ويكيبيديا

    "أن هذه" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bunun
        
    • olduğunu
        
    • ki bu
        
    • bunlar
        
    • bu bir
        
    • Burası
        
    • bunu
        
    • böyle
        
    • Bunların
        
    • olduğu
        
    • göre bu
        
    • " Bu
        
    • bence bu
        
    • o
        
    • emin
        
    Her astronom size, bunun Dünya'dan kaynaklanmayan sahte bir işaret olduğunu söyler. TED أي فلكي سوف يخبركم, أن هذه علامة منبهة لشيء مصدره ليس الأرض.
    Bence, her şey insanların bunun bir ayrım noktası olduğunu anlaması ile başlıyor. TED ولكن أعتقدُ أنها تبدأ مع الناس الذين يدركون أن هذه هي نقطة التحول.
    Ama acı gerçek şu ki, bu bitkinin aslında kendi doğal habitatında bile tehlike altında olduğu kabul ediliyor. TED لكن الحقيقة المرة هي أن هذه النبتة الفريدة هي في الواقع تعتبر من بين النباتات المهددة في موطنها الطبيعي.
    Ancak gerçek şu ki bunlar çoğunlukla tek seferlik, butik işler ve kolay kolay dünya çapında yeniden yapılmaz. TED لكن الواقع هو أن هذه مشاريع تنفذ لمرة واحدة مشاريع فريدة، ليس من السهل إعادة تصنيعها على مستوى عالمي.
    Eğer kare kapalı bir figürü simgeliyorsa bu bir açılış olmalı. Open Subtitles إذا كان المربع هو شكل مغلق، فلابد أن هذه بداية جديدة.
    Çünkü biliyorum, sizin de bildiğinizi biliyorum, Burası Toskana değil. TED لأنني أعلم، وأعلم أنكم جميع تعلمون، أن هذه ليست توسكاني.
    bunun iyi bir fikir olduğuna karar vermem 25 saniyemi aldı. TED لقد استغرقت مني مدة 25 ثانية لأقرر أن هذه فكرة جيدة.
    Ve bunun bu kadar önemli olmasının ve yaptığımız her şeyin bu kadar önemli olmasının nedeni bu fikirlere olan ihtiyacımız. TED و جزء من لماذا هذه الاشياء مهمة و كل الاشياء التي نفعلها مهمة غير أن هذه هي الأفكار التي نحتاج إليها.
    Eğer kaderlerimiz birbirine dolanmışsa, bunun iyi karma, iyi talih olduğuna inanırız. TED ومصيرنا متشابكة وبعد ذلك نعتقد أن هذه كرامة جيدة، أنها ثروة جيدة.
    Bu beyin bölgelerinin, belirli bilinç deneyimleri ile ilişkili olduğunu biliyoruz. Ancak neden öyle olduğu konusunda bir fikrimiz yok. TED نحن نعلم أن هذه المناطق في المخ تتماشى مع أنواع معينة من التجارب الواعية، لكننا لا نعرف لماذا تتماشى معها.
    Bir kamyonetin olduğunu bilmek harika; ama herkesin ne düşündüğünü bilmemiz gerek, işte o zaman oldukça karışık bir problem hâline geliyor. TED معرفة أن هذه شاحنة نقل، رائع، لكن ما يجب حقا أن نعرفه هو ما يفكر به كل شخص، لذا أصبحت مشكلة معقدة.
    Fakat çok geçmeden anladım ki bu fırsat evrensel değildi. TED لكن سرعان ما أدركت أن هذه الفرصة لم تكن عالمية.
    Ve düşünüyorum ki bu muhtemelen bugün gördüğümüz en önemli teknoloji trendlerinden biri. TED وأعتقد أن هذه هي على الأرجح إحدى أهم صيحات التكنولوجيا التي نشهدها اليوم.
    Dünyamızın sağlığı denizlerdeki koşullara çok sıkı bir şekilde bağımlıdır öyle ki bu değişimlerin anlatılamayacak kadar çok fazla sonucu olacaktır. Open Subtitles سلامة كوكبنا مرتبطة ارتباطاً وثيقاً مع ظروف البحر بحيث أن هذه التغيرات قد تجلب عواقب لا تُعد ولا تحصى على العالم
    - Bana mı öyle geliyor yoksa bütün bunlar çok - Ezik mi? Open Subtitles هل أنا من يشعر بذلك أم أن هذه الأشياء تبدو حقاً سخيفة ؟
    bu bir takma ad değil, adamım.bunu bir gerçek olduğunu sana söylüyorum. Open Subtitles إنه ليس اسما مستعارا يا رجل ، أؤكد لك أن هذه حقيقة
    Sakın unutmayın Burası Adalet Bakanlığı mülküdür. Open Subtitles تذكر، أن هذه الإقطاعية تعود لوزير العدل نفسه.
    Düşündüm de, bunu artık sana geri versem iyi olur. Open Subtitles أعتقد أن هذه قد تكون اللحظة لإرجاع بعض الأشياء إليك
    Yürütücü işlev ile ilgili böyle düşünmenin tamamen yanlış olduğunu söylemek için buradayım. TED حسنًا، أنا هنا لأخبركم أن هذه الطريقة في التفكير بالوظيفة التنفيذية خاطئة تمامًا.
    Bunların Asya ve Avrupa'da da basılacağına dair garanti verebilir misin? Open Subtitles هل تستطيع التأكيد أن هذه الصور ستنشر في أوروبا و آسيا؟
    Ve, benim naçizane fikrime göre... bu, "herhangi bir olay" değildi. Open Subtitles و وارد في الرأي المتواضع للراوي أن هذه ليست مجرد حادثة
    bence bu kocaman bir kamera. Küçük el kamerasına ne oldu? Open Subtitles أعتقد أن هذه كاميرا عملاقة ماذا حدث للكاميرات من الحجم الصغير
    Renk ertesi gün yıkayarak çıkarılıyor ancak, o anda bu onların güzel bozulmaları. TED وبينما تزول الألوان في اليوم التالي، إلا أن هذه اللحظة، تشكل اعتراضهن الجميل.
    Sadece bu geminin gitmesi gereken yere gideceğinden emin olmak istiyorum. Open Subtitles أنا فقط أريد أن أتأكد أن هذه السفينة ستذهب إلي وجهتها

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد