Çekirdek halinde hammadde olarak ele alındığında kahve ne kadar eder biliyor musunuz? | TED | هل تعلمون كم تساوي القهوة، حينما يتم التعامل معها كسلعة مثل حبوب البن؟ |
O mülk, en az 10 - 15 milyon dolar eder. | Open Subtitles | هذه الملكية يمكن أن تساوي من عشر الى خمسة عشر مليون |
Gerçek sanat, güzel anılmayı, paylaşılmayı ve yeniden keşfedilmeyi hak eder. | TED | الفن الجميل يستحق أن يُعتز به وأن يجري مشاركته وإعادة استكشافه. |
Bunu bana bir arkadaşım verdi. Arnavutça. Tercüme eder misin? | Open Subtitles | صديقٌ لي أعطاني هذه , إنها بالألبانية ألا تمانع بترجمتها |
Beklediğim şeyi elde eder etmez onlara tam bir profil çıkarabileceğimi söyledim. | Open Subtitles | قلت انى استطيع القيام بتحليل لأجلكم بمجرد ان احصل على ما احتاجه |
Tek bildiğimiz, bu filmi elde eder etmez okyanusu geçeceği. | Open Subtitles | كل ما نعرفه حالما يضع يده علىالفيلم،سيعبرالمحيطمعه. |
İnan bana, gringo. Herkes birileri için bir değer ifade eder. | Open Subtitles | ثق بى ياصاح كل واحد يساوى شئ ما الى أحد ما |
- Yerde ölümüzü görmek 3.2 milyon dolar eder mi? | Open Subtitles | هل تساوي 3.2 مليون أن ترنا ننزف على الأرضية ؟ |
- İyi. İşte senin yarın. Her biri 100$ eder sanırım. | Open Subtitles | جيّد، إذاً إليك نصفك، تساوي 100 دولار للواحدة على ما أعتقد. |
Bir resim bin kelimeden daha çok anlam ifade eder, bu yüzden konuşmama konuşmayı keserek ve yakın zamanda çektiğim birkaç fotoğrafı göstererek devam edeceğim. | TED | صورة تساوي أكثر من ألف كلمة , لذلك سأبدء حديثي بالتوقف عن الحديث وعرض عدد قليل من الصور التي تم إلتقاطها مؤخرا. |
O para 16 dolar eder. Beyaz balinayı ilk gören ben olacağım. | Open Subtitles | تلك القطعة تساوي 16 دولارا، سأكون أول من يشاهد الحوت الأبيض |
Otel odasına gecede 1000 dolar veren herkes söğüşlenmeyi hak eder. | Open Subtitles | اي شخص يدفع 1000 دولار لليلة الواحدة بالفندق يستحق لأن يخدع |
Ama bu karar ona düsmez. Gerçegi hak ediyorum. Herkes bunu hak eder. | Open Subtitles | حسنٌ، هذا ليس قراره، أقصد أنّي أستحقّ معرفة الحقيقة، الجميع يستحق معرفة الحقيقة |
Neyse söyle bakalım benim için onunla ufak bir muhabbet eder misin? | Open Subtitles | نعم , أريد طلب معروف لأجلي هل تمانع , الدردشة معها ؟ |
Telefon eder etmez doğruca LA' ye gideceğiz. | Open Subtitles | بمجرد ان اتصل بها, تقودين مباشرة الى لوس انجلوس |
Ateş eder etmez atına atla ve oradan hızla uzaklaş. | Open Subtitles | حالما تطلق تلك الرصاصةِ، اقفزعلى حصانك وانطلق بسرعة |
Yani bu zımbırtı bir milyon eder mi? | Open Subtitles | اذا, تعتقد ان هذا الشئ قد يساوى المليون ؟ |
Eğer bütün bunlar doğruysa bu plak bir servet eder. | Open Subtitles | لو كان ما تقوله حقيقياً، فان هذه الاسطونة تساوى ثروة |
Soruyorum kusura bakma, öyle bir yüzük ne kadar eder? | Open Subtitles | اذا كنت لا تمانع سوالي كم يكلف خاتم مثل ذلك؟ |
İyi kullanabilirsek bu geceyi, milyonluk reklam eder. | Open Subtitles | هذا الأمر قد يكون مفيداً لدعاية مجانية قيمتها مليون دولار. |
Eğer yanılmıyorsam kalbine saplanan bir çubuk, seni felç eder... | Open Subtitles | الآن إذا أخذت هذا و ألصقته في قلبك فسوف يشلّك |
Sadece erdemli bir şekilde yaşamak, kini, nefreti ve tüm kötülükleri yok eder. | Open Subtitles | فقط العيش بإخلاص سيجعل الكراهية والغضب والشر يتلاشون |
Gel buraya. Yumurta toplamama yardım eder misin? | Open Subtitles | هل بالإمكان أن تساعدني بأعمالي المزعجة اليوم؟ |
Oksitosin strese tepki olarak salgılandığında sizi destek aramaya motive eder. | TED | وعند إطلاق الأوكسيتوسين أثناء الضغط، فإنه يحفزكم للبحث عن الدعم. |
Brigadoon oyununda oynuyorum. Benimle repliklerimi tekrar eder misin? | Open Subtitles | أنا في برقادون هل تمانعين في مراجعة النص معي؟ |
Bunun seni mutlu edeceğini sanıyorum, büyükanne. Ve seni mutlu edecek bir şey beni de mutlu eder. | Open Subtitles | أعتقد أن الأمر سوف يُسعِدك ، وأي شيء يفعل ذلك من شأنه أن يُسعِدني |