ويكيبيديا

    "الكذب" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Yalan
        
    • yalanlar
        
    • yalancı
        
    • yalanı
        
    • yalandan
        
    • yalancısın
        
    • yalanın
        
    • yalanları
        
    • yalanlardan
        
    • yalancıdır
        
    Gördüğünüz gibi, Yalan söylemek aslında gelişme sürecinde tipik bir adım TED وهكذا كما ترون، الكذب هو في الحقيقة جزء تقليدي للنمو والتطور.
    Gazetelerde yazdgna göre, karnz kendi istegiyle Yalan testinden geçmis. Open Subtitles الآن، الصُحُف تَقُولُ بأنّ زوجتَكِ تَطوّعَت لأَخْذ إختبار كشف الكذب.
    Eğer çıkıp Yalan söylersem, bir de ben yalancı şahitlikten kodesi boylarım. Open Subtitles و إذا قُمت هناك و كذبت سيسجننوني بسبب الكذب وأنا حنثت بالقسم
    Riyadan. Bu ne anlama geliyor biliyor musun? yalanlar ve yalancılar! Open Subtitles من التعود على الكذب ، أتعرف معناها من الكذب و الكاذبين
    Kalmadı artık öyle bir yalanı, zindanı, bağı kaybetme korkusu. Open Subtitles اختفى الآن ذلك الخوف من الفقدان, من السجن, من الكذب
    Ve ona Yalan söylemek zorunda değilim çünkü onu yatağa atmak istemiyorum. Open Subtitles وأروع ما في الأمر، أني لا أضطر إلى الكذب لأستدرجها إلى السرير
    Tonane'nin halkına Yalan söylemek fikri benim de hoşuma gitmiyor. Open Subtitles أنا لا أحب فكرة الكذب على قوم توناني أكثر منك
    Bir Yalan... bütün mutlu anılarını sana geri verebileceğimi bana düşündürtdü. Open Subtitles الكذب هو إعتقادي أنني أستطيع أن أعيد لك كل ذكرياتك السعيدة
    Neden burada olduğumu merak eden olursa diye veya Yalan makinesi testi için. Open Subtitles لذا إذا تسأل أحد عما أفعله هنا أو من أجل جهاز كشف الكذب
    Ve şu anda herkesin Yalan söylemeyi bırakıp gerçekleri konuşması gerekir. Open Subtitles و حان الوقت للكل أن يتوقفوا عن الكذب و قول الحقيقة
    Ve şu anda herkesin Yalan söylemeyi bırakıp gerçekleri konuşması gerekir. Open Subtitles و حان الوقت للكل أن يتوقفوا عن الكذب و قول الحقيقة
    Adam karısına Yalan söyleyip gizlice başka bir kadınla özel duygularını paylaşıyor, Doug! Open Subtitles دوغ، والرجل الكذب على زوجته، التسلل حول مع امرأة أخرى، تقاسم المشاعر الحميمة.
    Yalan makinesinden zorlanmadan geçti. Ayrıca onu seviyordu gibi görünüyor. Open Subtitles لقد إجتاز جهاز كشف الكذب وبدا لي أنه أحبها بحق
    Son zamanlarda anladım ki, kendime bile kolaylıkla Yalan söyleyebiliyorum. Open Subtitles لقد اكتشفت ذلك مؤخراً حتى الكذب على نفسي يكون سهلاً
    Riyadan. Bu ne anlama geliyor biliyor musun? yalanlar ve yalancılar! Open Subtitles من التعود على الكذب ، أتعرف معناها من الكذب و الكاذبين
    Evliliğimizin en güzel hatıralarının yalanlar üzerine kurulu olmasına inanamıyorum. Open Subtitles لا اصدق ان احدي افضل لحظات زواجنا مبني علي الكذب
    Bu güvensizlik bir takım yalancı... haberciler tarafından, yetkililere iletilmiş. Open Subtitles ولقد رأينا نتائج عدم الثقة في صورة الكذب والإفتراضات المسبّقة
    yalanı bırak, insanlarla oynamayı bırak. Daha kibar biri ol, yeter. Open Subtitles توقفي عن الكذب , توقفي عن التلاعب , فقط كوني ألطف
    Ve tüm her şey, yalandan başka bir şey değilmiş. Open Subtitles وكل هذا الوقت لم يكن يفعل أيه شئ سوى الكذب
    Sen ayıkken kötü bir yalancısın. Sarhoşken çok daha kötü bir yalancısın. Open Subtitles حسنٌ، أنتِ كاذبة فاشلة في إتّقاظكِ، وأكثر فشلاً في الكذب وأنتِ ثملة.
    "Ama yalanın, beni aşkı hayattan daha çok sevdiğime inandırıyor." Open Subtitles ولكن الكذب بأن أقول بأنني أحبك أكثر من حبي للحياة
    yalanları ortaya çıkarıp sırlardan dolayı meydana gelen anlaşmazlıkları çözebilir. Open Subtitles يمكنها اكتشاف الكذب ورأب الصدع الذي يأتي من حفظ الأسرار
    yalanlardan ve Yalan söylemekten... o kadar bıktım ki. Open Subtitles اننى متعبة جدا تعبة من الكذب, وتلفيق الأكاذيب,
    Bunu duyduğuma şaşırdım Yargıç Bey, aslında kendisi çok iyi bir yalancıdır. Open Subtitles متفاجئٌ لسماع ذلك أيها القاضي إنها في الواقع بارعة الكذب

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد