ويكيبيديا

    "الذهاب" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • gitmem
        
    • gitmemiz
        
    • Gitme
        
    • gitmeliyim
        
    • git
        
    • gidebilirsin
        
    • gelmek
        
    • gidebiliriz
        
    • gidelim
        
    • gitmeye
        
    • gitmen
        
    • gidemem
        
    • gitmeliyiz
        
    • gitmelisin
        
    • çıkmak
        
    Bu sefer, ders bittiğinde gitmem gereken bir evim vardı. TED وهذه المرة، كان علي الذهاب إلى المنزل عندما ينتهي الدرس.
    Şimdi, gitmem lazım, Anne. Onu eve götürün, tamam mı? Open Subtitles على الذهاب الآن يا أمى أذهبوا بها للبيت ، حسنا؟
    gitmemiz gerektiğini biliyorum ama, ikinize de söylemek istediğim bir şey var. Open Subtitles أنا أَعْرفُ بأن علينا الذهاب لاكن هنالك شئ أريد أن أخبركما به
    Bu benim 'Evime hoşgeldin. Gitme vaktin geldi.' dediğim bölüm. Open Subtitles إنه وقتي لأقول مرحباً بك في البيت إنه وقت الذهاب.
    Eğer tek yapabileceğiniz şey gülmekse, başka birine gitmeliyim o zaman. Open Subtitles ان لم يكن باستطاعتك غير الضحك علىً, فيمكننى الذهاب لمكان آخر.
    Sen kasabaya git. Biff'i bul ve onu takip et. Open Subtitles عليك الذهاب للمدينة, و سأتعقب أثر بيف الشاب و أتتبعه.
    Eğer sen gidecek birine sahipsen, gidebilirsin. Bana anlatmana gerek yok. Open Subtitles إذا كان لديك من تريد الذهاب إليها ستكونين فى طريقك إليها
    Şimdi, gitmem lazım, Anne. Onu eve götürün, tamam mı? Open Subtitles على الذهاب الآن يا أمى أذهبوا بها للبيت ، حسنا؟
    gitmem gerek. Maris çok üzgün. Onu "Cats" kadrosundan atmışlar. Open Subtitles علي الذهاب,لان ماريس قانطة للغاية لقد طردوها من مسرحية القطط
    Babamın garajına gitmem lazım. Bilgisayarları satmasında yardım etmek için. Open Subtitles عليّ الذهاب إلى مرآب أبي لمساعدته في بيع أجهزة الحاسوب.
    - Şimdi gitmek istediğinden emin misin? - gitmem gerek. Open Subtitles هل أنت متأكد أنك تريد الذهاب الآن نعم علي الذهاب
    Birdie tarağını unuttu. Telefonunu bana bıraktı ama gitmem lazım... Bekle! Open Subtitles يا استمع، بيردى تركت مشطها تركت أشيائها معى ولكنّي أريد الذهاب
    - Ya başka bir yere gitmemiz gerekirse? İnsanlar nerede olduğumuzu nasıl bilecekler? Open Subtitles ماذا إن كان علينا الذهاب إلى مكان آخر فكيف سيعرف الناس أين نحنُ؟
    Dinle, bunu şu anda konuşamayız. - gitmemiz gereken yerler var. Open Subtitles أسمع، لا يُمكننا التكلم عن هذا الآن، لأن يتوجب علينا الذهاب.
    Hadi çocuklar, Gitme vakti geldi. Sonra görüşürüz, tamam mı? Open Subtitles هيا يا أطفال حان وقت الذهاب أراك فيما بعد، حسنا؟
    Evet bırak bunu ben alayım. 8:30'a gitmeliyim ,o nedenle.... Open Subtitles نعم، لاخذ هذه الأشياء علي الذهاب إلى إجتماع ال 8:
    Max, levazım subayına git ve bu gece için cephane iste. Open Subtitles ماكس، الذهاب لرؤية التموين والتقاط كل ما ذخيرة يمكنك لهذه الليلة.
    Ne yazık ki, bu akşam maça gidemeyeceğim. İstersen gidebilirsin. Open Subtitles للأسف لا أستطيع الذهاب الليلة، المقاعد شاغرة إذا كنت تريدها.
    Gelecekle ilgili bir şeyler söylemek için eğitici konferanslara gelmek resmidir. TED الذهاب لمؤتمر تعليمي يتناول أي شيء عن المستقبل، هو أمر رصين.
    Biliyormusunuz, bence hepimiz bu akşamki festivale gidebiliriz diye düşünüyorum. Open Subtitles أنا أفكّر، ربّما نستطيع كلنا الذهاب إلى مهرجان الشتاء الليلة
    Burada mı kalmak istersin, başka bir yere gidelim mi? Open Subtitles حسناً، أترغبين بالبقاء هنا أم الذهاب إلى ثمّة مكان آخر؟
    RW: Bir gece filme gitmeye veya bir şeyler yapmaya ne dersin? TED رايان: ليلة واحدة، هل تريد الذهاب إلى السينما أو شيء من هذا؟
    Demek hepsini bitirdin, yoksa bir yere mi gitmen gerekiyor? Open Subtitles هل أنهيت كل شيء أم عليك الذهاب الى مكان ما؟
    Ben karnavala gidemem Danni. Karnavallarda kusarım... hem de çok. Open Subtitles لا استطيع الذهاب إلى الكرنفال لأنني أتقيأ هناك ، كثيراً
    gitmeliyiz, annene saat ona doğru döneceğimizi söyledim. Yo, yo. Open Subtitles لا يهم علينا الذهاب قلت لوالدتك اننا سنعود للمنزل بالعاشرة
    Belki de onun yanına yalnız gitmelisin. Ben gelmek istemiyorum. Open Subtitles ربما يجب أن تذهب وتقابله وحدك أنا لا أريد الذهاب
    Akşam yemeğine çıkmak istiyorsanız, içinde zaten su şisesi var. Open Subtitles إنه رائع، فإن أردتم الذهاب إلى العشاء، ففيه قنينة مياه

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد