LM: Bildiğim kadarı ile o laboratuvarında çok çalışıyor ve çılgın fükürler üretiyor. | TED | لوك: مما أعرفه، أنه يعمل بجد بالغ في معمله ويحصل على نتائج مجنونة. |
Üniversitede gerçekten çok çalıştım ve üniversitemdeki çok az sayıda kadın bilgisayar bilimi mezunu arasında olmaktan gurur duydum. | TED | انا درست بجد شديد في الكليه , وكنت متفائله بكوني واحده من خريجين علم الكمبيوتر النساء الاقلاء في كليتي |
Sadece bir sürü insan daha iyi olması için çok çalışırsa gelişir ve bence kendi kendine kalırsa geriler. | TED | لا تتطوّر إلا إذا عمل الكثير من الناس بجد ليجعلوها أفضل، وفي الحقيقة، أعتقد أنها ستتراجع من تلقاء نفسها. |
Cidden, birinci ve ikinci keman hiyerarşik değildir sadece rolleri farklıdır. | Open Subtitles | بجد عازف الكمان الثاني والأول ليس مراتب. وإنّما مجرّد أدوار مختلفة. |
Cidden bu benim yıllardır yaşadığım en iyi kızlar gecesi. | Open Subtitles | وهذه بجد من أفضل الليالي التي حظيت بها من سنين |
Ben Ciddiyim, bunun ne kadar aptalca olduğu hakkında fikrin var mı? | Open Subtitles | لأننا تأخرنا ؟ أنا أتكلم بجد هل لديك أى فكره عن بلاهة حديثك ؟ |
- Ciddi olduğunu düşünmemiştim, bunu başka bir yıla erteleyebiliriz. | Open Subtitles | بجد أنا لا أستطيع تحمل عام آخر فى هذا الوضع |
Babam çok çalışıyordu, ama annemi mutlu edecek kadar para kazanmıyordu. | Open Subtitles | كان والدى يعمل بجد ولكن لم يكن يكسب الكافى لارضاء امى |
Bu kadar çok çalışmaya devam ederseniz Wildcats'i bile yenebiliriz. | Open Subtitles | يارفاق اعملو بجد حينها ستكونون قادرين على ضرب القطط الوحشية |
çok çalışıyor olsanız da vasat doktorlar arasına girmeye uğraşıyorsunuz. | Open Subtitles | ورغم عملك بجد كالبقيّة مازلت تعانين للوصول إلى منتصف المجموعة |
Zeki olmak yeterli değil, genç adam. çok da çalışmalısın. | Open Subtitles | ،كونك عبقرياً ليس كافياً أيّها الشاب، عليك أن تعمل بجد |
Sadece son günlerde çok çalışıyorum, aşırı sigara ve içki içiyorum. | Open Subtitles | كنت فقط أعمل بجد كبير وأشرب أكثر من اللازم، أدخن كثيراً |
Her gün mümkün olduğunca çok çalışacağım böylece yaptıklarını hak edebileyim. | Open Subtitles | سوف أعمل بجد بقدر استطاعتي كل يوم لكي أكون استحق لأجلك |
Eğer içeride kalan sen olsaydın Cidden şimdiye kafayı yemiştin. | Open Subtitles | اذا كانوا في داخل هذا اووووه سحقاً فأنتَ هالكـ بجد |
Cidden masum ayı yavrularının yaşamı üstüne aptal kurallar koymamaya çalışacak mısın? | Open Subtitles | هل تحاول بجد تقديم بعض القوانين الغبية فوق حياة الدببة القطبية البريئة؟ |
Bethany, New York ve Boston etkinliklerini ayarladı ve Cidden yaptığımız en güzel etkinliklerdi. | TED | بيثاني عملت في مدينة نيويورك وبوسطن، وقد كانت بجد أكثر الأحداث روعة التي قمنا بها. |
Cidden, Bayan Eberhart, burası etrafta gezinmek için pek uygun bir yer değil. | Open Subtitles | بجد يا مدام ابرهرت مش ده المكان المناسب الى تتمشى حوليه |
Ciddiyim. -İki güncük ayrı kalabiliriz. | Open Subtitles | لا بجد فنحن بالغون بما فيه الكفاية لنقضى العطلة بعيداً عن بعضنا |
Ciddi misin? Günün kalanında benimle konuşmayacak mısın? Senin tuvalet ihtiyacın yüzündendi. | Open Subtitles | بجد لن تتكلمي الي باقي اليوم كانت بسبب استراحتك من اجل الحمام |
Gerçekten mi? Yürütürsün demek? | Open Subtitles | بجد , سوف تخرجهم للتمشية؟ |
Şimdi eskisinden de fazla çalışıyorum ve senin iyi ismin lekelendi. | Open Subtitles | أنا أعمل بجد أكثر من قبل و سمعتك الجيدة في الحضيض |
Samantha'nın aşkına, Ben zor da olsa Tanrı'nın sesini duymaya çalıştı. | Open Subtitles | من أجل سمانثا, بن .حاول بجد كبير أن يستمع إلى الله |
çok isterim. O kadar sıkı çalıştım ki çabamın takdir görmesi hoşuma gidiyor. | Open Subtitles | انا احبه ،لقد عملت بجد ، إنه يمنحني شعوراً طيباً بأن اُقدر لمجهودي |