"olanlar" - Traduction Turc en Arabe

    • الذين
        
    • ماحدث
        
    • حصل
        
    • جرى
        
    • الذي حدث
        
    • ماحصل
        
    • أصحاب
        
    • مايحدث
        
    • ما حدث في
        
    • ذوي
        
    • الذي حَدثَ
        
    • عما حدث
        
    • حدث مع
        
    • ماجرى
        
    • الأشياء التي
        
    En başarılı gruplar en yüksek toplam I.Q. 'ya sahip olanlar da değildi. TED و لا كانت المجموعات أكثر نجاحاً اولئك الذين كانت نسبة ذكائهم الاجمالي الأعلى.
    Amiral, balinaların bize ait olduğunu ve istediğimizi yapabileceğimizi düşünürsek nesillerinin tükenmesine sebep olanlar kadar büyük bir suç işlemiş oluruz. Open Subtitles أيها الأميرال، إنْ كنا نفترض، أن تلك الحيتان ملك لنا تفعل كما نأمرها، سنكون مُذنبين مثل أولئك الذين تسببوا في انقراضها.
    Konuşmaya gittim, ama El Feneri'ne olanlar onu çok kızdırmıştı. Open Subtitles ذهبت لأتكلم معها لكن ماحدث لجريدة التورتش جعلها متوترة جداً
    Önceki olanlar için üzgünüm. - Benim kadar üzgün olamazsın, ufaklık. Open Subtitles ــ آسف بشأن ماحدث قبلاً ــ لست آسفاً بقدري, أيها الولد
    Bu arada, Charlie'ye olanlar konusunda... çok üzgün olduğumu söylemek istiyorum. Open Subtitles بالمناسبة,أريد شخصياً أن أقول لك كم انا آسف لما حصل لتشارلي
    Daha önce olanlar için üzgünüm ama bir tepki oluşturmamız gerekiyordu. Open Subtitles انا اسف بشأن ما جرى قبلا لكننا احتجنا لاثارة رد فعل
    Güzel bayanla konuştum, ve ona söylediğim efendim... bu olanlar korkunçtu... ve üzgünüm. Open Subtitles تحدثت إلى زوجتك الطيبة وقلت لها أن الذي حدث كان رهيباً وأنّي آسف
    Şimdi Kaseti burda olanlar kalsın diğerleri ödevlerini yapmaya gitsin. Open Subtitles الذين بقت اشرطتهم يبقوا وأما الباقي يذهب لأداء واجباتهم المدرسية
    Fırsatlar ortada, ama onları toplayabilecek cesarete sahip olanlar için. Open Subtitles توجد الفرص, لكن فقط لؤلائك الذين لديهم الجرأة الكافية لاغتنامها
    Bizim gibi dünya dışından olanlar bir araya gelmeliler, değil mi? Open Subtitles البعض مثلنا الذين ليسو من الأرض يجب أن يتآزروا سويا, صحيح؟
    Pedal çeviremeyecek durumda olanlar, hızlarını kaybettiler, geride kaldılar, ve hiçlikte kayboldular. Open Subtitles أولئك الذين لا يستطيعون تحريك الدواسات يفقدون سرعتهم، يتخلّفون، يختفون فى العدم.
    Sadece bara giriş izni olanlar... mahkeme memurluğu için başvuru kuyruğuna girebilir. Open Subtitles فقط الذين يدخول المشرب يمكنهم الانضمام إلى خط المرشحين لضباط أمن المحكمة
    1600 sene evvel, Romalılar gidince Britanya'ya olanlar, yine oldu. Open Subtitles نواجه نفس ماحدث عندما واجت بريطانيا الرومان قبل 1600 عام
    Sιğιrlarιnιza olanlarι duyunca... çok iyi bir fiyata başka bir sürünün gelmesini ayarladιm. Open Subtitles عندما سمعت ماحدث لماشيتك قمت بعمل الترتيبات لشراء قطيع آخر بسعر جيد
    Bütün bu olanlar sanki aç bir kurdun işi. Open Subtitles ماحدث هو أن هذه الكارثة كانت مثل الذئب الجائع الذي يهاجم فجأة ويرحل،
    olanlar için çok üzgünüm.. - Söyleceğin şey, sen lokmanı yutana kadar bekleyebilir. Open Subtitles انا اسفة عما حصل احتفظي بما تريدين قولة حتي تبتلعي ما في فمك
    Yolun sonuna geldik artık, bilmeni isterim ki olanlar için çok üzgünüm. Open Subtitles الأمر واشك على الأنتهاء وأريد فقط أن أعلمك أنني متآسف لما حصل
    Ne olursa olsun dün gece olanlar için Lexi'yi sorumlu tutabileceğimizi düşünmüyorum. Open Subtitles لا يستحق الامر ذلك لا يمكننا اعتبار ليكسي مسؤولة عما حصل البارحة
    İddia ediyorum ki, 22 Kasım 1963'te olanlar... bir hükümet darbesiydi. Open Subtitles أنا أقدم إليكم أن ما جرى في 22 نوفمبر 1963 كان انقلابا
    Güzel bayanla konuştum, ve ona söylediğim efendim... bu olanlar korkunçtu... ve üzgünüm. Open Subtitles تحدثت إلى زوجتك الطيبة وقلت لها أن الذي حدث كان رهيباً وأنّي آسف
    bak, biliyorum dün gece olanlar garip ve açıklanamazdı, fakat biz cadı değiliz ve özel güçlerimiz yok. Open Subtitles أنا أعرف أن ماحصل الليلة الماضية كان غريباً ولكننا لسنا ساحرات, وليس لدينا قوى من نوع خاص
    Bazen bir b...u fazla olanlar, en az konuşanlar olmalıdır. Open Subtitles أحياناً ألأشخاص أصحاب المستوى الأعلى مسموح لهم قول الكلام الأدنى
    Neden konuşayım ki-- Ona benim hakkımda veya bu evde olanlar hakkında birşey söylersen, işimiz biter. Open Subtitles لا تقل شيئاً عني ولا عن مايحدث في هذا البيت لها أو لأي شخص
    Peki, sorun değil. Çin Mahallesinde olanlar için özür dilemeye geldim. Open Subtitles إسمع, لقد جأت فقط للإعتذار عن ما حدث في الحي الصيني
    Hindistan'da olanlar iş adamları için büyük önem ve etkiye sahip. Open Subtitles و لكن ما يحدث في الهند هو شأن الرجال ذوي النفوذ
    Ama restoranda olanlar hakkında gerçekten konuşmak istiyorum. Open Subtitles لَكنِّي أُريدُ التَحَدُّث عن الذي حَدثَ في المطعمِ.
    Demek istediğim, seçmelerde olanlar yüzünden belli ki hâlâ beni suçluyorsun. Open Subtitles المهم أنك لا تزال تحمّلني اللوم عما حدث في تجربة أدائك.
    Bak, kız arkadaşınla olanlar için çok üzgünüm, gerçekten üzgünüm. Open Subtitles انظر، أنا آسف لما حدث مع خليلتك، أنا حقاً كذلك
    Ama ne bu yaşamdan önce olanlar, ne de sonra yaşanacaklar hakkında hiçbir şey bilmeden. Open Subtitles لكن فيما يخص ماجرى قبل حياته أو ما سيأتي بعدها نحن لا نعرف شيئا
    Demek istediğim, çok ilginçti çünkü internetle birlikte olanlar bizi gerçekten son derece şaşırttı. TED أقصد، كان أمراً مثيراً للاهتمام لأننا وجدنا أن الأشياء التي حدثت مع الشبكة حقيقة أذهلتنا إلى حد بعيد.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus