبك في الكوابيس أحضر لي ردائي |
Bu çocuklar kullandıkları tüm yılların bedelini geri ödemek zorunda kaldı. | Open Subtitles | هؤلاء الأولاد ردوا ثمن ما كانوا قد أخذوه طوال هذهِ السنين |
Sen ve dostlarına sandığı vermek için bedelini ödedik. | Open Subtitles | دفعناه ثمنا للحفاظ على ذلك الصندوق لَك ولأصدقائك |
Bir şeyin bedelini ödediğinizde onun kıymetini daha iyi bildiğinizi söylerler. | Open Subtitles | يقولون بأنك أولاً تتأكد من قيمة الشيء, ثم تدفع ثمنه |
Bir insan bedelini ödediği sürece ne istiyorsa olur. | Open Subtitles | لِمَ لا ؟ الإنسان يمكنه الحصول على أى شيء يريده طالما دفع ثمنه |
Üstesinden geldim, ama bunun bedelini her zaman ödeyeceğim. | Open Subtitles | اشتركت فيه، دائماً سَأَدْفعُ ثمنه دائماً. |
Nasıl olsa bedelini ödeyecekleri bir sürü kendi hataları olacak. | Open Subtitles | فإن لديهم مشاكلهم الكثير الخاصة لكي يدفعوا ثمنها |
Evet hepimiz bedelini ödememiz gereken şeyler yapmışızdır. | Open Subtitles | أجل، في الواقع، لكنا فعلنا أموراً علينا دفع ثمنها |
Ve hepsi bedelini ödemeden durmayacağım. | Open Subtitles | ولن أتوقّف حتى يدفعوا جميعًا الثّمن |
Ve hepsi bedelini ödemedikçe durmayacağım. | Open Subtitles | ولن أتوقّف حتّى يدفعوا جميعًا الثّمن |
Aklından ne geçiyorsa, bedelini ödemen gerekir diye düşündüm. | Open Subtitles | لقد أخترت أكبرهم ثمناً قلت, أي كان ما ببالك هنا |
Bu yüzden, söz verdiğin teslimatı yapmazsan, sen ve ailen bedelini ödersiniz. | Open Subtitles | لذلك إذا لم تسلمنا الآلة التي وعدتنا بها عندئذ سيكون أنت و عائلتك ثمناً لها |
Yaptığının bedelini ödemek istiyorsan, bu senin tek şansın. | Open Subtitles | إن أردتَ التكفير عمّا فعلتَه فهذه هي فرصتك الوحيدة |
Birinin, ona yapılanın bedelini ödemesini istiyorsun. | Open Subtitles | تريدين أن يدفع أحدهم ثمن ما حصل لها وهذا أمر طبيعي |
İzinsiz giren kişi, yaptığının bedelini ağır ödeyeceksin. | Open Subtitles | الآن، الدخيل، سوف تدفع ثمنا باهظا لما قمتم به. |
O cadı bunun bedelini ödeyecek, onun kalbini çiğ çiğ yiyeceğim. | Open Subtitles | هذا ساحرة سيدفع ثمن هذا. أنا سوف تتغذى على قلبها البارد. |
Şirketimin adamı onların yoluna çıktı ve bunun bedelini canıyla ödedi. | Open Subtitles | ولكن موظفٌ من شركتّي وقف في طريقهم ودفع حياتهُ ثمنًا لذلك |
Belli sınırları aştıklarında bunun bedelini ödemeliler. | Open Subtitles | وعندما يتخطّون حدوداً معيّنة لابد من وجود عواقب. |
Bir kez mükemmel yargıcı yaratmayı denedik ve bedelini ödedik. | Open Subtitles | نحن حاولنا تعويض ذلك بخلق القاضى المثالى |
Yaptıklarının bedelini ölmekle ödeyecek fakat onu kim öldürür. | Open Subtitles | سيدفع ثمن كل شخص يستحق الموت و لكن ليس بمقدوري قتلهم . .. |
Onu buraya siz getirdiniz. İhanetin bedelini ödeyeceksiniz sizi yaramaz kediler! | Open Subtitles | أنتم من أحضره إلى هُنا ستدفعون الثمن غالياً على خيانتكم لى |
Sen dönmeden önce hiçbir şeydim, ve her zaman, bedelini ödedim. | Open Subtitles | لقد كنت صادقا منذ أن عدتِ وكل مرة أدفع ثمن ذلك |
Paramın bedelini verene kadar gitmiyorum. - O adam bu mu? - Hayır. | Open Subtitles | لا أنا دفعت 38 دولار لأراك اليوم ولن أتركك حتى تدفعين لي نقودي |