| - Bu yeni bir güvenlik tehdidi demek. - Dünyadışında sorun yaratabilir. | Open Subtitles | هذا يمثّل تهديد إلى الأمن هذا يمكن أن يكون مشكلة خارج العالم |
| Bugün bir bomba tehdidi aldık. Polis binanın içerisini arıyor. | Open Subtitles | لقد جاءنا تهديد لانفجار اليوم و الشرطة بالداخل تفتش المكان |
| Dinle, biyosilah tehlikesi sona erdi ama yine de uçağa binene kadar onu izlemeye devam edersen çok memnun olacağım. | Open Subtitles | أنا أعرف أن تهديد السلاح البيولوجي قد انتهى لكنني سأشعر بشكل أفضل إذا راقبتها إلى غاية ركوبها على متن الطائرة |
| Öyle bir gün gelmişti ki, diğerlerine hiç benzemeyen yeryüzünün en kudretli kahramanları, tek bir tehlikeye karşı birleşmişti. | Open Subtitles | وحينها جاء يوماً من الايام لا يوجد له مثيل حينها توحد كل ابطال الارض جميعاً معاً ضد تهديد واحد |
| Bundan aylar öncesinde bana bunun gibi tehdit mesajları gönderiyordu. | TED | قبلها بعدة أشهر كان يرسل لى رسائل تهديد مثل هذه. |
| Bu sabah, komunis partisi gazetesinde Sovyetlerin tehditi ön sayfada yer aldı. | Open Subtitles | و كان تهديد السوفييت جلياً هذا الصباح بالصفحة الأولى لجريدة الحزب الشيوعي |
| Bush yönetimi elbette kılavuz falan yollamadı çünkü meselenin terörist tehditle hiç ilgisi yoktu. | Open Subtitles | بالطبع، إدارة بوش لم تطبع كتيب شرح لكيفية التعامل مع أى تهديد إرهابى لأن التهديد الإرهابى ليس كل شئ |
| Aile içi şiddet örüntüsündeki sıradaki adım, şiddet tehdidini ortaya koymak ve karşı tarafın buna nasıl tepki vereceğini görmektir. | TED | الخطوة الثانية في نمط العنف الأسري هو تقديم تهديد العنف وترى كيف تتفاعل. |
| Mekanı tanıyor. Köpek gibi fiziksel her tehdidi ortadan kaldırmış. | Open Subtitles | هو على علم تام بالمكان وأزال أي تهديد ممكن, كالكلب |
| Onun bir güvenlik tehdidi olduğunu söylediler. Kesin emin olmasalar birisini öldürtmezlerdi. | Open Subtitles | لقد قالوا أنها تهديد أمني، لن يختاروا أحداً إن لم يكونوا متأكدين |
| Diğer yarısı ölüm tehdidi ve bunların yaklaşık üçte ikisi tecavüzü de içeriyor. | Open Subtitles | و النصف الآخر كانت تهديدات بالقتل و بينها قرابة الثلثين تضمنت تهديد بالأغتصاب |
| USMS ofisini arayıp kaçakları üzerinde ölüm tehdidi olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | استطيع الاتصال بمكتب المرشال اخبرهم انه هناك تهديد على المشتبه |
| Elsa her şeyi biliyor, o yüzden şantaj tehdidi yok, Bay Geist. | Open Subtitles | إيلسا تعرف كل شيء لذلك ليس هناك تهديد من الابتزاز،يا سيد جيست |
| Elsa her şeyi biliyor, o yüzden şantaj tehdidi yok, Bay Geist. | Open Subtitles | إلسا تعرف كل شيء لذلك ليس هناك تهديد من الابتزاز، السيد جيست |
| Madagaskar'daki birçok doğal ortam ve tür sonsuza dek yok olma tehlikesi altında. | Open Subtitles | العديد من مشاهد مدغشقر البرية وأنواعه تقبع تحت وطأة تهديد الزوال إلى الأبد، |
| Şimdi, diyelim ki, kapıya doğru gidiyor, kapıyı açıyor her ne görüyorsa bir tehlikeye benziyor. | Open Subtitles | افترض أنه ذهب للباب وفتحه ومهما رآه كان تهديد |
| Bunun asılsız bir tehdit olmadığını düşündürecek bir sebebin yok. | Open Subtitles | لا يحق لك التفكير سوى في أن هذا تهديد تافه. |
| L.A. Havaalanı'ndaki Turner'ı ara ve Eylül tehditi davasının kapatıldığını onayla. | Open Subtitles | اتصل تيرنر في مطار لوس انجليس وأكد إغلاق ملف تهديد سبتمبر |
| Geldiğinde, tamamen yeni bir tehditle karşı karşıya kalacağız. | Open Subtitles | فسيعيد أسلحته نحونا , وعندما يفعل فسنواجه تهديد جديد وكامل |
| Kendisinin bu yıl içinde aldığı 20 ölüm tehdidini bilmenizi istemiyorlar. | Open Subtitles | لا يريدونكم أن تعرفوا أن القس تلقى 20 تهديد بالقتل هذا العام |
| Bence kötü PowerPoint sunumları küresel ekonomiye ciddi bir tehdittir. | TED | انا اعتقد ان عروض الباوربوينت السيئه هي تهديد جدي للأقتصاد العالمي. |
| Silah zoruyla grubumuzdan iki kişiyi taciz ettiler. | Open Subtitles | لقد إعتدوا جنسياً على اثنين من فريقنا تحت تهديد السلاح |
| Bir adaya yapılan tehdidin bütün aileye karşı yapıldığını kabul ederiz. | Open Subtitles | نحن نعامل التهديد على حياه المرشح كأنه تهديد على العائله كلها |
| Şimdi, dünyanın yeni Kami'si olan Dende arkadaşlarının tehlikede olduğunu öğrendi ve Goku ve diğerlerini onları kurtarması için çağırdı. | Open Subtitles | ومالم يوجد هناك بعض الوسائل المقاتلة التي إن وجدت ستشكل تهديد كامل جنس الناميك في خطر الإنقراض من عبر المجرة |
| Gelecekteki herhangi bir tehdide karşı silahlı ve hazır olmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نبقى يقظين ومسلّحون ضدّ أيّ تهديد في المستقبل. |
| Ama bu evlilik güç kazanmak isteyen herkes için bir tehditti. | Open Subtitles | لكن هذا التحالف يعد ايضا بمثابة تهديد لاي شخص ينشد النفوذ |
| Bunun yerine, erkekler kabararak olabildiğince tehditkar görünür sonra öfkeli renk ve şekil gösterileriyle savaşmaya hazır olduklarını belli ederler. | Open Subtitles | بدلا من ذلك ، الذكور ينفخون أنفسهم مع نظرة تهديد قدر الإمكان ثم تتصل رغبتهم للمحاربة بعروض ألوان ونمط غاضبة |
| Sana ve ailene gelen bir tehditten sonra nasıl olur da bir polisi ve bir rahibi öldürebilir? | Open Subtitles | هل لديك أي فكرة لماذا تهديد لك ولعائلتك يتسبب فى مقتل شرطي وكاهن؟ |