ويكيبيديا

    "بالوقت" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • zaman
        
    • zamanında
        
    • zamanı
        
    • zamanda
        
    • an
        
    • Zamanın
        
    • zamanla
        
    • vakit
        
    • Şu
        
    • vaktinde
        
    • arada
        
    • zamana
        
    • saati
        
    • sırada
        
    • zamanım
        
    50 yıl, türümüzün karşılaşabileceği en büyük zorluklar için fazla bir zaman değil. TED خمسون سنة هي ليست بالوقت الكثير لمواجهة أحد أكبر التحديات الذي سيواجه لفصيلتنا.
    Bazen öylesine kapılıyorum ki zaman ve mekan hissimi kaybediyorum. TED بعض الأوقات، أنغمس في المجال حتى أفقد الشعور بالوقت والمكان.
    Herkesin bu, çünkü aynı tam zamanında kayboldu düşündüm düşünüyorum. Open Subtitles أعتقد أن الجميع قد ظن هذا لأنهم إختفوا بالوقت نفسه
    Buna değer miydi? Ameliyat dikişlerinden birisi atmış ama zamanında müdahale ettik. Open Subtitles أكان الأمر يستحق؟ فكّت إحدى قطب الربط لكن قمنا بربطه بالوقت المناسب
    Mulder, alt kattaki saatin doğru zamanı gösterdiğini fark ettin mi? Open Subtitles مولدر، حدثت لملاحظة سجّل وقت طابق سفلي هل إستمرار بالوقت المثالي؟
    Bu da demektir ki, eğer biri oraya gönderilirse, zamanda ilerleyemezler. Open Subtitles مما يعني أن أي شخص ينتقل إليه لا يستطيع التقدم بالوقت
    Hep böyle söylediğimi biliyorum, ama Şu an gerçekten kötü bir zaman. Open Subtitles أعرف أننى دائما أقول ذلك و لكن فعلا ليس الآن بالوقت المناسب
    Sonu açık bir bilet yani ne zaman isterse o zaman gider. Open Subtitles إنها تذكرة بدون ميعاد محدد لذا فهي تستطيع الذهاب بالوقت الذي تريده
    Bu tipler hemen patlar, yeterli zaman kalmaz kaçmaya. Charlie, bundan kaçabilirim. Open Subtitles ،نظراً لسرعة وميض هذا الشيء .لن يتمكّنوا من الوصول بالوقت المناسب أبداً
    Hem evimize sinemayı taşımış oluruz. İstediğimiz zaman film seyredebiliriz. Open Subtitles يمكنك أن تضع سينما بالبيت وتشاهد الأفلام بالوقت الذي تريده
    Normalde zamanında gelirdi. İnan bana bir daha sorun olmaz. Open Subtitles عادة أحضر بالوقت المحدد صدقني لن أكون كذلك مره اخرى
    Eğer zamanında yetişemezlerse, onlara söylememi istediğin bir şey var mı? Open Subtitles إن لم يصلوا بالوقت المناسب أهناك ما تودين أن أقوله لهم؟
    Hemşire bileğini kestiğini söyledi neyse ki onu zamanında buldular. Open Subtitles الطبيب قال بأنّه قطع رسغّه. محظوظ، عثر عليه بالوقت المناسب.
    Daha zamanı bile söyleyemiyor. - Kendisi istedi, seni hödük. Open Subtitles لا يستطيع أن يخبر بالوقت حتي لقد طلبها, ايه الاحمق
    Tarihin akışını ve hücumunu kontrol edenler, zamanı biçimlendiren ve ona sahip olan dünya yaratıcıları olarak düşünülüyor TED الذين يتحكمون بجريان التاريخ هم الذين يُعتبرون صنّاع المستقبل الذين يملكون ويتحكمون بالوقت
    Eğer zamanda geriye doğru seyahat edilebilseydin ve geçmişinde farklı bir karar verebilseydin bu senin geleceğini nasıl etkilerdi? Open Subtitles حول ما سيحدث إن أمكنك العودة بالوقت وتقوم بخياراتٍ مغايرة في ماضيك، وكيف سيؤثر ذلك على حياتك في المستقبل.
    Her an gelebilir. Her zaman vaktinde gelir. Saat tam 20.00'de. Open Subtitles قد تصل هنا بأيّ لحظة، دائمًا تأتي بالوقت ذاته، الثامنة مساءً.
    Ben Zamanın seyrini yeterince kaybettim Sen git.Ben senin yerine de bakarım Open Subtitles لقد فقدت تماما الاحساس بالوقت الرجاء اذهبي وتناولي الغداء. انا سألحق بك
    Bir sürü teknik engel var ama zamanla üstesinden geleceğimize inanıyorum. Open Subtitles هناك العديد من التحديات التقنية، ولكن أعتقد أننا سنتغلب عليهم بالوقت
    Hayatımdaki en önemli şeyin iyi vakit geçirmek olduğuna inanırdım. Open Subtitles كنت أعتقد أن أهم شئ فى الحياة هو الإستمتاع بالوقت
    Biraz esprili biriydi. arada bir nerede olduğunu hatırlatmam gerekirdi. Open Subtitles لقد كان شخصا كثير المزاح كنت دائما اذكره بالوقت والمكان
    şimdi, zamana arkamızı dönmemizden şikayetçi olmayalım. Open Subtitles والان دعنا ان لا نرتكب اخطاء لكي ننهي العمل بالوقت المناسب
    Çok pahalı, saati 3 dolar. Oraya yakın bir yerde parkmetre buldum. Open Subtitles تلك البقعة تكلف 3 دولارات في الساعة وجدت عدادا بالوقت ترك عليه
    Hem çocuğun kaçırıldığı sırada evde yoktu. Open Subtitles أظن ذلك و لكنها كانت قد تركت المنزل بالوقت الذي حصل فيه الإختطاف على أي حال
    Kendimi buna alıştırmak için pek zamanım olmadı. Open Subtitles مجرد أنني لم أحظى بالوقت الكافي لأعتاد على الأمر

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد