Bir kurdu, ancak başka bir kurt yakalar. Anladın mı? | Open Subtitles | ، و تحتاج ثعلب لكى تقبض على الثعلب أتفهم ؟ |
Sorun değil, para senin paran. İstersen sokağa bile atabilirsin, Anladın mı? | Open Subtitles | أنا لا آبه فهذا مالك يمكنك أن تهدره إذا شئت، أتفهم قصدي؟ |
Ve düşündüm de, wow, tek başına kalacak, demek istediğimi anlıyor musun? | Open Subtitles | ظننت أنها ستقع في حبي من أول نظرة، أتفهم ما أعنيه ؟ |
New York'lular konusundaki işbirliğin... fiyata zaten yansımıştı, anlıyor musun? | Open Subtitles | وقتلك للنيويوركيين قد تم تضمينه في السّعر ، أتفهم ؟ |
Pencerelerin bu yüzden kapalı olduğunu anladım, peki ya perdeler? | Open Subtitles | أنا أتفهم لماذا تغلق النوافذ لكن ماذا عن الستائر ؟ |
Keşke sen de benimle gelsen. Ama gelmezsen, sorun değil. anlarım. | Open Subtitles | أتمنى أن تأتي معي لكن اذا لم تريد فأنا أتفهم ذلك |
Ne hissettiğini biliyorum ama şu anda içinden gelerek konuşmuyorsun. | Open Subtitles | أننـي حقاً أتفهم شعورك و لكن لا يمكننا معارضة كلمته |
Wraithlerin bize gösterdiği hayaletlere benzemiyordu, ama Athosyalıların neden kafalarının karıştığını anlayabiliyorum. | Open Subtitles | إنها لا تشبه الأشباح التى يجعلك الريث تراها ، لكنى أتفهم الأمر |
Sam Gold'un sözlüğünde "özür"e yer yok. Sen bu işi halledene kadar ikimiz de yaşayan ölüleriz. Anladın mı? | Open Subtitles | كلمة عذر ليست موجودة في قاموس سام نحن موتى و أنت من وضعني في ذلك الموقف أتفهم ذلك ؟ |
Eğer iş, biz mi yoksa bir polis mi noktasına geldiyse bu işten kurtulan kişilerin biz olmasını sağlarım, Anladın mı? | Open Subtitles | لو كان الأمر متعلقاً بنا أو بشرطي، فسأكون ملعوناً إن لم نكن نحن من يخرج من هذا الشيء، أتفهم ذلك ؟ |
Bir kez daha söylüyorum. Çeneni kapalı tut, Anladın mı? | Open Subtitles | سأقولها مرةً أخرى ، أبق فمك مطبقاً ، أتفهم ؟ |
Ne demek istediğimi Anladın mı Asla sırt çevirme. | Open Subtitles | أتفهم ما أقصد يا فتى؟ لا تدير ظهرك أبداً |
Daha iyisini asla bulamazsın, ama o bulur. anlıyor musun? | Open Subtitles | لن تكن ذي فائدة لكن هي يمكنها أتفهم قصدي ؟ |
Ön koltukta sevişmeyi imkansız hale getiriyor, ne dediğimi anlıyor musun? | Open Subtitles | جعلت من المستحيل تبادل القبل في المقعد الأمامي، أتفهم ما أقوله؟ |
Zenginliğim, şirketim ve itibarım... Her şey bu programın başarısı üzerine. anlıyor musun? | Open Subtitles | راهنت بثروتي وشركتي وسمعتي وكل شيء أملكه لإفلاح هذا البرنامج، أتفهم ما أقول؟ |
- Tamam, ama sizi içeri kitlemek zorundayım. - anladım. | Open Subtitles | ــ حسناً, ولكن سأضطر لإغلاق الباب عليك ــ أتفهم هذا |
Bu benim için bir görevde ilk takım kaptanlığıydı ve şimdi anladım... | Open Subtitles | هذه المرة الأولى التي أقود فيها مهمة كقائد فرقة وأنا أتفهم الآن |
Vahşi Gorilleri Cennete almamalarını anlarım | Open Subtitles | أتفهم لماذا لن يدخلوا تلك القرود البرية، |
Bak, işinle ilgili zorlu bir süreç geçirdiğini biliyorum. Anlıyorum. | Open Subtitles | أنت تعاني من وقت عصيب في عملك , أتفهم هذا؟ |
Bak, neden kızgın olduğunu anlayabiliyorum ama hala tamamen adil olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا أتفهم لماذا أنتِ غاضبة لكني لا زلتُ لا أعتقد أنكِ عادلة. |
Bana inanın, sizi anlıyorum, yalnızca sakin olun tamam mı? | Open Subtitles | صدقنى , انا أتفهم , اهداء فقط , حسنا ؟ |
İyi aile mensupları da bugünlerde meslek ediniyorlar, Anladığım kadarıyla. | Open Subtitles | أبناء العائلات المُحترمة يحترفون المهن هذه الأيام ، أتفهم ذلك |
Teknik sorunların farkındayım ama liderleri bunu pek umursamıyor gibi. | Open Subtitles | أتفهم جيّداً الصعوبات التقنية، لكن يبدو أن قائدهم أقل مبالاة |
Bay Greenberg, siz bir oyuncusunuz, senarist değil. Anlaşıldı mı? | Open Subtitles | لقد قمت بتوظيفك كممثل و ليس ككاتب , أتفهم ؟ |
O gençlere orasının benim apartmanım olduğunu göstermeliyiz, Anladınız mı? | Open Subtitles | وعلينا أن نٌلقن هؤلاء الفتيه درساً الليله ، أتفهم ؟ |
Bu yorumu anlamıyorum. Korkutulmaktan da hoşlanmam. | Open Subtitles | لا أتفهم هذا التعليق و لا أقدر أن تجعلني أخاف |
- Bütün bunları bana gerçeği söylemek istemediğin için söylüyorsan, benden birşey saklıyorsan, o zaman belki anlayabilirim. | Open Subtitles | إذا كنت تخبرنى بكل هذا لأنك لا تريد إخبارى بالحقيقة بسبب أنك تخفى شيئاً عنى ربماً وقتها , أتفهم الموقف |
Benimle birlikte bir şey yapmak istemezsen,seni anlayışla karşılayabilirim. | Open Subtitles | إذا كنتي لا تريدين ان يكون لك دخل معي , فأنا أتفهم هذا |
tamamen başka bir alanda olduğunu anlıyorum ve onunla yarışmıyorum. | TED | أتفهم أنها في مكانة مختلفة تمامًا ولست أحاول حتى أن أنافسها على هذا. |