"توفي" - ترجمة من عربي إلى تركي

• öldüğünü
• ölen
• öldükten
• öldüğünden
• ölü
• öldü
• öldürüldü
• kaybetti
• öldüğüne
• ölünce
• ölüm
• kaybettik
• ölümüne
• ölmüştür
• kaybetmiş

Bir aileye sevdikleri insanın öldüğünü söylemek hiçbir zaman kolay değildir.
أن تخبر عائلةً بأن فرداً منها قد توفي, ليس سهلاً أبداً.

Dinle, söylemek istediğim bir şey var. Kardeşinin görevde öldüğünü biliyorum.
اسمع، كنت أريد أن أقول بأنني أعرف أن أخاك قد توفي

Bundan yaklaşık iki yıl önce ölen bir oğlu vardı.
كان لديها سوء الصبي الصغير الذي توفي قبل عامين تقريبا.

Ağabeyin, Veliaht Prens Hyojang öldükten sonra kırk yaşını geçtiğimde sen doğdun.
عندما الخاص بك توفي الأخ الأكبر وأنا ولد كنت في سن الأربعين.

Kocam öldüğünden beri, yardıma ihtiyacım vardı bir kadın tek başına bir çiftliği nasıl çevirebilir?
منذ توفي زوجي وأنا بحاجة إلى المساعدة. كبف لامرأة أن تدير مزرعة بلا مساعدة؟

Peki ya onun da bir sene önce öldüğünü söyleseydim?
ماذا لو أخبرتك أنه قد توفي منذ أكثر من سنة؟

Bu sabah, Danilo'nun bir metro peronunda öldüğünü duyarak uyandım.
هذا الصباح، استيقظ واسمع دانيلو توفي على منصة مترو الانفاق

Ancak oraya vardığında, amcasının gizemli bir şekilde öldüğünü ve arsadaki bir mozoleye gömüldüğünü öğrenir.
لكن بمجرد وصوله إلى هناك، وجد أن عمه قد توفي في ظروف غامضة وتم دفنه في ضريح في الملكية العقارية.

Özgürlüğüne çok az kala, kalp krizinden öldüğünü söylediler.
وقد أعلنوا حينها أنه توفي أثر نوبة قلبية ثم حرروه

Bana öldüğünü söylüyorsan, öyle olsun!
وانت تظن انه صديقك اخبرتني انه توفي .فليكن

Dün ya da bugün ölen tek sen misin zannediyorsun?
هل تعتقد أنك الوحيد فقط الذي توفي أمس أو اليوم؟

Davalının 1989'da ölen babasının, elinde bir 38'lik tutarken çekilmiş fotoğrafları var.
والد المتهم الذي توفي عام 1989 شوهد في الصور يحمل عيار 38

Ve şakak kemiklerinin öldükten sonra, sağırlığını incelemek için alındığı ortaya çıktı. Ki bu da neden kil bir kalıba sahip olduğunu ve kafatasının neden yana kaydığını açıklıyor.
واتضح أن تحصد عظامه الصدغية تم حصادها حين توفي في محاولة لإلقاء نظرة على سبب صممه، وهذا هو سبب توفره على قالب طيني وجمجمته منتفخة خارجيا من الجانب هناك.

Maria için gelişiyoruz, kendisi, ailesiyle birlikte yaşadıkları araçta dedesi öldükten sonra şiiri iyileşmek için kullanıyor.
ننشّئ ماريا، التي تستخدم الشعر للتعافي بعدما توفي جدها في الشاحنة التي تعيش فيها مع بقية عائلتها.

Hayır,ailesi öldü ve kocasının ailesi-- o öldüğünden beri onlarla iletişimi koparmış.
كلا توفي والديها ووالدي زوجها فقدت التواصل معهم منذ وفاته

Bob Simon 10 yıldan beri ölü ama iyi denemeydi.
توفي بوب سايمون قبل عشر سنوات، ولكنها محاولة لطيفة منك.

Okoloma, 2005 Aralık'ta Nijerya'daki meşhur Sosoliso uçak kazasında öldü.
توفي أوكولوما بتحطم طائرة سوسوليسو المريع في نيجيريا ديسمبر 2005.

Bu insanların hepsi bir organa ama hepsinde farklı bir organa saldıran bir şey tarafından öldürüldü.
كلّ من هؤلاء توفي بسبب شيءٍ واحد هاجم عضواً واحداً ولم يصب العضو نفسه مرّتين

19 kişi bu felakette hayatını kaybetti.
توفي تقريبًا 19 شخصًا جراء هذه الكارثة.

Şimdi amcam öldüğüne göre daha büyük bir şey alabilirdim.
و أستطيع جلب شئ أكبر الآن و قد توفي عمي

Beş yıl önce savunma oyuncusu koçu ölünce... ikisi aynı anda oldu.
قبل خمس سنوات حين توفي مدرب خط دفاع الفريق حصلت على الأمرين

Yarım saattir bekliyorum, yarın ölüm ilanım çıkar: "Yaşlı adam dayanamadı."
غداً ستقرأون عني بصفحة الوفيات شخص محلي توفي اثناء انتظار المعجنات

Bak, babam öldüğünde herşeyimizi kaybettik.
انظر، لقد خسرنا كل شيء عندما توفي والدي، كل شيء

Babanın ölümüne ne kadar üzüldüğümü söyleme fırsatım olmamıştı.
لا أظن بأنني قلت لكِ كم أنني آسف لأن والدكِ توفي

Kınanası hareketlerinizden, eski ortağım, cesur memur George Scotman ölmüştür...
بسبب أفعالكم القبيحة شريكي الراحل الضابط الشجاع جورج سكوتمان توفي

On yedi yaşındayken babasını kaybetmiş, ve bir misyoner okuluna alınmış.
لكن والده توفي عندما كان في سن السابعة عشر لقد أخُذ إلى مدرسة فنية