"تعرض" - ترجمة من عربي إلى تركي

• teklif
• maruz
• geçirdi
• uğradı
• uğramış
• öneriyorsun
• edilmiş
• uğradığını
• yedi
• sunuyor
• uğrayan
• gösteriyor
• gösteren

Birisine neredeyse evlenme teklif edip, sonra da o teklifi geri alamazsın.
انت لا يمكنك ان تعرض الزواج على احد ثم ترجع فى عرضك.

teklif edildiği zaman yardımı kabul etmelisin. Unutma, bu işte birlikteyiz.
اقبلي المساعدة حين تعرض عليكِ، تذكّري بأنّنا في هذا الأمر معًا

18 aydan fazla sürede, binlerce çocuğunda dahil olduğu 100.000 çevre sakini yüksek seviyede kurşun kirletilmiş içme suyuna maruz kaldı.
لمدة 18 شهرًا، تعرض 100,000 ساكن محلي، بما في ذلك الآلاف من الأطفال الصغار، لمياه شرب ملوثة بمستويات عالية من الرصاص.

Sen bana "Hepsi, aynı anda, aynı gecede şiddetli hipotermi geçirdi." mi diyorsun?
هل تخبريني أن جميعهم تعرض لذلك في نفس اليوم في نفس الوقت ؟

Bir gece ihanete uğradı ve bazıları tereddüt edip onu terk ettiklerinde, sadece Peter yanında oldu ve ona sadık kaldı.
في تلك الليله الفظيعة عندما تعرض للخيانه عندما شك البعض فيه وهرب من جانبه بقي بطرس فقط الصامد المخلص حتى النهاية

Zamanında babası tarafından saldırıya uğramış sık sık da işkence görmüş.
لقد تعرض للإعتداء من قبل والده الذي كان يعذبه بصورة متكررة.

- Benimle barış yapmanızı ve kardeşinizle evlenmemi teklif etmenizi isterim.
أطلب أن تصنع سلامًا معي أطلب أن تعرض أختك لي للزواج

Farz edelim ki kurallar şöyle: içeceğiniz suyu... ...onlara vermek için teklif ediyorsunuz... ve yapay yer fıstığını da o kişiye veriyorsunuz.
لأن الشروط هي: كل مرة تعرض فيها شرابا على أحد تعطيهم الشراب و تعطيهم قطعك الصغيرة من الستايروفوم أيضا

Bu kadını hiç bana teklif etmedin.
انت لم تعرض هذه المرأة علي من قبل , لماذا؟

Ben bir köşede dururken Bn. Grey gelip bir teklif yapıyor.
حسناً,أنا واقف في زاوية الشارع و تظهر السيدة جراي و تعرض عليّ اقتراحاً

Ama, tüm Afrika'ya dağılmış cansız bedenlere karşılık teklif ettiğiniz para gerçekten çok aşağılayıcı.
لكن جعلك تعرض علي النقود ثمناً للذين ملئت جثثهم أفريقيا هو شيء منحط جداً

Ben de ordaydım ve bir şeylere maruz kaldığımı düşünüyorum.
كنت هناك ، وأعتقد بأنه قد يكون تعرض لشيئ ما

İnfaz yıllar önce yapıldı cesedi sadece birkaç gündür çeşitli maddelere maruz kaldı.
في الغالب تم قتله منذ عده سنوات جسده فقط هو ما تعرض للقصف

Bizim gelişmiş biyolojik toksine maruz kalmış bir kişimiz var.
لدينا شخص لقد تعرض لسم بايولجي وعلى الأرجح أنه سلاح

Ted bir motorsiklet yarışçısıydı, fakat 1978 bir araba kazası geçirdi ve görme yeteneğini kaybetti. Motorsiklete binmeye çalışıyorsanız yıkıcı bir durum.
كان تيد متسابق للدراجات النارية، لكن في عام 1978 تعرض لحادث سير وفقد بصره, الشيء المدمر هو إذا حاولت ركوب الدراجات النارية.

Felç geçirdi, beyin ameliyatı oldu, radyasyon ve kemoterapi aldı.
تعرض لجلطة دماغية، وخضع لجراحة دماغ، والإشعاع والعلاج الكيميائي.

Bir peder, benim pederim, kendi kilisesinde saldırıya uğradı.
القسيس، كاهني، تعرض للإعتداء بشكل وحشي في كنيسته

Sürü saldırısına uğramış gibi, her yeri arı sokması içinde.
إنه مُغطى بلدغات النحل كما لو كان قد تعرض لإجتياح

Buraya geliyorsun, buralardan ayrılmayayım diye bana dondurma ve balon öneriyorsun.
أنت تظهر هنا و تعرض على مثلجات و بالون لأبقى بالجوار

Yani bu çocuk, muhtemelen kötü muameleye maruz kalmış, yolu boyunca karşılaştığı hemen her yetişkin tarafından terk edilmiş, gözardı edilmiş, ihanete uğramıştır.
وهذا الطفل .. قد تعرض على الاغلب الى الاساءة والهجر والاهمال والخيانة من قبل كل بالغ صادفه في حياته

Hayatımda hiç bir adayın bu kadar medya saldırısına uğradığını görmemiştim
لم أرى في حياتي مرشح تعرض لهجوم أكبر من ذلك من الإعلام الليبرالي

Eş zamanlı olarak yedi farklı kıtaya giden alkolsüz içecek reklâmı.
إعلانات مياه غازية تعرض في نفس الوقت في سبع قارات مختلفة.

Çoğu, yüksek meblağlar sunuyor. Ancak çok azı bunu yerine getiriyor.
العديد من المشاريع تعرض أرباحاً عالية عدد قليلٌ جداً يقوم بتسليمها

Cinsel tacize uğrayan tek kişi benim.
الشخص الوحيد اللذي تعرض للتحرش الجنسي هو أنا

Bu görselde ITO dünya tarafından konulan her bir flash 2009'da açık sokak haritasına yapılmış bir düzeltmeyi gösteriyor.
كل ومضة على هذا التصوير وضعت سوياً بواسطة منظمة التجارة الدولية تعرض تحريراً في 2009 صُنعت لخارطة الشارع المفتوحة.

Evet, bu zamandaki farklı hareketleri gösteren farklı panelleri ele alıp hepsini harmanlamak demek oluyor.
أجل، هذا يعني أن نأخذ كل اللوحات المختلفة التي تعرض اللحظات المختلفة من الوقت ونضعها فوق بعضها البعض.