Almanların hatası değildi, hepsi lanet eskimoların yüzünden oldu! | Open Subtitles | لم تكن غلطة من الألمـان، بل غلطة من شعب الأسكيمو اللعين |
Hayatının en büyük hatası okulu bırakıp onunla evlenmekti. | Open Subtitles | أكبر غلطة في حياتك هي تركك للمدرسة والزواج منه |
Baskı hatası olsun ya da olmasın ödemediği faizler arttı durdu. | Open Subtitles | الخطأ المطبعي أم لا، ولكنه احتفظ المتحققة الفائدة انه لم تدفع. |
İşçilerin de hatası, çünkü çalışıyorlar, ve kendilerine ödeme yapılmasını istiyorlar. | Open Subtitles | إنه ذنب العمال لأنهم يعملون ويريدون أجراً على عملهم |
Onun hatası, ahlaksız bir hükümetin işine yaradı. | Open Subtitles | خطأه كَانَ في الإشتراكه بحكومةِ لا أخلاقيةِ. |
Fakat dava sırasında o bile birkaç hesap hatası yapardı. | Open Subtitles | لكن في الطريق، حتى هو جعلت بضعة أخطاء في التقدير. |
Oh, hayır, majesteleri, lütfen! Hepsi onun hatası. | Open Subtitles | كلا يا جلالة الملكة، أرجوك إنها غلطته هو |
Üzgünüm ama o yanlış ve bu kimin hatası? | Open Subtitles | آسف. ولكن هذا ليس صحيحا وانت تعلم غلطة من هذه ؟ |
Bu Eric'in hatası değildi bay Dean. O zaten kırıktı. | Open Subtitles | أنها لم تكن غلطة أيريك لقد كانت مكسورة بالفعل. |
Bazen insanlar anlaşamıyorlar ve bu kimsenin hatası değil. | Open Subtitles | احيانا الامور لا تنجح بالمضي قدماً. انها ليست غلطة اي احد. |
Ona, bunun kimin hatası olduğunu söyleyeceğim ve her saniyemi fiziksel ve finansal açıdan size acı çektirmesi için ona yardım ederek harcayacağım. | Open Subtitles | الذي أخفقت معه؟ سأخبره غلطة من كانت ومن ثم سأساعده جسدياً ومادياً أن يقضي عليك |
Kendini kötü hissetti ama onun hatası olmadığı ortaya çıktı. | Open Subtitles | شعرت بالسوء ، ولكن اتضح أن الخطأ لم يصدر منها |
Hata kavramı şöyle işliyor: Bir jazz müzisyeninin bakış açısından, bir başkasının hatası hakkında konuşmak daha kolay. | TED | وبالتالي فكرة الخطأ: من وجهة نظر موسيقي جاز، من الأسهل أن تتحدث عن خطأ شخص آخر. |
Sadece onun hatası olmadığını bilmesini istedim. | Open Subtitles | أردت فقط له أن يعرف انه لا ذنب له جيمي يحبك |
Bana böyle sinsice sokulması onun kendi lanet hatası. | Open Subtitles | إنه خطأه اللعين لأنه أقترب مني خلسه هكذا |
Herhangi bir hatası varsa da sadakatsizlik hatalarından biri değildi. | Open Subtitles | لو كان لديها أيّ أخطاء فعدم الإخلاص ليس واحدة منهم |
Yani bu onun hatası değildi, tek çıkar yolunun bu olduğunu düşünüyordu galiba. | Open Subtitles | لم تكن غلطته كان يعتقد أن ذلك طريق للخروج لقد خدعوه جيدا |
Fakat sorun şuydu, gördüğünüz gibi, fikrimin ölümcül bir hatası vardı, ve hata şuydu. | TED | والمشكلة كانت، كان لفكرتي عيب واحد قاتل وهذا العيب هو |
1 milyar insanı gerimizde bırakmış olmanın insan ırkının en büyük hatası olduğuna inanıyorum. | TED | انا أؤمن بأن فشل الجنس البشري الاعظم يكمن بحقيقة تركنا لاكثر من بليون انسان منا وراء ظهورنا |
Bu Rebecca'yı herkesten çok etkileyecek, Ve bu onun hatası değil. | Open Subtitles | انها ليست غلطتها في الحقيقة، اتعلمون ماذا؟ |
Bilgisayar hatası sandım, iptal etmeyi denedim. Sistemler tepki vermedi. | Open Subtitles | إعتقدت أنّه خلل حاسوب فحاولت الإلغاء لكن لم تستجب الأنظمة. |
Sizler de benim kadar iyi biliyorsunuz ki herhangi birinizin hatası olabilirdi. | Open Subtitles | تعلمون كما أعلم، أن السبب قد يكون واحداً من الأخطاء التي ارتكبتموها |
Evet, fakat Amanda öğrendi ki, bu sinirlenme hissi onun hatası değil. | TED | حسنٌ لكن أماندا تعلمت أن هذا الشعور باللهفة ليس خطأها. |
Navigasyon hatası yüzünden yanlış koordinatlara sıçramış olabilirler ya da... | Open Subtitles | ربما قد يكون خطا في الملاحة ياسيدي .. وقاموا بالعبور الي احداثيات خاطئة |
Hiçbir zaman. Olsa bile, geri döner kendi hatası olmadığını söyler dururdu. | Open Subtitles | لم يحدُث، و لو حدث فإنَّه يُجادل ليخبرك بأنَّه لم يكُن خطؤه |
Ama oğluma iyi bakmaması onun hatası. | Open Subtitles | ولكن كان ذنبها بعدم رعاية ابني الغالي واعتبار ذلك من أولوياتها |