"onunla" - Traduction Turc en Arabe

    • معه
        
    • به
        
    • إليه
        
    • بها
        
    • إليها
        
    • له
        
    • منه
        
    • اليه
        
    • منها
        
    • اليها
        
    • مَعه
        
    • معهُ
        
    • معة
        
    • مَعها
        
    • برفقته
        
    orada bir baba gördüğümde diğer annelerin onunla iletişime geçmediğini görüyorum. TED و أرى الأب هناك، الاحظ ان الامهات الاخريات لا يلعبن معه.
    CRP testi, genelde Kolesterol testini takiben yapılıyor, ya da onunla beraber. TED هذا هو اختبار بروتين ج التفاعلي عقب اختبار الكولسترول او بالتزامن معه
    onunla örnek olarak yaptığım, sayı sıralaması yapmak istiyorum diyelim. TED ولنقل أنني أريد ترتيب الأرقام، كمثالٍ بسيط قمت به معه.
    Ona bunu söyledim. onunla sen konuş. - Hiç kan istemiyor mu? Open Subtitles ـ يستحسن أن تتحدث إليه ـ ألا يريد أية دماء في المشهد؟
    Bunu bulmalarının yolu ellerini işin içine sokmak ve onunla oynamaktır. TED وهم يرضون هذه الرغبة بالتحكم وفهم واستيعاب هذه الادوات واللعب بها
    Her biri ona genç yetenekler olarak geldi ve yıllarca onunla birlikte çalıştılar. TED كل واحد منهم قد أتى إليها موهوبين شبابا، وعملوا معها على مدى سنين.
    Belki de orada onunla uzun süre kalmam yüzündendir, ha? Open Subtitles لعل السبب يعود إلـى مكوثي معه هنـاك لفترة طويلة، صح؟
    Evet onunla iki kez konuştum ama bir şey söyleyemedim. Open Subtitles آجل , لقد تحدثت معه مرتين لكننى لم أتحدث معه
    Hamburg'da onunla bir düğün töreni gerçekleştirdik. Ama zaten bir kocam vardı. Open Subtitles لقد خضت مراسم الزواج معه فى هامبورج و لكن لى زوج بالفعل
    Eğer onunla hapse giremezsem aziz peder çıkana kadar hapsin kapısında beklerim. Open Subtitles إن لم أستطع دخول السجن معه سأقف عند بوابة السجن حتى يخرج
    Az önce onunla telefonda konuşuyordum. Sizin için çok endişeleniyor. Open Subtitles لقد تكلمت معه للتو على الهاتف إنه قلق جداً عليك
    Washington'dan bir teklif aldı benim de onunla gitmemi istiyor. Open Subtitles لقد حصل على ترقية في العاصمة وطلب مني الذهاب معه
    onunla ilişkileri sakin tut. Bir derdin olursa bana gel. Ben hallederim. Open Subtitles حاول أن تهدأ معه، وإذا واجهت مشاكل حادثني أنا وسوف أتصرف معه
    Bence, senin yapabileceğin en iyi şey, gidip onunla konuşmak, erkek erkeğe. Open Subtitles أفضل شيء تفعله هو الذهاب اليه و التحدث معه , رجلاً لرجل
    onunla beşeri günahlar işlediniz mi, işlemediniz mi? - İşledim. Open Subtitles هل ارتكبتي , أم لم ترتكبي, معه أية أعمالٍ جنسية؟
    Hayatındaki onca şey içinde en çok onunla gurur duyuyordu. Open Subtitles كان فخورا به اكثر من أي شيء فى حياته كلها
    Eski bir tanıdık. Ben şimdi Cotton Club'deyim. onunla burada karşılaştım. Open Subtitles أحد المعارف القدامى ، إننى فى نادى القطن و ركضت إليه
    Öğretmenleri ve akranları onu küçümsemişlerdi, okulda onunla dalga geçilmişti. TED كان الاساتذة والزملاء يستهينون بها ، كانت مثار سخرية المدرسة.
    onunla en son konuştuğumda benimle bir daha görüşemeyeceğini söylemişti. Open Subtitles آخر مرة تحدثت إليها قالت أنه لا يُمكننا اللقاء مُجدداً.
    Ama bir çocuğa üçgen verdiğinizde... onunla hiçbir şey yapamaz. TED لكن اعط طفلا مثلثا، لن يستطيع أن يفعل شيئا له.
    Bazen sadece bakanlık soruşturmasından kurtulmak için onunla yattığını düşünüyorum. Open Subtitles أحيانا أعتقد بدأ بضرب ها فقط لأخذ شؤون داخلية منه.
    onunla buluştuğunda şu ufak yarayı gösterirsen belki sana inanır. Open Subtitles حين ذهبت اليه و اظهرت له رقبتك الصغيرة ربما صدقك
    Bir ara onunla evlenmem söz konusu olmuştu, ama evlenmiyorum. Open Subtitles وهناك البعض يتحــدّثون عن زوّاجهم منها ، لكن لسـت أنا
    onunla sesli şekilde konuşunca, nasıl cevap vereceğini hayal edebiliyorum. Open Subtitles عندما اتحدث اليها بصوت عال لا اتخيل بأن ترد على
    Bu yıl maçı onunla izlememiz için Niles'a ve bana söz verdirdi. Peki. Open Subtitles في الحقيقة، هو يُجْعَلُ النيل وأنا أَعِدُ بأنَّ نحن نُراقبُه مَعه هذه السَنَةِ.
    onunla defalarca konuşmaya çalıştım, ama bana tamamen sırtını dönmüş durumda. Open Subtitles حاولتُ التحدثَ معهُ عِدَة مَرات لكنهُ أقفلَ نفسهُ عني بشكلٍ تام
    Umarım, Sonny gibi çabuk parlayan biri değilsindir. onunla iş konuşulmaz. Open Subtitles أمل الا تكون عصبيا مثل سونى لا يمكن مناقشة الأعمال معة
    onunla birkaç dakika yalnız kalmak istiyorum, senin için bir sakıncası yoksa. Open Subtitles أنا أوَدُّ أَنْ لوحده مَعها لمدّة بِضْع دقائقِ، إذا أنت لا تَتدبّرُ.
    Herneyse, bu akşam parti var ve onunla gitmem gerekiyordu ve şimdi... Open Subtitles وهناك أحتفال بالمدرسة الليلة وكان من المفترض أن أذهب برفقته ، والآن

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus