Söylemeniz gereken tek şey, bir sürü yusufçuk görüp görmediğiniz. | TED | كل ما عليكم قوله، هل تذكرون رؤية الكثير من اليعاسيب. |
Hayır. Hatırlayacağı tek şey kafasına bir taş indirdiğim olacak. | Open Subtitles | كل ما سيتذكرة أننى ضربته بصخرة فى رأسه ليلة أمس |
Şu anda ilgilendiğim tek şey Kuzeydoğu Arkansas'ın en iyi radyo programını hazırlamak. | Open Subtitles | كل ما يثير اهتمامى الآن هو إذاعة أفضل برنامج فى شمال شرق آركانساس |
Orada geriye kalan tek şey pozitif ışığın kalıcı gölgesi. | TED | الشيء الوحيد الذي بقي الآن هو الظل الدائم للضوء إيجابي. |
Dediğine göre başarılı kadınları bir araya getiren tek şey, ortak sahip oldukları tek şey, iyi akıl hocalarına sahip olmak. | TED | حيث قالت إن الشيء الوحيد الذي جمع النساء الناجحات معاً، الشيء الوحيد المشترك بينهن، هو حقيقة أنه كان لهن مرشدون جيدون. |
Farkına varamadıkları şu ki, güvercin kafesine uyacak tek şey bir güvercindir. | Open Subtitles | الذى لا يدركونه أن الشئ الوحيد الذى يناسب برج الحمام هو الحمام |
Davranışlarına dikkat et. Yapman gereken tek şey bu. Böylece iyi geçiniriz. | Open Subtitles | فقط أحسن تصرفاتك , هذا كل ما عليك فعله , وستكون بخير |
Biliyorum. Sanırım yapabileceğim tek şey... o listedeki her ismi gözden geçirmek. | Open Subtitles | كلا أعتقد كل ما يمكنني فعله هو تفحص كل اسم في القائمة |
Yapabileceği tek şey, hiçbir şey yapmadan durmak ve insanları sevmekmiş. | Open Subtitles | كل ما يقوم به, هو ان يقف امام الجمهور لينال اعجابهم |
İhtiyacımız olan tek şey biraz sabır. Ne yapılacağını o bilir. | Open Subtitles | كل ما نحتاجه هو القليل من التريث إنه يعرف ما العمل |
Elimizden geleni yapmalıyız, ve benim elimden gelen tek şey bu kitabı bastırmak. | Open Subtitles | يجب أن نعمل كل ما بوسعنا وهذا الكتاب هو كل ما بوسعي عمله |
Yapmam gereken tek şey ünlü olmak. İnsanlar beni izliyorlar. | Open Subtitles | كل ما عليّ فعله هو أن أصبح مشهورة يشاهدني الناس |
Ruhum cehenneme gidebilir, umrumda olan tek şey bu. Para istiyorum! | Open Subtitles | لا يهمنى فلتذهب روحى الى الجحيم كل ما أريده هو المال |
Bu arada seks, tembel hayvanların hızlı yaptığı tek şey. | TED | وبالمناسبة، الجنس هو الشيء الوحيد الذي تفعله حيوانات الكسلان بسرعة. |
Hoşuma giden tek şey. Büyüdüğümde de yapacağım şey bu olacak. | Open Subtitles | انه الشيء الوحيد الذي احبه انه ما سوف افعله عندما اكبر |
Bu manzarayı değiştiren tek şey duvara işemek için ayağını kaldıran köpek. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي يغير الصورة هو كلب يرفع ساقه عن ذلك الجدار |
Yapmaya değer tek şey, imkansız olandır. Diğer her şey sıkıcı. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي نفعله هو المستحيل وغير ذلك هو أمر رتيب |
Yapman gereken tek şey bu yarışta sürüşe hazır olmalısın... beladan uzak kalmak ve iyi bir saklanma noktasına sahip olmak. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي تفعله في سباق كانون بول هو انت تكون مستعد للقيادة ابقى بعيدا عن المشاكل واصنع لنفسك غطاء جيد |
Orada kaybolmuşken devam etmemi sağlayan tek şey seni bir daha görebilme arzumdu. | Open Subtitles | عندما كنت ضائعاً هناك كانت فكرة رؤيتك مجدداً الشئ الوحيد الذي جعلني أكافح |
Kötülerin zafere ulaşması için gereken tek şey iyilerin hiçbir şey yapmamasıdır. | Open Subtitles | كلّ ما يحتاجه الشرّ كي ينجح هو أن يقف الأخيار مكتوفي الأيدي |
Vazgeçersen, alabileceğin tek şey cezadır. Böyle olmasını kendin istedin Yahudi. | Open Subtitles | لن تأخذ شيئاً سوى مايشترطه العقد تأخذه على مسئوليتك، أيها اليهودي |
Ancak Milner'ın hafızayla ilgili farkettiği tek şey bu değildi. | TED | لكن ذلك لم يكن الميزة الوحيدة للذاكرة التي وجدتها ميلنر. |
Sıradanlığı bozan tek şey, bir mahkûmun, bir diğerini öldürmeye çalışmasıdır. | Open Subtitles | الشيئ الوحيد الذي يُبطل الروتين هو أن يحاول سجين قتل آخر |
Annem, bunun bizi bir arada tutan tek şey olduğunu söylerdi. | Open Subtitles | أمى أعتادت أن تقول أن هذا الشىء الوحيد الذى جعلنا اقرب |
benim için oldukça zorlayıcıydı. Dikkatimi cezbeden tek şey, Dünya denen gezegendi. | TED | شيء واحد فقط تمكن من جذب انتباهي. وهو أن كوكبنا يدعى كوكب الأرض |
Hatırldığım tek şey bu. Maalesef hepsi yanlıştı. | Open Subtitles | هذا كُل ما أذكره, ويؤسِفنى أن أقول أن كله خطأ. |
Zamanının çoğunu kötü insanların düşüncelerini okumaya harcadığın, ...kusurlarını ve zaaflarını görmeye çalıştığın zaman görebileceğin tek şey bu olur. | Open Subtitles | عندما تقضي مُعظم وقتك في التعمّق في داخل عقول أناس سيئيين، تبحث عن عيوبهم وضعفهم، فعندها يكون جلّ ما تراه. |
Yaptığınız tek şey iki kayıp ruhu bir araya getirmek oldu. | Open Subtitles | ما فعلتم إلّا لم شمل روحين تائهتين فرّق الزمن بينهما طويلًا. |
Eğer sesini kesmezsen, şikâyet ettiğin tek şey yemekler olmayacak. | Open Subtitles | إذا لم تصمت، فلن يكون الطعام هو ما تتذمر منه. |
Erkekler evlilik tavsiyesinde bulunduklarında, kadınlar bir tek şey duyarlar. | Open Subtitles | النساء تسمع شيئاً واحداً فقط عندما يعظها الرجل بشأن الزفاف |