Sinsi : Üzgünüm Woody. Ama onlara hak vermek zorundayım. | TED | سلينكي: أنا آسف يا وودي لكن علي أن أوافقهم الرأي. |
Sana bunu söylediğim için Üzgünüm ama bu başarılı değil. | TED | أنا آسف لإخبارك بهذا، ولكنني لا أعتقد أن منتجك ناجح. |
Böldüğüm için Üzgünüm, ama Grant Kalesi genel alarm verdi efendim. | Open Subtitles | أنا آسف للمقاطعة، لكن حصن جرانت يومض بتوجيه إنذار عام، سيدي |
Benim hatam Üzgünüm, geçen haftaydı yani benim düşündüğümden bir hafta öncesi. | Open Subtitles | إنها غلطتى , أنا آسف لقد كنت أتحدث عن الثلاثاء قبل الفائت |
Kusura bakma ama şu şeyi gömmen gerekiyor. - Yoksa üstüne kusacağım. | Open Subtitles | أنا آسف عليك أن تدفن هذا الشيء و إلا سأتقيأ في حضنك |
- Üzgünüm Çavuş, şimdi konuşamam. - Ne demek istiyorsun? | Open Subtitles | أنا آسف لا يمكنني التحدث الآن مالذي تعنيه بهذا ؟ |
- Annen de çok oldu ama. - Üzgünüm, Marisa. | Open Subtitles | ـ لقد تجاوزت أمك حدودها ـ أنا آسف يا ماريسا |
Gerçekten Üzgünüm. Sana iyi eğlenceler. Haftaya konuşuruz, tamam mı? | Open Subtitles | و أنا آسف حقاً، استمتع بوقتك سنتكلم الأسبوع الماضي، حسناً؟ |
O şeyin içinde olmasından dolayı Üzgünüm ama beni kurtaracaklar. | Open Subtitles | أنا آسف لكونك حاملة لهذا الكائن لكني سأنجو عندما يأتون |
Bak, dostum... seni bu pisliğin içine çektiğim için Üzgünüm. | Open Subtitles | انظر , يا رجل أنا آسف أدخلتك في هذا التبن |
- Görelim. - Üzgünüm efendim, o oda temiz, statik... | Open Subtitles | فلنره أنا آسف سيدي لكنها غرفة معقمة خالية من العدوى |
Hayır, veremem. Burda olduğum sürece, gelişmeler benim kontrolüm dışında. Üzgünüm. | Open Subtitles | لا، لا استطيع، ما دمت هنا أنها خارج سيطرتي، أنا آسف |
Ve eğer bunun için senin üstüne geliyorlarsa, Üzgünüm, gerçekten. | Open Subtitles | وإذا هم ينهالون عليك لذلك، أنا آسف. أنا حقا صباحا. |
Benden ve çocuklarından sakladığın bu sırlar artık bitmeli.... ...Üzgünüm. | Open Subtitles | كل الأسرار عني وعن الأولاد يجب أن تتوقف أنا آسف |
Üzgünüm sana dün uğrayıp yemek getiremedim, ve bunun bir daha olmaması için elimden geleni yapacağım ama sen dışarı çıkamazsın. | Open Subtitles | أنا آسف لأنني لم آتي البارحة، ولم أحضر لك الطعام سأحاول ألا يتكرر ذلك مرة أخرى .. ولكن لا يمكنك الخروج |
Değeri var mı bilmem ama karımın atalarının çektirdikleri için Üzgünüm. | Open Subtitles | مهما كلّف الأمر , أنا آسف لما جعلك أسلاف زوجتي تعانيه |
- Çocukluk eşyalarınızı tutamayacağımız için Üzgünüm. - Önemli değil. | Open Subtitles | أنا آسف نحن لا يمكن تخزين الأشياء طفولتك بعد الآن. |
Üzgünüm eğer buraya resim çektirmeye geldiyseniz.. ben artık çalışmıyorum. | Open Subtitles | أنا آسف, إن كنتم تبحثون عن الصور, فأنا خارج العمل |
Kusura bakma da senin için noktaları birleştirmem mi gerekiyor? | Open Subtitles | أنا آسف, هل تريدني حقاً أن أوصل النقاط لك ؟ |
Affedersin ama, böyle korkutucu bir surat takınmana gerek yok. | Open Subtitles | أنا آسف ولكن لم يكن عليك ان تكوني مخيفة هكذا |
Hayır, hayır, hayır, bu sefer ben yapamam, millet, Kusura bakmayın. | Open Subtitles | لا, لا, لا لست أنا هذة المرة, أنا آسف يا رفاق |
- özür dilerim Zerkes. - Tamam sorun değil. Buna alışığım. | Open Subtitles | أنا آسف يا زيروكسس لا عليك ، أنا على ما يرام |
Affedersiniz, Merhaba. Sizi rahatsız ettiğim için özür dilerim. Koalaca biliyor musunuz? | Open Subtitles | معذرة مرحباً أنا آسف لإزهاجك هذا أنا الكوالا هل تعرف الكوالا ؟ |
Bunu duyduğuma üzüldüm. Şimdi buraya gel de beni al. | Open Subtitles | أنا آسف لسماع ذلك و الآن احضر إلى هنا لتصطحبنى. |
- pardon, anlamadım? Koridorda kaç oda var. Bana sayar mısın? | Open Subtitles | أنا آسف , ماذا كم عدد الغرف في هذا الطابق.لماذا.عدديها لي |
Bak, kız arkadaşınla olanlar için çok Üzgünüm, gerçekten Üzgünüm. | Open Subtitles | انظر، أنا آسف لما حدث مع خليلتك، أنا حقاً كذلك |
Ben de seni aramak üzereydim. Oturma odası duvarın için özür dilerim. | Open Subtitles | كنت على وشك أن أتصل بك، أنا آسف على جدار غرفة الجلوس |