Bence sonunda orijinal görüntüye dönmeliyiz. - Daha sert bir şey. | Open Subtitles | أعتقد أنه يجب أن نعود إلى المشهد الأخير لأنه أفضل بكثير |
Üçümüzün en sonunda gerçek bir aile olmaya başladığını sanmıştım. | Open Subtitles | وظننتُ أنّ ثلاثتنا بدأنا في الأخير أن نُصبح عائلة حقيقيّة. |
Kişi başına düşen gayrisafi milli hasılada Avrupa'da son sıradayız. | TED | المركز الأخير في الناتج المحلي الاجمالي للفرد على مستوى أوروبا. |
Kendisi ölmedi ama kavramı can çekişiyor. Bu ara son demlerini yaşıyor. | TED | لقد بدأ يموت حتى قبل موته و الآن هو في الرمق الأخير |
Harry, Geçen sene bir oyuncu olarak 35 dolar yaptın. | Open Subtitles | هاري , لقد جمعت 35 دولار في العام الأخير كممثل |
Fakat sen de evlendiğimizde benim Soy adımı almayı kabul etmelisin. | Open Subtitles | ولكن ينبغي أن تكوني راضية بأخذ اسمي الأخير بعد أن نتزوج |
Bu sezonun, final sezonunun ilk bölümünden bir görüntü izlemek istiyorum. | Open Subtitles | أودّ مشاهدة مشهد من الحلقة الأولى من هذا الموسم، الموسم الأخير |
sonunda pes edene kadar bir erkeği bir yıl boyunca rahatsız eden tipimdir. | Open Subtitles | لقد كنت فقط من نوع إزعاج الشاب لمدة سنة حتى يستسلم في الأخير. |
Çünkü bir amacımız olduğunu sonunda anladım gerçekleştirilmesi gereken kutsal bir amaç. | Open Subtitles | لأنني عرفت في الأخير أنه لدينا هدف هدف مقدس يجب أن نكمله |
Önünde sonunda hipotermiden ölürüz bu yüzden tüm bu enkaz, hayatımızı kurtaracak. | Open Subtitles | وسنموت في الأخير من إنخفاض الحرارة، لذا كلّ هذا الحطام سينقذ حياتينا. |
Jimmy Kimmel eninde sonunda videoyu popüler olabileceği kadar popüler yapan bu tweet'i attı. | TED | جيمي كيميل نشر تغريدة تويتر هذه والتي ستقوم في الأخير بدفع الفيديو ليصير شعبيا كما هو الآن. |
demediler. Daha sonra bu veri "İnsan Hakları İzleme Örgütü" tarafından bu gibi operasyonlar üzerine yapılan son raporunda kullanıldı. | TED | هكذا بدأ استخدام البيانات من طرف جماعات مثل هيومن رايتس ووتش في تقريرها الأخير حول هذه الأنواع من العمليات الإستباقية |
son sırayı ise, acıkan ve yemek yemek için duran ve karşıya geçmeden önce biraz uyuyan domuz aldı. | TED | المركز الأخير كان من نصيب الخنزير، الذي أحس بالجوع فتوقف ليأكل ويغفو قبل أن يتهادى أخيرا صوب خط النهاية. |
İşte bu noktada alevler son kez ses çıkarır ve orada hiç olmamışlar gibi bir duman eşliğinde kaybolurlar. | TED | فيعطي هذا اللهيب الملتوي همسه الأخير ويختفي مع خيوط الدخان كما لو أنه لم يكن هناك نارًا على الإطلاق. |
Size vermek istediğim en son örnek. Bu Washington, Soap Gölü haritası. | TED | المثال الأخير الذي أرغب بتقديمه لكم. هذه هي خارطة بحيرة سوب، واشنطون. |
Onlara Geçen ay 25 bin dolar yaptığınızı söyleyince size inanmayacaklar. | Open Subtitles | أخبرهم أنك كونت 25 ألف دولار فى الشهر الأخير, لن يصدقونك |
Geçen yılın son çeyreğinden 13,2 milyon ve ilave olarak 36.1 milyon. | Open Subtitles | و 13.2 مليون دولار من الربع المالي الأخير و 36.1 مليون إضافية |
Eğer evlendikten sonra da Soy adımı kullanırsam sorun olmaz, değil mi? | Open Subtitles | لو أبقيت اسمي الأخير بعد أن نتزوج ، فلا بأس بذلك ، صحيح؟ |
final sahnesinde, kanlanıp parçalanabilir. | Open Subtitles | ـ قد تتلوث الأريكة بالدم في مشهد القتل الأخير |
soyadı ve isminin ilk harfi aynı bir adres buldum. | Open Subtitles | لقد اتيت ومعي الأسم الأخير لكن فقط المقطع الأول منه |
Her Pazartesi ve Perşembe günü, bu nihai günlerimi kullanacağım. | TED | كل يوم اثنين و خميس يمر سأعتبره يومي الأخير. |
Ve bir gün o tatil sona erecek. | TED | وفي الأخير سوف تصل تلك العطلة إلى نهاية. |
Ancak bu metnin son kısmı geldiğinde, ben de görmek isterim. | Open Subtitles | , لكن عندما يأتى الجزء الأخير لهذا . أود أن أراه |
Onu okulda attırabilirim, ...ikinci sınıf bir okula gitmesini sağlayabilirim, ...sonra da yeteneksiz zenginlerin son kalesi olan USC'ye. | Open Subtitles | يمكنني أن أتسبب في طردها إرسالها إلى مدرسة داخلية من الدرجة االثانية ثم إلى المعقل الأخير للأغنياء غير الكفؤ |
Sen ilk öptüğüm çocuktun Jake,... ve sonuncusu olmanı istiyorum. | Open Subtitles | أنت أول فتى قبلته يا جاك. وأريدك أن تكون الأخير. |
O bu takımı topladı, çünkü bizim sonuncu bitireceğimizi tahmin ediyordu. | Open Subtitles | لقد جمعت هذا الفريق لأنها ظنت أننا كنا لننتهي بالمركز الأخير |