"أقصد" - ترجمة من عربي إلى تركي

• Yani
• istemedim
• istememiştim
• istemem
• demek istediğimi
• diyorum
• istemezdim
• bahsediyorum
• demek istedim
• değil
• istemiyorum
• kastetmedim
• kastediyorum
• bahsetmiyorum
• niyetim

Yani, yerçekimi kuvvetine karşı koyuyorlar. Tıpkı binanın kendisi gibi.
أقصد أنهم يتحدون قوة الجاذبية، مثل ما يفعل المبنى بالمناسبة.

Yani, senin 8000$'a ihtiyacın var ve tam da o kadar bırakmış.
أقصد أنت تحتاج 8 آلاف دولار وبوفاتها تترك لك هذا المبلغ بالضبط

Oyuncu değilim ama... Yani öyle komik değil, başka türlü tuhaf.
أنا لست ممثلا هزليا لكن لم أقصد هذا النوع من الضحك

Tamam tamam, unut gitsin. Sorun yok. Öyle demek istemedim.
حسناً، حسناً، انس الأمر لا عليك، لم أقصد ما قلت

- Sizi rahatsız etmek istememiştim. - Kocam ve ben yeni taşındık.
حسن، أنا لم أقصد إزعاجك وقد إنتقلنا تواً أنا وزوجي إلى هنا

Bob-- Yani profesör dedi ki, asistan kadrosunu almam an meselesiymiş.
بوب أقصد الأستاذ قال من المؤكد أننى سأكون مساعدته للعام القادم

- Yani, törene kadar demek istiyorum. - Galiba mesajları karıştırdım.
ليس قبل المراسم , أقصد أظن أنني حصلت علي الرسالة مشوهة

Yani, buraya neyle geldiğini sormuyorum, ama demek istediğim, neden buradasın?
أقصد ايه اللى جابك هنا ؟ اقصد انتي هنا عشان مين

Yani şu an için yok ama bence gazetecilik sektörü yeniden canlanacak.
أنا أقصد .. ليس الأن أن الجرائد سوف تعود للعمل مرة اخرى

7 bin dolarlık, çok sevdiğime inansan iyi edersin. Yani, kendi giydiğine bak.
بـ 7000, من الأفضل ان تعتقد أنني أحبهم أقصد, أنظر إلى ما ترتديه

Yani bizim bir davada yaptığımızı yapabilecek birileri var mı?
أقصد ، من يستطيع فعل ما نفعله نحن بالقضية ؟

Yani, yanlış bir şey yaptığımda hep bunu hayal ederim.
أقصد هذه هي الصورة التي أتلقاها عندما أقوم بشيء خاطئ

Yani, "Sanatçılar Sokağı"nda, şömine başına oturup kırmızı şarap içmiyordun, değil mi?
أقصد أنك لم تكن تجلس قرب المواقد و تشرب أليس كذلك ؟

Yapmamı istediğin şey buydu, değil mi? Yani, sadece eğlenmek.
أقصد أن هذا ما قلته لي قلت لي استمتعي بوقتك

Yani bunlar turist çiftliklerinden değiller. Bunlar gerçekten işleyen yerler.
أقصد أنه ليست للمتعة بل هي مكان عمل حقيقي ؟

Seni aşağılamak istemedim. Eminim sana da teşhir eden olmuştur.
لم أقصد إهانتك أبدا أنا أعرف أنك قد تعاطيت سابقا

Aileni sorarak seni rahatsız etmek istememiştim. Sadece kızımın çıktığı kişiyi tanımak istemiştim.
اسمع، لم أقصد تعريضكَ للضّغط سابقاً و إنّما أحببتُ معرفةَ الذي ستواعده ابنتي

- Evet. Ajan Mulder, kabalık etmek istemem, ama çok işimiz var.
الوكيل مولدر، أنا لا أقصد أن أكون وقح، لكنّنا عندنا قطعة لتعمل.

Biliyor musun, iltifat bekleyen biri için bu normal... fakat bu çocukların bazıları tam olarak melek değil, ne demek istediğimi anlıyor musun?
و هذا طبيعي لمن في سنها كما تعلمين لكي تحظى بالاهتمام و لكن بعض هؤلاء الأولاد ليسوا ملائكة و أنت تفهمين ماذا أقصد

diyorum ki eğer daha kişilik sahibi yaşı yaşına uygun kendini bilen biriyle birlikte olursan daha mutlu olabilirsin
أقصد أنك قد تقضي وقتاً أفضل لو كنت تقابل فتاة ذات شخصية كاملة أو حتى كانت ذات سنّ ملائم

Ben de onu terk ederdim. Onunla hiçbir şey yapmak istemezdim.
كنتُ لأتركها أيضاً , أقصد لا أريد أيّ شيء يتعلق بشأنها

Temel şeylerden bahsediyorum -- çorap, iç çamaşırı hatta pijamalarınızdan.
وهنا أقصد القطع الأساسية: جواربك وملابسك الداخلية وحتى ملابس النوم.

- Dert etme. - Yani, perşembe değilken demek istedim. - Önemli değil.
أنا أقصد فقط متى هو ليس أنا تمنيته كان, هي ليست قضية كبرى

değil mi? Demek istediğim birilerinin bilim öğrenirken eğlenmesi haramdır.
صحيح؟ أقصد ، لأن الله حرّم المتعة عند تعلم العلوم.

O herif hakkında bir daha tek kelime bile duymak istemiyorum.
أقصد ,أننى لم أتحدث ولو كلمتين مع ذلك الرجل طوال حياته

Onu kastetmedim. Hepinizin onu umursamanızı takdir ediyorum ama yeter.
لم أقصد انظري أقدر لك اهتمامك بها ، حقاً أقدره

Her şey derken gerçekten her şeyi kastediyorum.
وعندما أقول كل شيء أنا أقصد كل شيء حقا.

Hukukî açıdan konuşuyorum, bu adilerin tehlikeli olduğundan bahsetmiyorum bile.
أقصد من الناحية القانونية ناهيكِ عن أن هؤلاء الحثالة خطرين

Bayan Bando güzeli hakkında ağır konuştuysam, niyetim bu değildi.
إذا تحدثت بأنثوية حادة عن ملكة عرض الطبل الكبير ، فإننى لا أقصد أن أتحدث بمرارة