ويكيبيديا

    "tek şey" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • كل ما
        
    • الشيء الوحيد
        
    • الشئ الوحيد
        
    • كلّ ما
        
    • سوى
        
    • الوحيد الذي
        
    • الوحيدة
        
    • الشيئ الوحيد
        
    • الشىء الوحيد
        
    • شيء واحد فقط
        
    • كُل ما
        
    • جلّ ما
        
    • إلّا
        
    • هو ما
        
    • شيئاً واحداً
        
    Söylemeniz gereken tek şey, bir sürü yusufçuk görüp görmediğiniz. TED كل ما عليكم قوله، هل تذكرون رؤية الكثير من اليعاسيب.
    Hayır. Hatırlayacağı tek şey kafasına bir taş indirdiğim olacak. Open Subtitles كل ما سيتذكرة أننى ضربته بصخرة فى رأسه ليلة أمس
    Şu anda ilgilendiğim tek şey Kuzeydoğu Arkansas'ın en iyi radyo programını hazırlamak. Open Subtitles كل ما يثير اهتمامى الآن هو إذاعة أفضل برنامج فى شمال شرق آركانساس
    Orada geriye kalan tek şey pozitif ışığın kalıcı gölgesi. TED الشيء الوحيد الذي بقي الآن هو الظل الدائم للضوء إيجابي.
    Dediğine göre başarılı kadınları bir araya getiren tek şey, ortak sahip oldukları tek şey, iyi akıl hocalarına sahip olmak. TED حيث قالت إن الشيء الوحيد الذي جمع النساء الناجحات معاً، الشيء الوحيد المشترك بينهن، هو حقيقة أنه كان لهن مرشدون جيدون.
    Farkına varamadıkları şu ki, güvercin kafesine uyacak tek şey bir güvercindir. Open Subtitles الذى لا يدركونه أن الشئ الوحيد الذى يناسب برج الحمام هو الحمام
    Davranışlarına dikkat et. Yapman gereken tek şey bu. Böylece iyi geçiniriz. Open Subtitles فقط أحسن تصرفاتك , هذا كل ما عليك فعله , وستكون بخير
    Biliyorum. Sanırım yapabileceğim tek şey... o listedeki her ismi gözden geçirmek. Open Subtitles كلا أعتقد كل ما يمكنني فعله هو تفحص كل اسم في القائمة
    Yapabileceği tek şey, hiçbir şey yapmadan durmak ve insanları sevmekmiş. Open Subtitles كل ما يقوم به, هو ان يقف امام الجمهور لينال اعجابهم
    İhtiyacımız olan tek şey biraz sabır. Ne yapılacağını o bilir. Open Subtitles كل ما نحتاجه هو القليل من التريث إنه يعرف ما العمل
    Elimizden geleni yapmalıyız, ve benim elimden gelen tek şey bu kitabı bastırmak. Open Subtitles يجب أن نعمل كل ما بوسعنا وهذا الكتاب هو كل ما بوسعي عمله
    Yapmam gereken tek şey ünlü olmak. İnsanlar beni izliyorlar. Open Subtitles كل ما عليّ فعله هو أن أصبح مشهورة يشاهدني الناس
    Ruhum cehenneme gidebilir, umrumda olan tek şey bu. Para istiyorum! Open Subtitles لا يهمنى فلتذهب روحى الى الجحيم كل ما أريده هو المال
    Bu arada seks, tembel hayvanların hızlı yaptığı tek şey. TED وبالمناسبة، الجنس هو الشيء الوحيد الذي تفعله حيوانات الكسلان بسرعة.
    Hoşuma giden tek şey. Büyüdüğümde de yapacağım şey bu olacak. Open Subtitles انه الشيء الوحيد الذي احبه انه ما سوف افعله عندما اكبر
    Bu manzarayı değiştiren tek şey duvara işemek için ayağını kaldıran köpek. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي يغير الصورة هو كلب يرفع ساقه عن ذلك الجدار
    Yapmaya değer tek şey, imkansız olandır. Diğer her şey sıkıcı. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي نفعله هو المستحيل وغير ذلك هو أمر رتيب
    Yapman gereken tek şey bu yarışta sürüşe hazır olmalısın... beladan uzak kalmak ve iyi bir saklanma noktasına sahip olmak. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي تفعله في سباق كانون بول هو انت تكون مستعد للقيادة ابقى بعيدا عن المشاكل واصنع لنفسك غطاء جيد
    Orada kaybolmuşken devam etmemi sağlayan tek şey seni bir daha görebilme arzumdu. Open Subtitles عندما كنت ضائعاً هناك كانت فكرة رؤيتك مجدداً الشئ الوحيد الذي جعلني أكافح
    Kötülerin zafere ulaşması için gereken tek şey iyilerin hiçbir şey yapmamasıdır. Open Subtitles كلّ ما يحتاجه الشرّ كي ينجح هو أن يقف الأخيار مكتوفي الأيدي
    Vazgeçersen, alabileceğin tek şey cezadır. Böyle olmasını kendin istedin Yahudi. Open Subtitles لن تأخذ شيئاً سوى مايشترطه العقد تأخذه على مسئوليتك، أيها اليهودي
    Ancak Milner'ın hafızayla ilgili farkettiği tek şey bu değildi. TED لكن ذلك لم يكن الميزة الوحيدة للذاكرة التي وجدتها ميلنر.
    Sıradanlığı bozan tek şey, bir mahkûmun, bir diğerini öldürmeye çalışmasıdır. Open Subtitles الشيئ الوحيد الذي يُبطل الروتين هو أن يحاول سجين قتل آخر
    Annem, bunun bizi bir arada tutan tek şey olduğunu söylerdi. Open Subtitles أمى أعتادت أن تقول أن هذا الشىء الوحيد الذى جعلنا اقرب
    benim için oldukça zorlayıcıydı. Dikkatimi cezbeden tek şey, Dünya denen gezegendi. TED شيء واحد فقط تمكن من جذب انتباهي. وهو أن كوكبنا يدعى كوكب الأرض
    Hatırldığım tek şey bu. Maalesef hepsi yanlıştı. Open Subtitles هذا كُل ما أذكره, ويؤسِفنى أن أقول أن كله خطأ.
    Zamanının çoğunu kötü insanların düşüncelerini okumaya harcadığın, ...kusurlarını ve zaaflarını görmeye çalıştığın zaman görebileceğin tek şey bu olur. Open Subtitles عندما تقضي مُعظم وقتك في التعمّق في داخل عقول أناس سيئيين، تبحث عن عيوبهم وضعفهم، فعندها يكون جلّ ما تراه.
    Yaptığınız tek şey iki kayıp ruhu bir araya getirmek oldu. Open Subtitles ما فعلتم إلّا لم شمل روحين تائهتين فرّق الزمن بينهما طويلًا.
    Eğer sesini kesmezsen, şikâyet ettiğin tek şey yemekler olmayacak. Open Subtitles إذا لم تصمت، فلن يكون الطعام هو ما تتذمر منه.
    Erkekler evlilik tavsiyesinde bulunduklarında, kadınlar bir tek şey duyarlar. Open Subtitles النساء تسمع شيئاً واحداً فقط عندما يعظها الرجل بشأن الزفاف

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد