Kendinde olmayan bir başkanın imzasını taklit ederek göreve iade mektubu yazmak... | Open Subtitles | تعتبر خيانة للوطن. تزوير توقيع الرئيس في رسالة إعادة سلطات الحكم إليه |
Göreve iade talebinizi kabul ettiğimi gösteren mektubun bir kopyası. | Open Subtitles | إنها نسخة عن الرسالة التي قبلت فيها إعادة السلطات إليك. |
Bu sabah senin ve adamlarının evime yaptığı ziyareti iade ediyorum. | Open Subtitles | أَنا فَقط أعيد النداء لك رجالك أتوا الى بيتي هذا الصباحِ |
Sonra da kiralık arabayı iade etmeliyim. Tabii, sakın geciktirmeyin. | Open Subtitles | ومن ثم علي إرجاع السيارة المستأجرة لا تتأخر بالقيام بذلك |
Şey, çünkü Brezilya ve A.B.D. arasında iade sözleşmesi yok. | Open Subtitles | بسبب أنه لا يوجد اتفاقية تسليم بين البرازيل والولايات المتحدة |
Tüketiciler iade aşamasında ürünün fotoğrafını çekip durumunu onayladıkları bir uygulama kullanabilirler. | TED | يستطيع المستخدمون أن يستخدموا التطبيق لالتقاط صور للمنتج ويضعوا حالة المنتج عند إعادته. |
Çantana oyuncaklarını saklarsa onları iade etmekten başka seçeneğin kalmaz. | Open Subtitles | فبتخبئته الألعاب بحقيبتك، لا يعود لك خيار سوى إعادتها له |
Kaşmir atın için aldığım at desenli kaşmir battaniyeyi iade mi etmeliyim? | Open Subtitles | هل علي ان اعيد بطانية الكشمير للحصان التي احضرتها لحصانك من الكشمير؟ |
Tüm bu parayı iade edeceksin ve hemen burayı temizleyeceksin. | Open Subtitles | سوف تعيد كل هذه الأموال و ستخرج من هنا حالا |
Teşekkürler ama şu düğün elbisesini iade eden müşteriyle ilgilenmeliyim. | Open Subtitles | شكراً، لكن ينبغي أن أنتهي من مسألة إعادة ثوب زبونتي. |
Böyle bir fotoğraf, birine bu şekilde iade edildiğinde onu alan insanın hayatında büyük bir fark yaratacaktır. | TED | إن أمكن إعادة صورة كهذه لشخص كهذا، فهي تصنع فرقا كبيرا في حياة الشخص الذي يحصل عليها. |
Sadece şu geçtiğimiz tatil sezonunda bile 7,5 milyon iade edilmiş kıyafet vardı ellerinde. | TED | فقط في موسم الإجازة الماضية، تم إعادة 7.5 مليون قطعة ملابس |
Bir gün parayı iade edip babamdan özür dilemek isterim. | Open Subtitles | يوماً ما أريد أن أعيد المال وأن أعتذر لوالدي. |
Bu mektubu size iade ederken, kardeşinizin ölümüyle ilgili gerçekleri de söyleyeceğim. | Open Subtitles | سوف أعيد لكِ الرسالة في نهاية الأمر ومعها حقيقة وفاة أختك |
Bazıları buna reklam dediler, diğerleri de samimi bir iade. | TED | البعض ظن إنها خدعة تجارية آخرون قالوا بإنها نوع من إرجاع المعروف |
Suçlu iade belgelerini imzalamışsın. | Open Subtitles | علمنا أنكم وقّعتم على اوراق تسليم الهاربين. |
Bu nedenle, iyi hâli yarı açıkta devam etmediği görülenler kapalı cezaevine iade edileceklerdir. | Open Subtitles | . ردهة السجن أولئك الذين لا ينفذون المواصفات . بصورة جيدة ، سيتم إعادته |
Sattığı bilgisayarların yüzde 75'ini geri kazandık ve BestBuy'a iade ettik ve ödeyemediğimiz bilgisayarlar için bir geri ödeme planı çıkardık. | TED | نحن استعدنا 75 بالمئه من أجهزة الكمبيوتر التي باعها وأعدناها للمحل، وجئنا بخطه ماليه لتسديد أجهزة الكمبيوتر التي لم نستطيع إعادتها. |
Aman Tanrım, iade etmem gereken bir sürü şey var. | Open Subtitles | اوه يا الهي يجب عليا ان اعيد الكثير من الاشياء |
Arabayı iade edince geri veriyorlar. | Open Subtitles | في العادة يردوا إليك رخصة القيادة عندما تعيد لهم السيارة |
Eski depo satışındaki postalarda buranın adresini bulduk ve iade etmek için bu eşyaların kime ait olduğunu bulmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | وجدنا بعضا من البريد عليه هذا العنوان في وحدة تخزين قديمة ونحن نحاول ايجاد لمن تعود حتى نستطيع ارجاع اغراضهم. |
Çalıntı bir polis rozetini iade etmenin püf noktası eğer dürüst olursan hapse gideceğini bilmekti. | Open Subtitles | المسألة الدقيقة بشأن اعادة شارة شرطي سرقتها هي أنك اذا كنت صادقاً تدخل السجن |
Siyasi suçluların iade edilmediği ülke. Ne kadar iç açıcı. | Open Subtitles | بلد ليس بها اتفاقية التسليم الدولية يا له من مونتاج |
Tavuk dükkânının sahibi amca dedi ki, eğer kızarmış tavuk ısmarlamayacaksak, hemen şemsiyeyi geri iade etmemizi istiyormuş. | Open Subtitles | سيد مخزن الدجاج قال، إذا نحن لم نطلب دجاج مقلى، يجب علينا ان نعيد إليه الشمسية بسرعة. |
Buraya gelişinizi sağlamamın nedeni gözlerinizi iade etmek değil kalanları da almaktı! | Open Subtitles | أنا لم أعطكم التلميحات للوصول ..إلى هنا لكي أرجع لكم العيون. بل لكي أخذ باقي العيون. |
Tacı iade ederseniz, bu çirkin olayı unutmaya hazırım. | Open Subtitles | أيتها الشابة لو أعدت الطوق سأنسى تلك الحادثة القذرة |
Onu aldım. Sonra sana iade etmemi söylemek için beni aradın. | Open Subtitles | أخذته ثم إتّّصلتِ بي لتقولي لي أن أعيده لك |